Aydın Hedef Gazetesi'nden Murat Tan'ın haberine göre; Aydın'ın lobi faaliyetlerinin zayıflığına da değinen Ülken, ildeki tüm erklere birlik çağrısında bulunduğu açıklamasında, “Lobimizin zayıf olması, hak ettiğimiz yatırımları almamızı zorlaştırıyor. Bu nedenle, tüm kurum ve kuruluşların bir araya gelerek Aydın'ın menfaatleri için birlikte hareket etmesi gerekiyor” dedi.
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve AYTO Başkanı Hakan Ülken, ilin beklediği kamu yatırımları, ekonomi gündemindeki konular ve bazı gelişmelere yönelik olarak Aydın Hedef Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında kamu yatırımlarının önemine değinen Ülken, “Kamu yatırımları, kentlerin gelişmesi ve potansiyellerini ortaya çıkarması için hayati öneme sahip. Özellikle Türkiye'de bazı şehirler hak ettikleri payı alamazken, bazıları ise daha fazla yatırım alarak büyük bir ivme yakalıyor. Aydın da hak ettiği payı alarak potansiyelini en üst seviyeye çıkarabilecek bir kent" ifadelerini kullandı. Ekonomik iklimin düzelmesiyle birlikte Aydın'ın hak ettiği yatırımları alacağını belirten Ülken, Aydın'ın uzun yıllar boyunca kamu yatırımlarından aldığı kişi başı payın çok geride kaldığını daha önceleri de defaten ortaya koyduklarını vurguladı.
Aydın'ın potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerinin altını çizerek ildeki tüm erklere birlik çağrısında bulunan Ülken, "Biz Aydın Ticaret Odası olarak kapımızın önündeki temizliği sağlıyoruz. Önemli olan mahallede bir kapının önündeki temizlik değil, mahallenin komple temiz olabilmesi. Bu noktada birlikte iş yapma kültürüyle yeri geldiğinde bizim kendi alanımız dışında olsa dahi temizliğe ihtiyaç olan bölümlerde katkı koymaya da hazırız" dedi. Aydın'ın geleceğiyle ilgili umutlu olduğunu da belirten Ülken, "Ben bu kentten umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Aydın'ın potansiyeli çok yüksek. Doğru adımlar atıldığında, Aydın çok daha iyi bir konuma gelecektir” diye konuştu.
“AYDIN 1 DAMLANIN YARISINI DAHİ ZOR ALIYOR”
Kamu yatırımlarının özellikle Türkiye'de 3-4 şehir dışında hak edilen pay alınmadığı takdirde, kentlerin geriye gitmesine veya hak ettiğini aldığında potansiyelini sürdürmesine, hatta daha fazlasını alabildiğinde muadil illere büyük bir ivmeyle fark atabilmesine olanak sağlayan önemli bir alan olduğunu söyleyen Ülken, “Türkiye genelinde yağan bir yağmurdan 81 damla düşecekse, 81 ilin her birinin birer damla alması gerekir. Ancak, bazı iller bu ortalamanın altında kalabilmektedir. Aydın, hem nüfus, hem ekonomik göstergeler, hem de yüz ölçümü dahil olmak üzere birçok alanda 81 ilin ortalamasına yakın bir kenttir. Tarımsal üretimde yüzde 2,5, enerji üretiminde yüzde 2,5, sanayi üretiminde ise yüzde 1'in altında bir paya sahip olsa da, genel ortalamada yüzde 1-1 buçuk civarında bir paya sahiptir. Bu nedenle, 81 damla yağmur yağarken en az 1 damla alması gereken bir kent, bunun yarısını dahi zor alabilirse, kendi potansiyelini hayata geçirmekte zorlanır ve geriye gider” dedi.
