Çilek görünüşü, lezzeti ve kokusu ile bahçelerin gözde meyveleri arasında yer almaktadır. Gözde olan bu meyve büyük emek ister. Güneşin bol ışık verdiği, toprağın verimli olduğu yerlerde yetişir. Sabahın erken saatlerinde başlanır fide dikimine.
Fide seçildiği zaman en canlı, kökü en güçlü olanlar tercih edilir. Bu tercih çileklerin güçlü bir başlangıç yapmasına olanak sağlar. Gelişim dönemi içerisinde sulamaya dikkat edilmeli, yabancı otlar düzenli temizlenmelidir. Bu püf noktalar çileklerin canlı ve verimli olmasını sağlar.
Hasat dönemi geldiğinde çilek toplayıcıları günün erken saatlerinde yola çıkarak seralarla ve tarlarla buluşur. Her bir çalışan nazik bir şekilde çileği saplarından kopararak toplamaya başlar. Nazik davranılmadığı takdirde çilek zarar görür ve gelecekteki verimini etkileyebilir.
Toplanırken en koyu tonda ve iri olanlara öncelik verilir. Bu alıcının da önce gözüne sonra damağına hitaptır. Toplanan çilekler kasalara dizilir, kamyonun kasasına yüklenerek tezgâhlarda yer almak için yola çıkar. Bu eşsiz benekli lezzeti çiftçi Selime Aktaş (59), çilek toplayıcısı Bergüzar Cona (50) ve Şerife Çiftçi (64) anlatıyor.
“Kurumayanlarla yola devam”
Çilek işi ile 35 yıldır uğraştığını söyleyen Selime Aktaş, “Nisanın başında fide dikimine başladık. Bu fideler geliştikten sonra kolları gelir. O kolları toprağa yerleştiririz. Telleyerek yetiştiriyoruz. Eylül ayında kış çileği olarak toprakla buluşturuyoruz. Bunun bir de yaz çileği dediğimiz çilek var. Yani yaz dikimi. Nisanda diktiğimiz fidelere hiç karışmıyoruz. Aralık ayında çıkarıp soğuk hava depolarına koyuyoruz.
Soğuk hava depolarında ağustos ayına kadar kalıyor. Daha sonra çıkarıp toprakla buluşturuyoruz. Onlar yaz çileği oluyor. Daha sonra bakımlarını yapıyoruz. Kuruyan oluyor kurumayanların bakımına devam ediyoruz. Yani kurumayanlarla yola devam.” ifadelerine ek olarak “Şu an kış çileği toplamaya devam ediyoruz. Altı aydır topluyoruz. Aralıkta başladık. Haziranın ortasına kadar devam edecek. Yaz çileği ise nisanın başında çıkar ortalarında çoğalır haziranın sonuna doğru biter. Bu süreç üç ay sürüyor ama kış çileği yedi ay sürüyor.” dedi.
“Bu sene çilek işinde batan çok”
Masrafların fazlalığından dolayı insanların daha çok kış çileğine yöneldiğini belirten Aktaş, “Yükler çok ağır. Petrol, mazot, dolar çiftçinin belini büktü. İnsanlar kış çileğine dönüp masraftan kaçmaya çalışıyor. Bunun dışında diğer önemli sorun hava şartları. Bu yıl hava şartlarından dolayı mantar ortaya çıktı. O mantar çilekleri mahvetti. Kurtulabilen çilek kurtuldu gerisi tamamen kurudu.
Bu sene çilek işinden batan çok. Hava çok erken ısındı. Çilek adapte olamadı. Mart ayında sıcaklık 35 dereceye çıkınca çilek hemen çiçeğe döndü. Çiçeğe dönmemesi gerekirdi. Nisanın ortasında vermesi gerekirken mart ayında verdi. Yaz çilekleri neye uğradığını şaşırdı. Böyle olunca hepsi kurudu.
Çoğu çiftçi yerini geri sürdü. Erken müdahale edebilen kurtarabildi. Ama gerisi yok oldu. Çiftçinin hali kötü. Hiç iyiye gitmiyor. Evet, karşıdan bakılınca çok iyi paralar kazanılıyor ama iklim şartları, girdiler çiftçiyi çok zorluyor.” ifadelerini kullandı.
