Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye 27 yaşında hayatının baharında katledilen Pınar Gültekin’e ağladı. Kendisini reddettiği iddiasıyla Cemal Metin Avcı tarafında cani hislerle katledilen Pınar Gültekin için yurdun farklı noktalarında Kadın Meclisleri sokağa döküldü ve İstanbul Sözleşmesi Yaşatır sloganlarıyla bir an önce bu sözleşmenin uygulama konulması gerektiğini haykırdı. Aydın’da da Kadın Meclisleri Atatürk Kent Meydanında toplanacaklarını duyurdu. Biz de bu katliama dur demek ve sessiz kadınların sesi olabilmek için gerek sosyal medya gerekse haber yoluyla insanlara ve kadınlara duyurularda bulunarak kadınları bir araya getirmeye çalıştık.
Akşam saatlerinde büyük bir kalabalık beklerken bir avuç insan görmek tıpkı benim gibi orada bulunan tüm insanları hayal kırıklığına uğrattı. Böyle olağanüstü bir durumun saçma bir konserden daha az ilgi görmesinin nasıl bir hüsran olduğunu kelimelerle ifade edemem. Özellikle sosyal hayatta birçok haksızlığa ve eşitsizliğe uğrayan kadınlardan daha fazla ilgi gelir diye beklerken kimsenin gelmeyişi bende derin bir umutsuzluğa neden oldu. Bir kadını en iyi kadın anlar bu yüzden bir araya gelip ortak problemi haykırmak isterken kadınları görememek tıpkı benim gibi orada bulunan bütün kadınlara hayal kırıklığı yaşattı. Buna rağmen bir araya gelen bir avuç insan kadınları haykırdı.
Unutmayalım ki kent meydanında buluşan bu kadınlar sadece hayatını kaybeden kadınlar için bir araya gelmedi, bu ülkenin kadınlara uyguladığı eşitsiz politikalara karşı bir araya gelindi. Kadınlar için, erkekler için bir araya gelindi. Çünkü kadın özgürleşirse erkek de özgürleşir. Erkeğin sırtına yüklenen normlarda iyileşir. Orada bulunan kadınlar aslında sadece kadınlar için değil Türkiye için bir araya geldi.
Ne olursa olsun ses veren kaç kişi olursa olsun hala bu savaşı veren insanların olduğunu bilmek yüreğime su serpiyor. Umut edelim ve bu haksızlığın karşısında hep birlikte duralım.