“AYDIN’A DAHA FAZLA YATIRIM BÜTÇESİ AYRILMALIDIR”
Aydın'ın uzun yıllar boyunca kamu yatırımlarından aldığı kişi başı payın çok geride kaldığına dikkati çeken Ülken, “En son kamu yatırımları il bazında 2019 yılında açıklanmıştı. Bu bakımdan 2019'a kadar olan sürecin analizini yaptığımızda kişi başına düşen kamu yatırımlarından aldığı pay anlamında Aydın'ın çok geride kaldığı da açıkça ortadadır. Bu parasal genişlemenin olduğu dönemde de böyleydi. Bir de maalesef şimdi parasal sıkılaşmanın olduğu, kamuda tasarrufun ve aynı zamanda ülke genelinde sıkı para politikasının uygulandığı, enflasyonla mücadele sürecinin yaşandığı, faizlerin yüksek olduğu bir dönem yaşıyoruz. Bu nedenle ister istemez mutlaka böyle bir süreçten ari yorum yapmak vicdansızlığı da doğru olmaz. Ancak mevcut durumun ne olduğunu da ortaya koymakta fayda var. Ekonomik iklimin tekrar yatırıma dönüştüğü, yatırımların musluklarının açıldığı bir dönem mutlaka başlayacak. Bu elbette böyle gitmeyecek. Bununla ilgili tabii projeksiyonel olarak şu tarihte başlar, bu tarihte başlar noktasında hepimizin kendisine göre yorumları var ama bir gün başlayacak. O başladığı gün aradaki adaletsizliğin giderilmesi için pozitif ayrımcılık noktasında Aydın’a daha fazla yatırım bütçesi ayrılması gerektiği kanaatindeyim” diye konuştu.
“AYDIN OLARAK LOBİMİZ ZAYIF”
Aydın’ın lobisinin zayıf olduğunu belirterek esasında ilin çalışkanlığıyla bazı sorunlarını kendi başına absorbe edebildiğine değinen Ülken, “Buradan şu anlaşılmasın; Biz yıllara sair olarak klasik devlet yapsın noktasında tavır alarak kendisi hiçbir şey yapmayan bir kent hüviyetinde hiç olmadık. Hatta biz istemeyi de bilen bir kent değiliz. Bunun için öncelik bir lobiniz olması lazım. Bizim Aydın olarak lobimiz zayıf. Bunun nedenleri siyasal, psikolojik, sosyolojik olabilir ancak bir sonuç cümlesi kurmak gerekirse bizim lobimiz zayıf. O nedenle o tarih geldiğinde yani o ekonomik iklim tekrar normale döndüğünde Aydın'ın mutlaka bu yatırımlardan kaybettiklerini de telafi ettiği bir dönemin oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada Aydın'ın ekonomi erkleri, Aydın'ın özel sektörü, Aydın'ın işvereni, işçisi başını önüne eğmemelidir. Çünkü algılarla olgular birbirine karışmış durumda. Aydınlı tembel, Aydınlı çalışmaz, Aydınlı işte hafta sonları yazlık kültürüne tamah eder gibi şu bu vesaire işlerin biteli 30 yılı geçti. Hiç kimse bize siz yeteri kadar çalışmıyorsunuz filan demesin. Bizim hak ettiğimizi alamadığımız bir ortamda ekstra çalışmamızdan dolayı memleket bir şekilde bazı sorunlarını absorbe edebilir halde. Biz negatif ayrımda olmamıza rağmen kendi çalışma potansiyelimizle, çalışma iklimimizle bunu bu kadar düzeltebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
“AYDIN KENDİ İÇİNDE BİRLİKTELİĞİ TAM SAĞLAYABİLMİŞ DEĞİL”
“Aydın’da oda borsalar olarak çok ciddi bir bizim birlikteliğimiz söz konusu” diyen Ülken, “Bundan 15-20 yıl önce daha zayıf olan birlikte iş yapma kültürünü biz en azından kendi evimizin önündeki temizliği yapma babında 9 oda borsa olarak birlikte hareket ediyoruz. Bu birliktelik hep birlikte oldu. Netice itibariyle de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarihinde ilk defa bir Aydınlı olarak ben Aydın’ı temsilen yönetimdeyim. Bu tabi mutlaka etkili olmuştur ama daha da önemlisi 9 oda ve borsa başkanımızla meclislerimizin bu konudaki iradesidir. Hepsi çok kıymetli. Herkes elinden geleni Aydın için yapmaya gayret ediyor ve bu noktada bizim işbirliği ve birlikte aynı hedefe yürüme konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Ancak şu da var ne yazık ki Aydın'ın geneli ve özeli değerlendirildiğinde bu birlikteliğin çok da sağlanamadığını gözlemliyoruz. Hem genel iktidar, hem yerel iktidar ve hem de diğer unsurlar bir arada değerlendirildiğinde maalesef Aydın bu lobiyi yakalayamıyor. Kendi içinde bu birlikteliği tam sağlayabilmiş değil” dedi.
