Aydın Hedef Gazetesi Muhabiri Murat Tan'ın haberine göre, kuraklık ve yağışların yeterli olmamasından kaynaklı yaşanan su sıkıntısı nedeniyle bu yılki tarımsal sulama sezonu kapsamında Aydın Valiliği’nin kararıyla yapılan su dağıtım planlaması kapsamında Kemer ve Çine Adnan Menderes Barajı’nın suladığı bölgelerde yüzde 49, Adıgüzel ve Cindere Barajları’nın suladığı kısımlarda ise yüzde 23 kısıtlamaya gidildi. Geçtiğimiz Haziran ayının son haftası itibariyle baraj kapakları açılırken, gelinen noktada su kalmaması üzerine kapakların 27 Temmuz itibariyle yeniden kapatılacağı öğrenildi. Yaklaşık 1 ay daha devam edecek olan tarımsal sulama sezonunda çiftçiler kendi imkanlarıyla artezyen suları başta olmak üzere alternatif kaynaklarla arazilerini sulamaya çalışmaya hazırlanırken, bu yöntemlerin de yetersiz kalacak olması çiftçileri kara kara düşündürmeye başladı.
“CİDDİ VERİM KAYBI YAŞANACAK”
Yeterli sulama yapılmasının ürünlerde rekolte kaybına neden olacağını belirten Aydın Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, “Önümüzdeki hafta itibarıyla barajlarda su tamamen tükenecek ve çiftçilerimiz, kendi imkanlarıyla artezyen suları, dere kenarları gibi kıt kaynaklarla arazilerini sulamaya devam etmek zorunda kalacaklar. Ancak, bu imkanlardan yoksun olan çiftçilerimiz için durum daha da vahim olacak. Her iki senaryoda da tarım arazilerimizin yeterli suyu alamayacak olması, ürünlerde ciddi verim kayıplarına neden olacak. Maalesef, barajlarda yeterli su birikmemişti ve bu nedenle şu anki durum kaçınılmazdı” dedi.
“SU KITLIĞI KRİZE SÜRÜKLÜYOR”
Devlet Su İşleri ve Tarım ve Orman Müdürlükleriyle yaptıkları toplantılarda da bu krizin öngörüldüğüne dikkati çeken Kendirlioğlu, “2007 yılından beri devam eden kuraklık, çiftçilerimizi az suyla tarla sulamaya zorladı. Bu yıl ise artan girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları çiftçilerimizi daha da zora soktu. Domatesler tarlada kaldı, pamuk hasadında büyük sorunlar yaşanması muhtemel ve buğdayda da benzer bir durum söz konusu. Çiftçilerimiz, yüksek maliyetler ve düşük fiyatlarla mücadele ederken, su kıtlığı da tarım sektörünü büyük bir krize sürüklüyor. Tarım arazilerimizin yeterli sulama yapılmaması nedeniyle ürün veriminde büyük kayıplar yaşanacak. Bu durum, gıda üretiminde ciddi sorunlar yaratabilir ve çiftçilerimizin ekonomik sıkıntılarını daha da derinleştirebilir. Bu nedenle Devletimiz acilen devreye girerek tarımsal desteklemeleri artırmalıdır ” ifadelerini kullandı.
“DESTEKLER ARTIRILMALIDIR”
Pamuk fiyatlarının en az 7 liradan aşağı olmaması gerektiğine de dikkati çeken Kendirlioğlu, “Ancak mevcut ekonomik koşullarda yarın 7 lira bile yeterli olmayabilir. Ne yazık ki, böyle zorlu bir dönemden geçiyoruz. Çiftçiler olarak para kazanmıyoruz. Kazansak zaten destekleme talep etmezdik. Ayrıca, çiftçiye verilen destekler aslında tüketiciye de destek anlamına gelir. Çünkü biz kazandıkça, ürünlerimizi daha uygun fiyatlara sunabiliriz. Ekonomik zorluklar ve su kıtlığı, çiftçilerimizi ve hayvancılık sektörünü derinden etkiledi. Artan maliyetler ve yetersiz desteklerle mücadele ediyoruz. Bu süreçte çiftçilerimizin sesine kulak verilmesi, desteklerin arttırılması ve sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturulması hayati önem taşıyor. Çiftçiler olarak ürünlerimizi yetiştirmekte ve hayvancılığı sürdürmekte ciddi sorunlar yaşıyoruz. Devletin acil ve etkili adımlar atması, hem çiftçiler hem de tüketiciler için kritik bir öneme sahip” dedi.
