Aydın Hedef Gazetesi'nden Özge Çümlek'in haberine göre; Aydın Efeler’de yaşayan 51 yaşındaki Seyla Bahşi Kıran, yıllarca başka sektörlerde hizmet verdikten sonra emekliliğinin gelmesiyle birlikte kendi işini kurmak için kolları sıvadı. Aydın’a özgü meyveleri mevsimine göre kurutma işlemleri gerçekleştirerek başladığı girişimcilik serüveninde Haşimato hastalığına yakalanmasının kendisi için bir dönüm noktası olduğunu belirten Kıran, Aydın Hedef Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamalarında, yeni geliştirdikleri proje kapsamında artık meyveleri toz haline getirerek glütensiz un, kek, kurabiye ve içecek gibi karışımlar yapmaya da hazırlandıklarına değindi.
“SEBZE CİPSİ DE ÜRETECEĞİZ”
Kendi işini kurmak için farklı sektörlerde araştırmalar yaptığını dile getiren Kıran, “Araştırma esnasında kuru meyve sektöründeki boşluğu ve kaliteli ürünün ne kadar az olduğunu fark ettim. Açtığım satış dükkanımda satmak için yeterli kalitede kuru meyve de bulamamıştım. Bu işe kendim girmeye karar verdim. 2-3 yıl boyunca planlarımı yaptım, makina araştırrım. Bir yıl önce imalata başladım. Aydın’daki meyveleri mevsimine göre kuruttum. Geçen yaz haziran ayında KOSGEB’e başvurdum, onaylandı ve iki ay önce KOSGEB desteğiyle büyük fırınımız da geldi. Şimdi ise sebze cipsi gündemimizde. Kabak, pancar gibi sebze cipslerini de üretime geçirmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
ÇÖLYAK HASTALARINA UMUT
İşletmeci olarak yapacakları yeni üretim için çok heyecanlı olduğunu dile getiren Kıran, konuşmasına şöyle devam etti: “Asıl benim için önemli olan çalışma, KOSGEB ile gerçekleştirdiğimiz devam projesi kapsamında glütensiz ürünleri hizmete sunmak. Bu proje beni çok heyecanlandırıyor. KOSGEB kapsamında beklediğimiz makinalar geldikten sonra meyveleri toz haline getirerek glütensiz un, kek, kurabiye ve içecek gibi karışımlar yapacağız. Bu karışımlar sadece glütensiz beslenmek zorunda kalanlar ve diyet yapanlar için olacak. Çünkü çölyak hastalığı arttı. Glütensiz beslenmek o kadar pahalı ki insanlar beslenmekte problem yaşıyor. Marketlerde sadece küçük bir bölüm bu ürünlere ayrılıyor. O yüzden glütensiz ürünleri piyasada artırmamız gerekiyor ki herkes daha kolay erişebilsin.”
DÖNÜM NOKTASI HASTALIĞI OLDU
Glütensiz üretime geçmek için dönüm noktasının kendisine konulan Haşimato hastalığı olduğunu kaydeden Kıran, “Glütensiz ürün üretme kararını, bende teşhisi konan haşimato hastalığı sonrasında verdim. Haşimato hastalığı, genellikle hormon üretiminde azalmaya neden oluyor. Bu hastalıkta da, bu beslenme şekli büyük önem taşıyor. Bu nedenle çölyak hastalığını da fark ettim ve onları daha iyi anlamaya başladım. Böylece bu ürünleri üretmeye karar verdim” dedi.
“YAPAMAZSIN DEDİLER YAPTIM”
Yıllarca hizmet sektöründe çalıştığı için emekli olduktan sonra da iş hayatından kopmak istemediğini dile getiren Kıran, “Çok uzun yıllardır çalışıyorum. Bu yüzden emekli olduktan sonra evde oturmak istemedim. Ayrıca kendi işim, işletmem olsun istedim. Günün sonunda ‘bunu ben yaptım’ demek istedim. Bu yüzden de hazır bir iş koluna değil de, piyasada boşluk olan katma değer sağlanacak bir iş için kolları sıvamak istedim. Kuruyemiş kavurma işine girmem konusunda çok teklif aldım ama ben orijinal bir fikir olması için ısrar ettim. Sektör için zor dediler, yapamazsın dediler yaptım, yapmaya da devam ediyorum” ifadelerini kullandı.
EŞİ EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ OLDU
Sektörde en büyük destekçisinin eşi olduğunu aktaran Kıran, “Kadın olmanın her sektörde zorlukları var. İş konusunda erkeklere kıyasla daha az yer edinebiliyoruz. Bu kapsamda birçok kadın girişimci arkadaşım zorluk çekmesine rağmen ben şanslı olanlardanım. Eşim, mesleği gereği işimin her aşamasında bana yardımcı oldu. Ve işimin büyüyüp gelişmesi için en büyük destekçimdi. Eşim olmasaydı kadın olmanın zorluğunu çekerdim diye düşünüyorum” dedi.