BİRLİKTELİK ÇAĞRISINDA BULUNDU
Aydın birlikteliğin sağlanması adına halihazırdaki seçimsiz dönemin bir fırsat olduğuna da vurgu yapan Ülken, “Seçim olduğunda ister istemez o siyasal rekabet bu birlikteliği örseler. Bunun örselenmemesi adına, hatta bırakın örselenmeyi önce bunun tesis edilebilmesi adına bu seçimsiz dönemde ekonomik iklimin de normale dönüşme eğilimini gördüğümüz anda daha önce defaten yapmış olduğumuz birlik çağrısını biz tekrar yapacağız. Şimdiden bunun sinyalini tekrar verelim. Burada Aydın'ın tüm erklerini, Aydın için söz söyleyebilecek tüm kurum kuruluşların bir araya geldiği ve söz konusu Aydın olduğunda tüm diğer parametreleri devre dışı bırakıp sadece Aydın'ın menfaatiyle ilgili birlikteliğin sağlanmasıyla ilgili çağrımızı yineliyoruz. Bu noktada biz siyasetten ari kurumlar olarak siyaset kurumunun içerisindeki paydaşlarımızın bizle daha rahat hareket edebileceğini biliyoruz. Bu noktada zaten bizim odalar olarak tüm siyasi partilere, tüm siyasi görüşlere ve tüm kamu ve özel kurum ve kuruluşlara aynı yakınlıkta olmamız lazım ki zaten böyleyiz. Yakınlıkta kelimesini bilerek kullanıyorum. Uzaklıkta negatif bir söylem. Aynı yakınlıkta, aynı mesafede olmamız elzemdir” diye konuştu.
“AYDIN’IN BİRLİKTELİĞİ İÇİN ÇABALAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Aydın'ın kamu yatırımlarından ve ilde birlikte iş yapma kültürünün oluşmasından yana çabalamaya devam edeceklerini söyleyen Ülken, “Netice itibariyle biz elinde yetkisi olan kurumlar değiliz. Biz üyelerimizin lobi faaliyetini yaparız. Aynı zamanda ilimizin, ekonomimizin ve il genelinin menfaatleri için çalışırız. Çalışırken de biz bunlarla ilgili raporları hazırlarız. Gerekli çözüm önerilerini içine koyarak sorunları dile getiririz. Netice itibariyle yönetmelik ve kanun çıkarma, kanun değiştirme yetkisi bizde değil. Bizim yetkilerimiz sınırlı ama etkilerimizin ne kadar sınırsız olabileceğini belirlemek adına da çaba sarf ediyoruz. O noktada Aydın'ın kamu yatırımlarından hak ettiğini almasından ve Aydın'ın birlikte iş yapma kültürünün oluşmasından yana çabalamaya devam edeceğiz. Yani yalnız kaldık dersek tam doğru olmaz ama çok kalabalık olduk dersek de o da doğru olmaz. Hayat mücadele üzerine kuruludur. Yapmanız gerekenleri yaparak, ‘Benden bu kadar, bundan sonrası Allah Kerim’ demek de bir metot. Bunda bir sıkıntı yok. Ancak biz yapmamız gerekenden daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“AYDIN'IN SORUNLARININ ÇÖZÜMLERİYLE İLGİLİ FİZİBİLİTE RAPORLARI HAZIR”
