Aydın Genç İş İnsanları Derneği (AYGİAD) Başkanı Taşkın Cerit, Aydın’ın ülke ekonomisine sağladığı katma değerin karşılığını alamadığını belirterek, şehrin markalaşma sürecinin hızlandırılması gerektiğini vurguladı. AYGİAD’ın 32 yıllık bağımsız yapısıyla iş dünyasına yön veren önemli bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Cerit, kadın iş insanlarının dernekte aktif rol almasının kendileri için gurur verici olduğunu söyledi. Aydın ekonomisinin gelişimi için yerel STK'lar ve odaların daha etkin iş birlikleri yapması gerektiğini belirten Cerit, sadece ekonomik konulara değil, sosyal sorumluluk projelerine de önem verdiklerini kaydetti.
Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) gibi vakıflarla ortak projeler yürüttüklerini hatırlatan Cerit, 13 Nisan’da İzmir’de düzenlenecek 'Koşar Adım LÖSEV' maratonuna katılacaklarını duyurdu. Aydın’ın tarihi ve kültürel değerlerine dikkat çeken Cerit, Tralleis Antik Kenti’nin turizm açısından önemini vurgulayarak Aydın’ın turizminin daha da geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Dernek faaliyetlerinin daha geniş kitlelere ulaşması için medya desteğinin önemli olduğunu da vurgulayan Cerit, “Aydın’ın gelişmesi için hep birlikte hareket etmeliyiz” dedi.
AYGİAD’IN 32 YILLIK BAŞARISI
1993 yılında kurulan AYGİAD’ın zorlu koşullara rağmen 32 yıldır kesintisiz faaliyet gösterdiğini belirten Cerit, "Sivil toplum kuruluşlarının etkinlik göstermesinin giderek zorlaştığı bir ortamda, bağımsız ve özgür bir şekilde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Hiçbir siyasi oluşuma bağlı olmadan Aydın ve ülkemiz için çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Derneğin 80 üyesi bulunduğunu ve Aydın’ın yanı sıra Kuşadası, Çine ve Didim’de de aktif üyelerinin olduğunu belirten Cerit, "Uzun yıllar boyunca kadın üyemiz olmamıştı. Ancak şu an 3 kadın üyemiz dernek bünyesinde aktif olarak çalışıyor. Kadın iş insanlarının dernek faaliyetlerinde daha fazla yer alması bizim için büyük bir kazanç" ifadelerini kullandı.
“AYDIN ÜLKEYE VERDİĞİ KATMA DEĞERİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR”
Cerit, Aydın’ın ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamasına rağmen hak ettiği değeri göremediğini belirterek, “Aydın’ın ülke ekonomisine verdiği katma değerin karşılığını ne yazık ki alamıyoruz. Yani biz ülkeye Aydın olarak yaptığımız hizmetin tam karşılığını göremiyoruz. Bu anlamda hiçbir şekilde algı yaratmaya çalışmıyoruz, amacımız hiçbir zaman bir tarafı hedef göstermek değil anca biz önce bunun nedenini kendimizde de sorumluluklarımız çerçevesinde aramalıyız. Marka konusunda öncelikle Aydın markasının bir parlatılma ihtiyacı var. Bizim gibi STK'ların yanı sıra Aydın Ticaret Odası Başkanımız Hakan Ülken ile Aydın Sanayi Odası Başkanımız Gökhan Maraş ciddi faaliyetler gösteriyorlar. Yapılan çok iyi işler var. Biz ilimizi doğru adımlarla nerede büyütebiliriz buna karar vermemiz gerekiyor. Sanayide büyümeyi hızlıca yapmak çok zor. Hele ki günümüzdeki şartlar altında bunu başarmamız ekonomik yatırımların zorluğunu ve finansa erişimin zorluğunu da hesap edersek ilk etapta kolay olmayacaktır. Aydın’da geriye dönük bakıldığında sanayiyle ilgili çok büyük bir atılım ve kalkınma mevcut değil. Organize sanayi bölgelerimiz yeni yatırımlara dönük alanlar açısından yetersiz. Taleplerimiz olsa da bu karşılanamıyor. Bu anlamda yeterli hedefe ulaşamıyoruz. Aydın’ın bu nedenle acilen markalaşmaya ihtiyacı var” dedi.
“AYDIN’A GELEN TURİSTİ İL MERKEZİNE SOKAMIYORUZ”
Aydın’ın tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Cerit turizmin il için en büyük fırsat olduğunu dile getirerek, "Elimizdeki en doğru hedef turizm. Aydın’ın Kuşadası ilçesine baktığınızda Kuşadası Aydın'ın limanı. Ama Kuşadası'na giden yolcuları İzmir'e kaptırıyoruz. Kuşadası ile Selçuk arasında 15 kilometrelik mesafe var. Biz turizm anlamında İzmir'e karşı kaybediyoruz. Bununla da kalmıyor üstümüzden transit geçip bazı turistleri de Denizli Pamukkale'ye gönderiyoruz. Biz ne yazık ki turisti ilin içine sokamıyoruz. Bizim bunu başarmamız gerekiyor. Aydın sokaklarında turistlerin bir gün, iki gün kalması gerekiyor. Vakit geçirmesi gerekiyor. Çünkü bizim şehrimiz bunu hak eden bir şehir. Yani bu şehrin içerisinde hemen yakınında tarihi doku var. İklim şartları var, termal kaplıcaları var. Bence Otel yatırımlarının, ağırlıklarının, teşviklerinin biraz buraya kaydırılması gerekiyor. Aydın'da da konaklatıp insanları Kuşadası’nda denize götürebiliriz. Baktığınızda bugün dünyanın birçok şehrinde de durum böyle. İl merkezinde kalıyorsunuz ama bir saatlik mesafede aradığınız farklı aktiviteyi yapabiliyorsunuz. Biz bunu biraz daha başarabiliriz diye düşünüyorum. Hem de kıyı şeridini böyle olsa betonlaştırmamış oluruz. Buradaki daha az verimli olan arazileri otel arazilerine çevirebilirsek, bir futbol turizmi özelinde bakıldığında da bu önemlidir. Keşke şehrimizin takımı olsa, keşke stadımız da olsa ama hedefi artık daha çok turizme çevirmemiz gerekiyor. Aydın’ın markalaşmasının yolu turizmden geçiyor” diye konuştu.
