Aydın Hedef Gazetesi'nden Özge Çümlek'in haberine göre; Tarımsal anlamda kötü sezon geçirilen Aydın’da kuraklık kriziyle mücadele devam ediyor. Ramazan Bayramı’nın gelişiyle birlikte il genelinde yağışların artması çiftçilere çifte bayram yaşatırken; DSİ 21. Bölge Müdürlüğü tarafından kararlaştırılan ve Aydın Valiliği’nin onayıyla ‘2025 Yılı Sulama Sezonunda Uygulanacak Olan Havza Bazlı Su Dağıtım Planlaması Kararı’ kapsamında tarım arazilerinin yalnızca yüzde 50’sine sulama suyu verileceği kararının değişip değişmeyeceği merak konusu oldu.
Bu kapsamda Aydın genelinde ziraat oda başkanları gerekli açıklamaları yaparken Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Aydın Şubesi Başkanı Zeki Oymak da konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Dünyayı etkisi altına alan küresel iklim krizinin yaşamı olumsuz etkilemeye devam ettiğini aktaran Oymak, “İklimde yaşanan değişiklikler Aydın’ın da içinde bulunduğu coğrafyayı ciddi bir şekilde etkiliyor. Ülkemiz su kıtlığı çeken ülkelerdendir. Dolayısıyla ekstra bir kuraklık olmasa bile su ve sulama suyu meselesi her zaman ülkemizin ve ilimizin sorunu olmaya devam edecektir” dedi.
KURAKLIK İNCİR VE ZEYTİNİ VURDU
2024 yılının Aydın tarihinin en ciddi kurak yıllarından birisi olduğunu dile getiren Oymak, “Bu durum başta zeytin olmak üzere hemen de tüm ürünlerde ciddi problem yarattı. Ovada ekili ana ürüne iki su verildi ve ikinci ürüne su verilmedi. Kuraklık özellikle incir ve zeytinde ciddi verim düşüşlerine sebep oldu. Hatta incirde geçen yıllara nazaran daha çok ortaya çıkan aflatoksin problemi bile aşırı su stresinden kaynaklandı. Sulu tarım ürünlerinde de %10-30 arasında verim düşüklüğü yaşandı” ifadelerini kullandı.
“YAĞIŞLAR BAHAR EKİLİŞLERİNE GEREKLİ OLAN TAVI SAĞLADI”
Bu yıl ki yağışların çok düşük olduğunu kaydeden Oymak, yüzde 50 kuru tarım kararının değişimi hakkında konuşarak, “Aldığımız bilgiler; barajların doluluk oranlarının geçen yıla oranla hala %20 civarında eksik olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla %50 kuru tarım kararının değiştirilmesini sağlayacak bir durum henüz yok gibi. Ancak son yağışlar, bahar ekilişleri için gerekli olan tav sulaması ihtiyacını ortadan kaldırdı. Bu yağışlar olmasaydı çiftçi belki de yazın sulayabileceği tarlasına pamuk veya mısır ekemeyecekti. Yağışlar, bu tarlaların ekilebilmesi için gerekli tavı sağlamış oldu. Söke bölgesinde toprak yıkaması için gerekli suyun menderesten akmasını sağlamış oldu. Bu durum elbette sevindiricidir ama kuraklık tehdidinin sona erdiği anlamına gelmiyor” diye konuştu.
ENDEMİK BİTKİLER TEHLİKEDE
Aydın’da kuraklığı sorun olmaktan çıkaracak bir tedbirin ne yazık ki mümkün olmadığını belirten Oymak, “Ancak Aydın’ı, Aydın yapan klimatolojik özelliklerinin korunabilmesi çok önemli bir meseledir. Çünkü sarılop incirinin Aydın’a tutunmasını sağlayan, Aydın’ın endemik bitkisi yapan Aydın’ın mikroklima özellikleridir. Aynı durum memecik zeytini ve dağlarımızdaki kestane için de geçerlidir. Küresel iklim değişikliği kuvvetle muhtemeldir ki en çok Aydın’ın mevcut iklimsel özelliklerini etkileyecek ve belki de bu endemik bitkilerin bu coğrafyada yok olmasına sebep olacaktır” dedi.
“ASIL SORUN SULAYACAK TARLANIN YOK OLMASI”
Asıl işin bir başka boyutu daha olduğunu söyleyen Oymak, “Aydın 2002 yılından 2021 yılı sonuna kadar geçen yirmi yıllık sürede sulanabilir tarla arazilerinin %23’ünü tarım dışına çıkarmak suretiyle kaybetmiştir. Bu yaklaşık 300 bin dekar tarım torağı kaybıdır. Sebebi; kentsel yayılma, ilave karayolları, ilave sanayi ve jeotermal sahalardır. Daha vahimi;
Buharkent’ten Söke’ye kadar, 1 milyon 500 bin dekarlık sulu tarım alanlarında yaklaşık 500 bin dekar tarım toprağı sadece jeotermal akışkanın sulama sularına karışmasından dolayı bor açısından toksik düzeye ulaşmıştır.
Yani bu koca ovanın üçte biri bor açısından hassas bitkiler yetiştirilemez hale gelmiştir.
Yani ovada asıl sorun su kıtlığı değil sulayacak tarlanın giderek yok oluyor olmasıdır. Öncelikli sorun toprak talanıdır. Suyun varlığı ve kullanımı meselesi ikincil sorundur. Elbette sulama suyu ihtiyacını küçümsemiyoruz. Ancak Aydın’ın verimli toprakları hızla yok oluyor. Buna hızla çare bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.
“NÜFUS ARTIŞINA SEBEP OLAN YATIRIMLARDAN VAZGEÇİLMELİ”
Çarenin zor olmadığını dile getiren Oymak, “Birincil çare; Jeotermal tesisler hemen kapatılmalı, sondajlar köreltilmelidir.
İkincisi de; Aydın’da nüfus artışına sebep olan her yatırımdan vazgeçilmelidir. Aydın, Fransa’nın Bordeaux bölgesinden daha az kıymetli bir coğrafya değildir. Fransa bu bölgeye yüz yıldan bu yana hiçbir yerini imara açmamıştır. Ne diyorduk? İncir giderse Aydın gider” dedi.