Aydın ile ilgili akla gelebilecek tüm taleplerin arkasında olduklarının altını çizen Ülken, “Biz ne Çıldır Havalimanı sevdamızdan vazgeçtik, ne bu kentin modern bir kent haline gelmesi için gerekli tüm altyapılarla ilgili taleplerimizden vazgeçtik. Ne üyelerimizin yaşadıkları sorunların giderilmesi adına sektörel sorunlardan ve onların çözümlerinden vazgeçtik. Yine ne onların finansmana erişiminden vazgeçtik, ne stattan vazgeçtik, ne yoldan vazgeçtik, ne hızlı trenden vazgeçtik, ne Güllük Limanına bağlantıdan vazgeçtik, ne Aydın'ın sosyoekonomik gelişmişliği için gerekli olan fiber altyapısından vazgeçtik. Aklınıza gelebilen tüm taleplerimizin hepsinin arkasındayız. Bunlardan vazgeçmek gibi bir durumumuz söz konusu değil. Şimdi bunlardan vazgeçmeyeceğimiz gibi bunların gerçekleşebileceği gün ortaya çıktığında böyle sudan çıkmış balık gibi ne yapalım diye bekleyecek durumda olmamamız gerektiği için bilimsel raporlarla, fizibilite raporlarıyla biz Aydın'ın tüm sorunlarının çözümleriyle ilgili fizibilite raporlarını da hazırlattık. Bunları Kalkınma Ajansı, kendi kaynaklarımız ve Avrupa Birliği fonlarıyla hazırlattık” ifadelerini kullandı.
“ÖNEMLİ OLAN MAHALLENİN KOMPLE TEMİZ OLABİLMESİDİR”
Aydın Ticaret Odası olarak ilin dış ticaretinin gelişmesi adına Türkiye'de bir ilki başardıklarını aktaran Ülken, “Odamızın içerisinde İhracat Destek Ofisi'ni kurup bugüne kadar pozitif yönde ayrıştığımız bir il olarak en önemli konuya da çok ciddi katkılar koyduk. Ne yaptık? İşte bu dış ticaret ofisimiz vasıtasıyla ihracatımızı Türkiye ortalamasının üzerinde arttırdık. Bu anlamda kamuda yani dış ticaret açığına pozitif yönde etki gösteren nadir illerden biriyiz. Bizim ihracatımız ithalatımızdan fazla durumda. Aydın olarak katma değerli ihracat yapıyoruz. Yine aynı şekilde biz mesleki yeterlilikle ilgili AYTO-AYMES mesleki yeterlilik kurumunun üzerinden nitelikli iş gücü kapsamında da önemli adımlar attık. Üyelerimizin Avrupa Birliği standartlarında üretim yapabilmeleri adına alın terini birlikte paylaştığımız işçilerimizin belgeli iş gücünü oluşturduk. Türkiye'de birçok alanda tekiz. Avrupa Birliği fonlarından en yüksek projeleri alan oda olduk. Bu konuda oda olarak Türkiye geneline yeri geldiğinde proje danışmanlığı yapar halde olan ciddi bir insan kaynağımız var. Odamız ayrıca Asya Pasifik Ticaret Sanayi Odaları arasında üyelerine verdiği hizmet kalitesi anlamında birinci oldu. Türkiye'nin en modern oda binasına sahibiz. Üyeleriyle yaşayan bir hizmet binamız var tamamen üyelerin kullanımına uygun şekilde dizayn edilmiş durumda. Bunları uzun uzun anlatmak istemiyorum. Biz Aydın Ticaret Odası olarak kapımızın önündeki temizliği sağlıyoruz. Önemli olan mahallede bir kapının önündeki temizlik değil, mahallenin komple temiz olabilmesi. Bu noktada birlikte iş yapma kültürüyle yeri geldiğinde bizim kendi alanımız dışında olsa dahi temizliğe ihtiyaç olan bölümlerde katkı koymaya biz de hazırız” dedi.
