8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların iş hayatındaki mücadelelerini ve başarılarını bir kez daha gündeme getiriyor. Kimya Mühendisi Mehlika Koç ve girişimci Cansu Öztürk, azim ve kararlılıkla kendi yollarını çizen iki başarılı kadın olarak öne çıkıyor. Tariş Kolonya Fabrikası Müdürü Mehlika Koç, iş ilanlarında hala "erkek mühendis aranıyor" ibaresiyle karşılaştığını belirten Koç, annelik nedeniyle iş hayatında dezavantajlı duruma düşürüldüğünü de dile getiriyor. Ancak tüm engellere rağmen kadınların fırsat verilmese bile kendi yollarını açabileceğini savunuyor. Aydın’da girişimcilik yolculuğuna başlayan Cansu Öztürk ise doğal ve glutensiz un üretimiyle markasını büyüterek ihracata yöneldi. Kadın istihdamına öncelik veren Öztürk, Halkbank’ın “Üreten Kadınlar” yarışmasında ilk 100’e girmeyi başardı.
“KADINLAR HER İŞİ YAPAR”
Kimya Mühendisi Mehlika Koç, mühendislik mesleğinde cinsiyet ayrımcılığıyla karşı karşıya kaldığını belirterek, kadınların iş hayatında daha fazla yer alması gerektiğini vurguladı. Koç, “İşe alımlarda genellikle erkek adayların tercih edildiğini görüyorum. İş ilanlarında ‘erkek mühendis aranıyor’ ibaresiyle karşılaşmak, kadınların hala birçok sektörde yeterince temsil edilmediğini gösteriyor. Mühendislik ve birçok mesleği kadınlar mükemmel bir şekilde icra edebilir” dedi. Koç, kadın stajyerlere öncelik tanıyarak cinsiyet ayrımcılığı algısını yıkmaya çalıştığını dile getirdi. Annelik nedeniyle iş hayatında ayrımcılığa maruz kaldığını ifade eden Koç, ikinci çocuğunu dünyaya getirdikten sonra “eski verimini kaybedeceği” gerekçesiyle işten çıkarıldığını söyledi.
“HAMİLELİK SUÇ MU?”
Kadınların hem evde hem de iş yerinde büyük sorumluluklar üstlendiğine dikkat çeken Koç, iş görüşmelerinde annelikle ilgili sorularla karşılaştığını belirterek şunları söyledi: "13 yıl çalıştığım iş yerinden ayrılmak zorunda kaldım. Çocuklarımı büyüttükten sonra yeni bir işe başvururken, yöneticiler erkek bir adayı tercih etmeyi düşündüklerini açıkça belli etti. ‘Ben çocuklarımı büyüttüm, artık çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum’ dediğimde işe alındım. Hamilelik kadın için suç gibi algılanıyor. Kadının sadece bu şartla işe kabul edilmesi, iş dünyasında kadınların karşılaştığı zorlukları net bir şekilde gösteriyor."
“KURTARILMIŞ DENİZ YILDIZI”
Kadınların iş hayatında mobbing, psikolojik ve cinsel taciz gibi birçok zorlukla mücadele ettiğini söyleyen Koç, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaparak kadın haklarının korunması gerektiğini belirtti. Ayrıca kadınları teşvik etmek için çeşitli projeler yürüttüğünü aktaran Koç, çalıştığı fabrikadaki kadın işçileri halk kütüphanelerine üye yapmaya teşvik ettiğini belirterek, "Şimdiye kadar 30 kadını kütüphanelere üye ettim ve bunların beşi bile kitap okusa benim çok kıymetli. Onları kurtarılmış birer denizyıldızı gibi görüyorum" dedi.
“KADINLAR KENDİ FIRSATINI YARATIR”
Çalıştığı firmada genellikle personel çalıştığını dile getiren Koç, şöyle konuştu: "Çalıştığım firmada genel müdürümüz kadın, insan kaynakları bölümümüzde kadın, kolonya fabrikamızda çalışan 16 personelin 10’u kadın. Kadınların iş hayatında daha fazla yer alması gerekiyor. Atatürk, kadın ve erkeğin eşit bir şekilde topluma kazandırılması gerektiğini savunmuş, kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçok ülkeden önce vermiştir. Kadın mühendis de olur, cerrah da olur, şoför de olur, kasap da olur. Kadınlar yeter ki fırsat verilsin, hatta verilmese bile kendi fırsatlarını yaratır."
AYDIN’DA MARKA HALİNE GELMİŞ KADIN GİRİŞİMCİ
Kadınların iş dünyasında var olma mücadelesine bir diğer örnek ise Aydın Efeler’de girişimcilik yapan Cansu Öztürk. 10 yıl önce kestane ticareti ile başladığı girişimcilik serüveninde bugün 27 çeşit doğal ve glutensiz ürün üreten Öztürk, kadın istihdamına öncelik vererek iş hayatında kadınların daha güçlü olması için çalışıyor.
İstanbul’da doğan ve evlendikten sonra Aydın’a yerleşen Öztürk, lojistik eğitimi almasına rağmen gıda sektörüne yöneldiğini belirtti. Eşiyle birlikte bir marka oluşturduklarını anlatan Öztürk, “İlk olarak Aydın’ın coğrafi işaretli kestanesini alıp satıyorduk. Sonrasında kestane ununu üretmeye başladık. İtalya’da kestane unu çok fazla kullanılıyor. Biz de bu değerli ürünü değerlendirerek ülkemize kazanç sağlamak istedik. Şimdi 27 çeşit ürün üretip satışa sunuyoruz” dedi.
Zaman içinde ürün yelpazesini genişlettiklerini belirten Öztürk, bugün keçiboynuzu unu, karabuğday unu, Hindistan cevizi unu, glutensiz unlar ve çeşitli doğal unlar üreterek pazarda kendine sağlam bir yer edindiğini söyledi. Aynı zamanda kek ve poğaça karışımları gibi özel karışımlar da sunarak geniş bir tüketici kitlesine hitap ettiğini dile getirdi.
İHRACATTAN YARIŞMALARA
Öztürk, ihraç etmeye başladı ve büyük restoranlarla, marketlerle anlaşmalar yaparak markasını büyüttü. Bugün Irak’a ihracat yapan ve Türkiye’nin dört bir yanına e-ticaret yoluyla ürün gönderen Öztürk, girişimcilik yolculuğunda önemli yarışmalarda derece kazandı. Öztürk, "Halkbankası’nın ‘Üreten Kadınlar’ yarışmasında ilk 100’e girdik. Ayrıca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği ‘Yükselen Markalar’ yarışmasında finale kaldık. Bu bizim için çok gurur verici bir başarı" dedi. Öztürk, şu an 5 kişilik bir kadın ekiple çalıştıklarını ve kadın istihdamına öncelik verdiklerini söyledi.