Aydın Hedef Gazetesi'nden Murat Tan'ın haberine göre; Yaklaşık 3 yıldır sürdürdüğü araştırmalarında, Kanuni’nin Bozdoğan’dan başlayarak Efeler’e bağlı Dalama üzerinden Çine’ye uzanan rotasını detaylı bir şekilde ortaya çıkaran Akbay, dönemin ruzname (günlük) kayıtlarından da yararlanarak seferin Aydın ayağına dair önemli bilgiler elde etti.

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın, 1522’deki Rodos Seferi kapsamında Aydın Çine güzergahından ulaşarak otağını kurduğu Muğla Yatağan’a bağlı Bozüyük’te geçtiğimiz yıl düzenlenen bir dizi etkinlikle anılması büyük dikkat uyandırmıştı. Muğla İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün 2018 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos Seferi kapsamında hazırladığı ‘Kanuni Yolu Projesi’nden yola çıkarak başlattığı 3 yıllık kapsamlı araştırmalarını tamamlayan yerel tarih araştırmacısı Gültekin Alp Akbay, elde ettiği bir takım bulguların Aydın için büyük önem taşıdığını vurguladı. Araştırmalarına yönelik olarak Aydın Hedef Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Akbay,  Aydın’da bu kapsamda henüz herhangi bir çalışma başlatılamamasınınsa ilin kültürel mirasına ve tarihi geçmişine sahip çıkma hassasiyeti açısından sorgulanması gerektiğine de dikkati çekti. 

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

DULKADİROĞULLARI BEYİ’NİN KELLESİ ÇİNE’YE GETİRİLİYOR

Araştırmalarına ilk olarak ruznamelere dayanarak Bozdoğan’dan başlayan Akbay, Kanuni’nin ordusunun 19 Temmuz 1522’de Efeler Dalama’da konakladığını, ardından 20 Temmuz günü Çine Kasar Köyü üzerinden Şahme Deresi’ne ulaştığını tespit etti. Şahme Deresi’nin bugünkü Cumalı Mahallesi olduğunu belirten Akbay, burada Osmanlı dönemine ait 1783 tarihli bir kaymakam mezarı bulunduğunu ve mezarın üzerindeki “Şahme Gaim Makamı” yazısından yola çıkarak bölgenin tarihi kimliğini ortaya çıkardığını ifade etti.

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

Kanuni’nin ordusunun 21 Temmuz’da Çine Ovası’na ulaştığını ve burada konakladığını belirten Akbay, ruzname kayıtlarında geçen “Kasabayı Çine Sahrası” ifadesininse Çine Ovası’na işaret ettiğini aktardı. Aynı gün, Dulkadiroğlu Beyi Şehsüvaroğlu Ali Bey ve oğullarının katledilmesi haberinin de kelleriyle birlikte Çine’deki otağında padişaha ulaştırıldığını belirten Akbay, olayın ardından bölgede yaşanan bazı gelişmelerin, Çine’deki “Çeri Mezarlığı” ile bağlantılı olabileceğini belirtti. Çeri Mezarlığı’nın, sefer sırasında hayatını kaybeden Dulkadiroğulları Beyliği askerlerine ait olduğunun tahmin edildiğine değinen Akbay, bazı çarpıcı bilgiler paylaştı. 

Aydın’da otomobil motosiklete çarptı: 1 yaralı Aydın’da otomobil motosiklete çarptı: 1 yaralı

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

KAYMAKAM MEZARI ROTANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ

Rodos Seferi için Çine’nin çok önemli bir geçiş noktası olduğunu belirten Akbay, “Kanuni Rodos Seferi'ne Aydın özelinde bakıldığında Bozdoğan ve Yenipazar’dan geçerek Dalama'dan başlıyor. O zaman için Dalama, Çine’ye bağlı bir nahiye konumunda. Kanuni, 19 Temmuz 1522'de Yenipazar üzerinden geldiği Dalama'da konaklıyor. Dalama'dan sonra konakladığı yer kayıtlarda Şahme olarak geçiyor. Ruznamelerde 20 Temmuz'da Şahme Deresi Konağı diye kaydedilmiş. Yaptığım araştırmalar neticesinde Cumalı Mahallesi’nde tespit ettiğimiz 1783 tarihli bir mezarda ‘Şahme Gaim Makamı’ yazısı, ‘Şahme Deresi Konağı’ diye kaydedilen yerin gerçek kimliğine ulaşmamızı sağladı. Bu bilgi ışığında bakıldığında Kanuni 20 Temmuz günü Cumalı Mahallesi’nde konaklamıştır” dedi. Araştırmalarında Bölüntü Köyü’ne de odaklanan Akbay, köyde bulunan ve halk arasında “göl” olarak bilinen iki büyük su birikintisinin aslında Osmanlı dönemine ait sarnıçlar olduğunu belirterek, söz konusu yapıların, Kanuni’nin ordusunun su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiş olabileceğini belirtti. 