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE KATKI SAĞLANIYOR
AYGİAD’ın yalnızca ekonomik gelişime değil, sosyal sorumluluk projelerine de önem verdiğini belirten Cerit, "LÖSEV ve TEV gibi vakıflarla iş birliği yaparak topluma katkı sağlıyoruz. Üyelerimiz bireysel olarak çeşitli yardım faaliyetlerine katılıyor, ancak biz dernek olarak daha geniş çaplı projelere destek vermeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, 13 Nisan’da İzmir’de düzenlenecek ‘Koşar Adım LÖSEV’ maratonuna katılarak lösemili çocuklara destek olacağız. Dernek üyelerimizle birlikte ayrıca Aydın ekonomisine sağladığımız yaklaşık 3 bin civarı istihdamımız var. Dernek üyelerimizin çalışan sayısı 3 binin aşkın sayıda. Çok farklı iş kollarından üyelerimiz var. Örneğin sanayicilerden tutun, gıda, mobilya, hukuk, hizmet sektörü alanında faaliyet gösteren, ihracat yapan çok sayıda üyemiz var. Bu da bize vizyonu geniş bir profile sahip üyelerimiz sayesinde daha geniş bir hareket hacmi de sunuyor" dedi.
“AB İLE ORTAK YÜRÜTTÜĞÜMÜZ PROJELER OLDU”
Avrupa Birliği (AB) projeleri üreterek iş hayatına istihdam sağladıklarını dile getiren Başkan Cerit, “Geçmişte çeşitli AB projeleri geliştirerek aktif rol üstlendik. Şu an devam eden bir projemiz yok ama bir yıl evvel sona eren InnoSocia isimli, Innovation for Social People isimli bir projemiz vardı. Detaylarını zaten kamuoyunda, çeşitli platformlarda sizlerin de basın destekleriyle duyurmuştuk o dönemde. Türkiye'de bizim ev sahibi olduğumuz aynı zamanda Amsterdam'da bir dernek, İsveç Lund'ta bir dernek, Avrupa Birliği'ne kayıtlı ülkeler olarak onların da ortak platformda yürüttüğümüz ve burada ve onların şehirlerinde benzer çalışmaların yapıldığı öğrencilerle mezunlarla onları iş hayatına kazandırırken temel fikirler neler olabilir? İş hayatında gelişmeleri için nasıl bir önlem sağlayabiliriz? Konularına dönük çözümler geliştirilmesini sağladık. Temelinde bir iş insanı olarak aslında bizlerin toplum faydasına hizmet etmeye çalıştığı bir faaliyetti. Bu proje tamamlandı. Yaklaşık iki buçuk yıl kadar sürdü. AB’den olur yazıları da artık çıktı. Proje nihayete erdi ve başarıyla tamamladık. Hollanda ve İsveç'te birer tane dernek bu projenin paydaşıydı. Biz ana sorumlu dernek olarak AB'den bu konuda iş yaptık” şeklinde konuştu.
“AB PROJESİ KOVALIYORUZ”
AYGİAD olarak Aydın’a proje kazandırma çabasında olduklarını dile getiren Başkan Cerit, “Öncelikle yine bir AB projesi kovalıyoruz. Bunun araştırmasındayız. Bize uygun bir çalışma ortamında çalışabileceğimiz bir proje olursa yine böyle bir arayışımız var. Önümüzdeki dönemde Tralleis ve şehir turizmi ile ilgili yine çalışma yapma niyetindeyiz. Ama biraz tabii bu önümüzdeki bir yılı daha çok derneğin iç gelişimine zaman ayırma konusunda da kullanmak istiyoruz. En önemli detay derneğimizin gelişimi ve bunu başarmak zorundayız. Bakalım inşallah projelere bu şekilde devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“2026 YILINDA GÜNEŞ AÇACAK”
Türkiye ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Başkan Cerit, 2026 yılında ülkenin refaha ulaşacağını belirtti. Cerit, “El ele, omuz omuza bu yılı atlattığımızda 2025'ten sonra daha aydınlık günler bizi bekliyor. Bizler hükümetimizin ekonomi politikasını destekleyerek takip ediyoruz. Bu politika başarıyla uygulanırsa umuyoruz ki 2026'nın ortalarına doğru zaten güneş açmaya başlayacak. Krizlerin sonrası da fırsat dönemleridir iş dünyasında. O yüzden temkinli adımlarla hareket etmeliyiz. Çok büyüme hamlelerinin de birdenbire yapılmayacağı bir dönem içerisindeyiz. Bulunduğumuz alanı, havuzumuzu temiz tutmalıyız çünkü çok fazla büyüme agresifliğinde olunacak bir dönem değil. Genç arkadaşlarıma tavsiyem; 2025'i bir temkinli bir şekilde bekleyelim. 2026'da hep beraber doğru işler için zamanımız olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