“Bizim gibiler olmazsa millet ne yer?”
Çiftçilerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyleyen Aktaş, “Her açıdan kıymetimiz bilinmeli. Bizim gibiler olmazsa millet ne yer? Bu çilek sektörü Ege Bölgesinde belki 10 bin kişiyi geçindiriyor. Büyük bir sektör ama kıymeti asla bilinmiyor. Yaz kış 12 ay boyunca bizler bununla uğraşıyoruz. Tıpkı yeni doğan bir bebek gibi ilgilenip yetiştiriyoruz. Dehşet derecede zor bir iş ama bu bir ekmek davası.” diye konuşt
“Zamanında kimileri büyük paralar kazanmış olabilir”
Geçen yıllara oranla ton bazında kazancın çok değiştiğine değinen Aktaş, “Satışlar bu sene çok iyi. Ama sıcak havadan ötürü döküm yok. Örneğin geçen yıllarda dekardan 8 ton kadar alabiliyorken şimdi 1 ton çok zorlarsan 3 tonu buluyor. Fark bu kadar çok. Satışlar iyi olsa da kurtarmıyor.
İnsanlar dışarıdan baktıkları zaman bizleri çok zengin diye nitelendiriyorlar. Evet, zamanında kimileri büyük paralar kazanmış olabilir. Ama son yıllar için bu söylenemez. Üç dört senedir rayına oturamayan ekonomi maalesef bitirdi. Akıllı olanlar zamanında bu işten çok büyük kar elde ettiler.” dedi.
“İnsanlar bilinçlendirilmeli”
Çoğu konuda, özellikle çevre konusunda insanların bilinçsiz yetiştirildiğine inandığını söyleyen Aktaş, “İnsanlar bilinçlendirilmeli. Okumuş çok insan var. Bu insanlar bilinçlendirilmeli. Havaların bu durumu hakkında bir şeyler yapılmalı. Gelip burada insanları eğitebilirler. En basitinden peçete, şişe nereye atılır. Bilmeyenler var. Bunların hepsi zarar. Evlatlarımız ileride kötü şartlarda yaşamamalı. Yere atılan her şey çiftçinin toprağını da etkiliyor. İnsanlar bilinçli olmalı.” şeklinde aktardı.
“İşimiz zor”
İşlerin bu yıl sıcaklıklardan dolayı zor gittiğini belirten Cona, “İşimiz zor. Sürekli çaba ve uğraş isteyen bir iş. Yağmur kar kış dinlemez. Sürekli çalışıyoruz. Çok fazla bel,sırt ağrılarımız oluyor. Kasa taşımak, sürekli eğilip kalkmak inanılmaz zorluyor. Ama yine de severek yapmaya çalışıyoruz. Biz zaten ailecek bu işteyiz. Bizi en çok zorlayan faktör ise sıcakların bu ay çok erken gelmesi oldu.” dedi.
“İşin arkasında büyük emek var”
Zorluklarına rağmen işi sevdiğini, devam edeceğini belirten Çiftçi, “Bu iş çok zor. 15 senedir yapıyorum. Önce fideleri dikiyoruz. Temizliğini yaparak yabancı otlardan, mantarlardan arındırıyoruz. Güzel bir şekilde olgunlaşınca nazikçe topluyoruz. Bu süreç sabır isteyen bir süre. İşin arkasında büyük emek var. Zaten 12 ay boyunca bu işin içinde oluyoruz. Çoğu insanın geçim kaynağı olan bir iş.” ifadelerinde bulundu.
Bahçeleri, tezgâhları süsleyen lezzetli çileğin çiftçilerin, çalışanların büyük emeğinden geçildiği unutulmamalı. Bizlerin saniyede aldığı o eşsiz lezzet başkalarının aylarca süren çabasından doğuyor. Bu eşsiz lezzette emeği büyük olup bizlere bilgi veren Selime Aktaş, Bergüzar Cona ve Şerife Çiftçi ’ye teşekkür ederiz.