Dünya çapında zeytin hasadı başlarken, Türkiye'nin yanı sıra İspanya ve Tunus'ta geçen senenin üzerinde verim olduğu gözleniyor. Türkiye'de 2024 yılı için 475 bin ton zeytinyağı üretimi beklenirken, ihracatta da artış hedefleniyor. Dünyada böylesi bir tablo hakimken, bazı İspanyol ve İtalyan firmalarından zeytinyağı fiyatının düşeceğine dair açıklamalar gelmesi, spekülatif söylem olarak nitelendirildi.
Fiyatın Düşeceğini Söylemeleri Manidar!
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Tan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Evet bu yıl dünya fiyatlarında bir düşme seyri var ancak böyle İspanyol firmalarının veya başka İtalyan firmaların çıkıp fiyat düşecek demesi manidar. Bunlar olmaması gereken açıklamalar, Fiyat, ekonomi kurallarına göre arz ve talebin kesişmesi ile oluşur. Yani fiyat düşecekse düşer. Çıkacaksa çıkar bu pazarda belli olur" ifadelerini kullandı.
Zeytinyağının Bir Maliyeti Var
"Sezon başında tam zeytinin hasadının hızlanmaya başladığı zamanda fiyat düşecek diye açıklamalarda bulunmak üreticinin ürününü daha ucuza satın almayı doğurur. Bu sektörün bütününe zarar verir" diyen Tan, şunları kaydetti: "Fiyat nerede olması gerekiyorsa orada olmalıdır. Ne demek bu? Zeytinyağının bir maliyeti var. İşçilik ücretlere geçen sene ortalama 500 lirayken bu sene 1000-1.200 TL. Dolayısıyla bu maliyeti nasıl karşılayacaksınız? Zeytinyağı fiyatı düşürerek üreticinin maliyeti nasıl karşılanabilir? Ama dediğim gibi dünyada da fiyatlarda bir düşme eğilimi varsa bu da Türkiye'de bu yansır."
Zeytinyağını Türkiye'den Ucuza Alma Gayreti!
Türk yağlarına yönelik yaptırım olduğunu, diğer ülkelerin zeytinyağını daha ucuza alma gayreti sergilediğini dile getiren Tan, "Diğer ülkeler daha ucuza almak istiyor. Burada da global olarak tüccarın ana felsefesi var. Mal alırken kazanılır felsefesi bu. Biz şu anda elinde stok olan ve üretimi çok iyi olan bir ülkeyiz. 600 bin ton civarında stokla birlikte bir yağdan söz edebiliriz ama bu fazlalık bizim fiyatımızı düşürmeye vesile olmaması lazım. Çünkü özellikle İtalya 250 bin ton civarında bir üretim bekliyor ki daha da az olabilir. Sadece onun yaklaşık 1 milyon ton zeytinyağına ihtiyacı var. Çünkü İtalya’nın ihracatı ve iç tüketimi çok fazla. İspanya'nın ürettiği ürün, kendi ihracat ve tüketimini ancak karşılar veya bir miktarını dökme satabilir. İtalya başta benzeri ülkelerin açığı nereden karşılanacak?" diye sordu.
Türkiye Kilit Öneme Sahip
Türkiye'nin bu yıl zeytinyağı üretiminde dünyada kilit öneme sahip konuma ulaştığına dikkat çeken Tan, "Tunus 380 bin ton üretim olduğu belirtildi. Bu belirtilen miktar olması zor. Yunanistan 250 bin ton fakat onlar da çok fazla arz yapamazlar. Hepsinin ortak noktası ise geçen yıldan ellerinde stok yok ve gelecek yıl dünyada yeniden az ürün yılı gelecek olması. Bu durumda Dünyaya burada kilit öneme sahip yine Türkiye'dir. Biz de elimizdeki ürünün kıymetini bilip direnebilmeli ve dünya fiyatlarında hakkında hüküm verilen değil belirleyicilerden olmalıyız" sözlerini kaydetti.
Bütüncül Yaklaşım Sergilenmeli
Bu yıl Türkiye için üreticisinden tüketicisine kadar uzanan yelpazede bütüncül yaklaşımla sektörün sürdürülebilirliğini sağlama yılı olduğuna parmak basan Tan, sözlerini şöyle tamamladı: "Ucuza değil de daha katma değeri yüksek olarak satmalıyız. Yani gerekirse iç piyasada daha fazla tüketmeliyiz. Bu değerli malı ucuza kaptırmak yerine, 2 kg olan kişi başına tüketimi 2’ye katlamak için çabalamalı ve bunu başarmalıyız. Sektörün bu anlamda üretimden, iç satış, ihracat ve iç tüketime desteklenmesinin arttırılarak devam edilmesi gerekmektedir. Bu yıl sektör temsilcilerinin, üretimden, tüketime ve ihracata her birinin kendi pencerelerinden değil ülke penceresinden bakarak bütüncül bir yaklaşımla ve sektörün sürdürülebilirliğini sağlama yılıdır. Türkiye zeytin ağacının anavatanıdır. Binlerce yıllık kültür birikimi, zeytincilerimizin zekâsı ve çalışkanlığı ve zorluklar karşısında bu güne kadar gösterdikleri direnci ile bu dönemden de alnımızın akıyla ve kazançla çıkabileceğimizi düşünüyorum."