TUĞBA KAYKAL

TUĞBA KAYKAL

ANA DOLU

ANA DOLU

Anadolu efsaneler ile dolu bir yer. Taşını, toprağını, suyunu sıksan hikayeler dolar taşar. Böylesi güzel malzemelerle dolu bir yerde yaşamak güzel elbet ama bunları dinlemek, okumak, anlatmak, kaydetmek çok daha güzel. 

Adından da anlaşılacağı gibi yine bir efsane kokuyor bu Anadolu sözcüğü. 
 
Neden Anadolu?

Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapısı Müslüman Türklere açılmıştır. Açılan bu kapıdan 40 tane akıncı ile Sultan Alparslan’ın Akıncı Beyi Efruz Bey doğudan batıya doğru gelmektedir. Yolda yaşlı bir anaya rastlarlar. Yaşlı anaya hürmeten Efruz Bey elini kaldırır, akıncı grubunu durdurur. Yaşlı ana kendisine yol veren bu gencin hürmetkâr davranışına cevaben:

Ana: Geç yavrum, yol yiğidindir.

Efruz Bey: Geçin anam, yol büyüğündür.

Ana: (yaşlı ana elindeki bakracı uzatır) Evladım, iç! Belli ki sıcaktan dudakların kavrulmuş, hararetin dinsin.

Efruz Bey: Sağol anam, benim yanımda arkadaşlarım çok, senin bakracın küçük, bize yetmez.

Ana: İç oğlum, seni düşünen Allah elbette arkadaşlarını da düşünmüştür (diye birkaç kez ısrar eder) 

Efruz Bey: Hak Bismillah (der ve sütten içer akıncı arkadaşlarına da sırayla verir) 

En son akıncı da içer, bakraç tekrar Efruz Bey’e gelir. Bir bakar ki bakraç eline ilk aldığında nasıl dolu ise aynen öyle dolu. İlahi bir bereketle içtikçe yenileniyor. Akıncı yiğitlerinin tamamı doyasıya içtikten sonra bakracı eline alan yaşlı ana, kenara çekilip:

Ana: İçin yiğitlerim!

Akıncı 1: Ana doydum!

Ana: İçin yiğitlerim!

Akıncı 2: Ana kandım!

Ana: İçin! Doyasıya için, yiğitlerim!

Efruz Bey dahil tüm akıncılar hep birlikte: ANA DOLU, ANA DOLU! 

Kızılcahamam’ın Taşlıca Köyü’nde yer alan Kırmızı Ebe Türbesi’nin yakınındaki Ayran Taşı’nın yanındaki mermerde aktarılan Anadolu’ya adını verdiği düşünülen efsane ise şöyledir: 

Selçuklu Hükümdarı Alâeddin Keykubat, Başköy Kalesi'ni fethetmek üzere yol üzerindeki Taşlıca köyüne uğrar. Burada, yıllar önce gelip yerleşmiş kadın erenlerden Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç yaşamaktadır. Kırmızı Ebe Türk askerlerini karşılar ve kendilerine ayran ikram eder. Yayıkta yeni çalkadığı taze ayranı, oradaki taş oluğa döker. Askerler de hem ayran içmek hem de kaplarını doldurmak için sıraya geçer. Herkes ayran içip kabını doldurduğu halde, taş yalaktaki ayran hiç tükenmez. Kırmızı Ebe askerlere, “Doldur gazilerim, doldur yiğitlerim” der. Askerler de, “Doldur Ana, Ana Dolu” derler. Kırmızı Ebe doldurun yavrularım dedikçe askerler “Ana Dolu” diye tekrar ederler. Böylelikle Anadolu adı oluşur. 
Ayran ikramı yapıldığına inanılan taş, komşu köylerden birine götürülür fakat taş bir gecede yerine hemen geri gelir.

O gün bugün bu toprakların adı Anadolu olarak kalır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
TUĞBA KAYKAL Arşivi