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

BÖLÜNTÜ ROTADAKİ EN ÖNEMLİ NOKTA

Bölüntü Mahallesi’ndeki “Çeri Mezarlığı”nın da bu seferle bağlantılı olduğunu düşündüğünü aktaran Akbay, “Cumalı Mahallesi’nden sonra aslında öyle bir konak noktası olmalı ki ertesi günü Bozüyük’e ulaşılabilsin. Bu durum aklıma Bölüntü Köyü'nün gelmesini sağladı. Bölüntü Köyü de benim çok iyi bildiğim bir coğrafyadır. Bölüntü’de mesela bir tane Ayanlık dönemi kulesi denilen bir kule var. Burasını ben İl Genel Meclisi Üyesi olarak görev yaparken Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kayıtlarında yoktu. Aydın’da ayanlık dönemi kuleleri Cihanoğlu, Arpaz ve Donduran kuleleri olarak biliniyordu. Ben Bölüntü’deki kulenin de ayanlık dönemi kulesi olarak kayıtlara geçilmesini sağlamıştım. Yine mahalledeki köylülerimizin göl veya gölet dediği büyük su birikintileri var. Bunların ben eskiden beri vatandaş yapısı olamayacağını doğrudan devlet yapısı olabileceğini eskiden beri düşünmüşümdür. Bölüntü’de bulunan ‘Çeri Mezarlığı’nın adına baktığımızda da sefer sırasında hayatını kaybeden askerlere atfen verilmiş olabileceği dikkati çekiyor. Çünkü çeri ifadesi bizim bu yöremizde kullanılan bir tabir değildir. Bu da Kanuni’nin beraberindeki orduyla alakalı olabilme ihtimali çok yüksek olan dikkat çeken ayrı bir detaydır” diye konuştu. 

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

‘ÇERİ MEZARLIĞI’ ARAŞTIRILMALIDIR

Anadolu’daki son beylik olan Dulkadiroğulları Beyliği’ne son verildiğinde Kanuni’nin Rodos Seferi kapsamında Çine’de olduğunun ruznamelerde yer aldığına da değinen Akbay, “Bey ve oğullarının kellesi de huzuruna getiriliyor. Eldeki bilgilere göre, beyliğin başındaki isim olan Ali Bey'in katli haberi geldiğinde Kanuni, Çine Ovası’nda otağını kurmuş konaklıyordu. Alınan kelleler önüne bırakılıyor. Bu kişilerin mezarları bilinmiyor ama Bölüntü’deki ‘Çeri Mezarlığı’ burada bir soru işaretine neden oluyor. Bu mezarlar bugün ortada yok ve tahrip edilmiş durumda ama 3-5  tanesi kırılamamış, halen görünüyor. Köylülerin anlatımına göre geçmişte burada daha fazla mezar olduğu biliniyor. Yani bu mezarlar Ali Bey'in bölgesinden bu sefere katılanların mezarı mıdır? Araştırılması da gerekiyor çünkü Dulkadiroğulları Beyi’nin kellesinin Çine’ye kadar getirilmesi tarihi vesikalara dayanan kesin bilgidir” ifadelerini kullandı.

Kanuni’nin Rodos Seferi’ndeki ‘Aydın Rotası’na ışık tuttu

“ROTADAKİ KÖPRÜ YAPILARINA KADAR TESPİT ETTİM”

Kanuni’nin beraberindeki yaklaşık 30-50 bin kişilik ordusunun 22 Temmuz’da Gökbel Geçidi’ni aşarak Bozüyük’e ulaştığını ve buradan Muğla üzerinden Marmaris’e geçtiğini belirten Akbay, bu güzergahın seferin en zorlu etaplarından biri olduğunu vurguladı. Gökbel Geçidi’nin sarp yapısı nedeniyle ordunun burada zorlandığı ve bir günlük dinlenme molası verdiğine de değinen Akbay, araştırmaları sırasında tespit ettiği tarihi yapıların ve mezarların kültürel miras olarak korunması gerektiğine de dikkati çekti. Kanuni’nin Rodos Seferi kapsamında Çine’de geçerken Dalama Çayı, Çine Çayı ve Karpuzlu Çayı üzerindeki köprü yapılarına kadar tespitini yaptığını da aktaran Akbay, “Ben bunlarla ilgili olarak ayrıca Devletimizin yetkili kurumları ve bilim dünyasıyla da paylaştım. Bu kültürel yapılara gereken saygının gösterilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca Kanuni’nin rotasının tam anlamıyla bilimsel verilere dayanarak ortaya çıkarılması Aydın’ın kültür varlığının zenginleşmesini de sağlayacaktır. Yapılacak kapsamlı bilimsel araştırmalar sonucunda benim de elde ettiğim bulgular ışığında saptanacak olan gerçeklik, Çine Bölüntü Mahallesi başta olmak üzere ilçemiz ve ilimizin kültürel varlığının öneminin tam anlamıyla ortaya konulmasına da vesile olacaktır. Tarihin doğru aktarılması açısından da bu büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı. 

Akbay’ın yaptığı kapsamlı araştırmalar, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos Seferi sırasında Aydın’da izlediği rotayı aydınlatması açısından büyük önem taşırken, elde edilen bulgular hem Osmanlı tarihine hem de Aydın’ın yerel tarihine ışık tutması bakımından dikkat çekiyor. Öte yandan bölgedeki kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için de büyük önem taşıyan çalışmaların ilerleyen süreçte yaşanacak gelişmelerle daha da anlam kazanacağının üzerinde duruluyor.
 

Kaynak: HABER MERKEZİ