Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Aydın Adliyesi'nde düzenlediği basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"21 Ağustos, Diyarbakır, bir çocuk...
10 Eylül, Tekirdağ, bir bebek...
1 Ekim, Didim, bir kadın...
1 Ekim, Beyoğlu, genç bir kadın...
4 Ekim, Fatih, iki genç kadın...

Tarihlerin ve şehirlerin değiştiği ancak olayların, mağdurların ve faillerin hiç değişmediği; evde, sokakta, okulda, iş yerinde, özel ve kamu kurumunda; yalnızca kadınlara ve çocuklara karşı ve yalnızca erkekler tarafından ortaya konan bu şiddete tahammülümüz kalmamıştır!

Aydın Barosu'ndan 4 Ekim açıklaması Aydın Barosu'ndan 4 Ekim açıklaması

SİSTEM YETİŞMİYOR

Savcılıklar şikayetlere, aile mahkemeleri önleyici tedbir taleplerine boğulmuştur. Kadınlar, erkek şiddetinden korunmak, karşı koymak için adliyelerde sıraya girmekte, beklemekte; nihayetinde elde ettiği ise bir kağıt parçasıdır. Sistem talebe yetişememekte, kağıt parçasının akıbeti yönetenler ve uygulayıcılar tarafından yerine getirilmemektedir.

"BİZİ ÖLDÜRMEK İSTEYENLERİN ÜLKESİ" 

Bu şiddet; yalnızca hukukun ele alması, önlemesi ve çözüm üretmesi gereken bir vaka olmaktan çıkmıştır. Toplumumuzda yaşanan cinsiyet ayrımcılığına dayanan ve kendini koruyamayacak durumda olmasından yararlanılarak gösterilen bu şiddet; siyasilerin olaya indirgediği, gerçek ve etkili çözüm üretmekten kaçındığı, ayrımcılık ve küçük düşürme dışında hiçbir yöntem benimsemediğini rahatlıkla ortaya koyduğu bir onay sürecinden doğmakta ve beslenmektedir. Oysa yaşanan artık sosyolojik bir vaka; sergilenen şiddet erkek psikopatolojisinin, sapkınlığının, caniliğinin öngörülemez serseriliğidir. Bize yaşatılanlar münferit olaylar değil gün gün, saat saat gerçekleşen; sistemin de önlem almayarak ve karşı koymayarak desteklediği toplumsal bir olguya, ülke "bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi"ne, şiddet bir "kıyım"a dönüşmüştür.

Baromuzun ve avukatların; kadınlarımızı ve çocuklarımızı yaşam hakkından, vücut ve cinsel bütünlüğünden, ruh sağlığından eden; ayrımcı, elverişsiz politikalar sonucunda ortaya konan bu şiddete karşı çözüm üreten, mücadele eden ve hak sağlayan olarak yer aldığımızı, bundan vazgeçmeyeceğimizi bildiririz."

Muhabir: Damla Gümüş