“PES ETMEYECEĞİZ”
Eksikleri belirlemenin ve özeleştirinin önemine de değinen Ülken, “Ümitsiz yaşanılmaz. Ümidimizin olmadığı gün burada oturmamamız gerektiği gündür zaten. Yani eğer umudunu kaybedersen ve kendi kendine dersen ki; Bu işin olur yok. Ne yaparsak yapalım, iş çözülmüyor. Bu noktaya geldiğiniz gün, o zaman bu noktada olmayan birine buraları devretmeniz lazım. Benim ümidim var, ben bu kadar kötü geçen dönemin ardından enseyi karartmamak gerektiğini de bir yandan düşünen birisiyim. Yani şimdi gerçekleri bileceğiz, olanı iyi analiz edeceğiz. Neden olmadığını ve burada bizim de eksiklerimiz varsa onlar dahil olmak üzere hatta onlar başta olmak üzere hepsini belirleyeceğiz. Özeleştiriye sahip olmak zorundayız? Eğer kendinizi dövmüyorsanız başkasından dayak yersiniz. Önce kendinizi dövmeyi bileceksiniz. Önce kendinizi eleştireceksiniz, ondan sonra sizin dışınızdaki unsurları eleştirme hakkına sahip olursunuz. Kendini eleştiremeyen başkasını eleştirme hakkına sahip değildir. O noktada biz oda olarak, oda yönetimi, oda meclisi olarak enseyi karartacak yapıda insanlar değiliz. Eksiklerimizi bileceğiz, neden bu haldeyiz onları bileceğiz. Mevcut durumu iyi bileceğiz, iyi hesap edeceğiz, bütün hesaba kitaba basiretli bir tüccar gibi bakacağız ama pes etmeyeceğiz” diye konuştu.
“ZEMİN İYİ OLURSA BİZ SAHADA ÇATIR ÇATIR TOP OYNARIZ”
Aydın’ın çok büyük potansiyele sahip olduğunu da aktaran Ülken, “Aydın'ın çok ciddi bir tarım potansiyeli ve sanayi potansiyeli var. Yine çok ciddi bir enerji potansiyeli var. Güneş enerjisinden jeotermale, rüzgar enerjisine varıncaya kadar çok ciddi bir enerji potansiyeli de var. Çok ciddi bir turizm potansiyeli ve eğitim potansiyeli var. Bunlar inanılmaz derecede var ama daha da önemlisi bizim çok mükemmel bir insan sermayemiz var. Bizim insan kalitemiz var. Biz ismiyle müsemma, aydın, münevver insanların yaşadığı bir kentiz. O noktada bütün bunların olduğu bir ortamda eğer hava şartları müsait olur, zemin iyi olursa biz sahada çatır çatır top oynarız. Bugün saha şartları uygun değil. Bu saha şartları bir gün uygun olacak. O gün geldiğinde biz o topu oynarız. Benim bu kentten umudum bitmez. Bunu da moral motivasyon açısından söylemiyorum. Gerçekten çok inançlı olarak söylüyorum. Ama o güne hazır olmak lazım. O güne bilimsel verilerle hazır olmak lazım. Bu nedenle o fizibilite raporlarını hazırladık. Lojistik merkezden, Çıldır Havalimanı'na, işte demiryolu ağlarıyla birlikte lojistik imkanlardan tutun özel üniversite kanunu çıktığında hazır olmak adına özel üniversite dahil bunların hepsini ve daha birçok konuda biz hazırız. Bunların tamamı bizim o güne hazır olmamız için yapıldı. Bunlar bir de size göre, bana göre, bize göre, başkasına göre değil, bilime göre hazırlanmış raporlar, bunların ışığında Aydın yol alabilir durumda olacak” ifadelerini kullandı.
