Katıldığı canlı yayın programında konuşan Tezcan, 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminin yaşandığı saatlerde sabaha kadar bulunduğu TBMM’deki izlenimlerini paylaştı. 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından devreye sokulan bazı uygulamaları da eleştiren Tezcan, gelinen noktada FETÖ yerine sadece cemaat ve bazı yapılar arasında tercih yapıldığına değinerek, iktidarın darbe girişiminden ders almadığına vurgu yaptı. Programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün 8. Yıldönümünde sarfettiği, “15 Temmuz’a oyun diyenleri, tiyatro diyenleri utanmadan danışıklı döğüş diyenleri de kıyamete kadar affetmeyeceğiz” sözleri üzerinden kendisine yöneltilen soruya da cevap veren Tezcan, “Biz 15 Temmuz’a tiyatro demedik, demiyoruz. O zaman da demedik. O bombalar bizim üstümüze atıldı. Biz o gecenin canlı tanığıyız ve biz öyle bir tiyatronun aktörü değildik” dedi.
“ALNI SECDEYE DEĞİYOR BUNLARIN DEMİŞTİNİZ”
Programdaki konuşmasında darbe girişimi sonrasında bazı kurumlardaki dikkat çeken uygulamaları eleştiren Tezcan, “Darbe girişimin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir şey ortaya çıktı. Darbeden sonra yenide harp okullarına öğrenci alınırken kurulacak komisyonlara bir başka yapıyı bu sefer SADAT’ı işin içerisine entegre ettiklerini gördük. Onun yerine bunu getirelim koyalım. Bunun yarın aynı şeyi yapmayacağının garantisi var mı? ‘E yok onlar yapmaz’ Niye? Onlar bizden. Dün de alnı secdeye değiyor bunların demiştiniz. Allah da millet de bizi affetsin diye milletten özür dilediniz. Allah’tan da af dilediniz” diye konuştu.
“HAFIZAMIZ SİLİNSİN İSTİYORLAR”
CHP’nin darbe girişimin yaşandığında da 15 Temmuz’a tiyatro demediğini hatırlatan Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz’a, tiyatro diyenleri affetmeyeceklerini belirttiği açıklamalarıyla ilgili yaptığı konuşmada, “O yüzden ne bizim ne de başkasının tiyatro demesi söz konusu değil. Bu doğru bir şey değil. Ha 15 Temmuz’un değerlendirmesi, nasıl gelindi, nasıl çıkılır burada farklılıklar olabilir ama böyle bir yaklaşım doğru değil. Ama AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz’u tartışmak değil tartışmamak için bu ifadelere sarılıyor. Erdoğan, ‘Birileri unutturmak için akla ziyan çabalar içinde olsa da biz unutmama konusunda kararlıyız’ diyor. Valla doğru birileri unutturmak istiyor. Unutturmak isteyenler 15 Temmuz’a nasıl geldiğimizle ilgili hafızamız silinsin istiyorlar. 15 Temmuz’dan sonra neler yapıldığıyla ilgili hafızamız silinsin, 15 Temmuz sadece kuru bir hamaset olarak siyasetin malzemesi olsun diyorlar. Öyle bir şey yok. 15 Temmuz’u unutturmak isteyenler meclisteki 15 Temmuz Araştırma Komisyonu’nu çalıştırmayanlar, raporunu meclise getirmeyenler, ifadeye gelmesi gerekenleri ifadeye çağırmayanlar ve göndermeyenler, 15 Temmuz Komisyonu’na CHP’nin muhalefet şerhini dercetmeyenler ve bu işi kapatmak isteyenlerdir” ifadelerini kullandı.
“DEVLET İÇİNDE BÖYLE BİR YAPILANMA OLUR MU?”
“FETÖ tehlikesi var mı?” sorusu üzerinden de açıklamalar yapan Tezcan, ”Valla sadece FETÖ değil. Yani adı FETÖ olur başka bir şey olur. Terör örgütünün başı vefat eder, ölür onun yerine başkası geçer. Başka örgütler olur. Yani şimdi o öyle de Menzil Tarikatı’nın devlette Sağlık Bakanlığı’nda yerleşmesi ve birbirleriyle miras paylaşır gibi buraları paylaşma kavgalarına girmeleri masum bir şey mi? Hakyolcuların yargıda hakim olmaları, Yargıtay’da bir kesim o, bir kesim bu diye ayrışmaları masum bir şey mi? Devlet içinde böyle bir yapılanma olur mu? Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir amiral üniformasıyla zikir törenlerine gitti. Ne yaptılar O’na? Kıyamet koptu da göstermelik adım atmaya çalıştılar. O’nun üzerine gidenler hakkında da soruşturma yaptılar. Mesele bu anlayış devam ettiği sürece örgütlerin adı değişir ama Devlet’i teslim almaya çalışan bu tehdit ve tehlike her zaman vardır. Ders almadılar. Milli Eğitim’de bir milli eğitim bakanı var hak getire. Bunun panzeri aklı, bilimi sorgulayan bir eğitim sistemini yerleştireceksin. Atatürk, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diyor. Atatürk bunu keyfe keder bir gece vahiy gelip de söylemedi. Dünya’daki, tarihteki ve Osmanlı’daki örneklerine baktı. Eğitimin böyle bir anlayışla inşa edilmediği, bilimi rehber edinmeyen, mürşidi bilim olmayan bir yaklaşımın, ülkeyi de devleti de milleti de batırdığını gördü. Milli Eğitim’i, yargıyı, emniyeti düzelterek gerçekten Cumhuriyetin temel ilkeleri doğrultusunda yeniden organize ederek bu işleri önlemek mümkün. Bambaşka bir Türkiye yaratmak mümkün” dedi.