Aydın Hedef Gazetesi'nden Özge Çümlek'in haberine göre; Ülkemizde, nüfusa kıyasla suç oranının en yüksek olduğu illerin arasında Aydın da yer alıyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kayhan Delibaş ve aynı bölümden Hukuk ve Gençlik Sosyolojisi alanında çalışmalar yapan Dr. Öğr. Üyesi Berrin Güner, Aydın’da suç oranlarının bu kadar yüksek olmasının nedenlerini Aydın Hedef Gazetesi'ne özel değerlendirdi.
ENDÜSTRİYEL TARIM ÜRÜNLERİ, DİREKT PAZARA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİYOR
Ülkemizde en değerli tarım ürünlerinden bazılarının Aydın’da bulunmasının suç oranlarını katladığını anlatan Delibaş, “Aydın bir tarım bölgesi ve burada tarım işçiliği yaygın durumda. Aydın’da yetişen tarım ürünleri ise arpa, buğday veya narenciye gibi ürünler değil, toplanıldığı gibi direkt pazara dönüştürülebilecek ürünler. Zeytin, pamuk, incir olarak bilinen bu ürünlere, biz endüstriyel tarım ürünleri diyoruz. Bu ürünler, toplanıldığı gibi günlük satış yapılarak kazanç elde edilebilir. Bu da bazı grupları harekete geçirmekte etken. Şöyle ki; bu ürünlerin bağda-bahçede hırsızlığa karşı korunması oldukça zor. Yani sahipleri tarafından gece ya da gündüz gözetlenmesi korunması çok imkan dahilinde değil. Dolayısıyla, özellikle yoksulluk ve işsizliğin arttığı dönemlerde hırsızlık suçunun artmasına neden olabilmektedir. Benzer biçimde, bölgedeki hayvan yetiştiriciliğinin yapısından kaynaklanan yani sürünün başında tam zamanlı bir çoban olmaması ya da gece küçükbaş çiftlik hayvanlarının barınaklarının benzer şekilde korunaksız olmasından kaynaklı hırsızlık eylemleri de vuku bulabilmektedir” ifadelerini kullandı.
KIŞIN BOŞ KALAN YAZLIKLAR VE YAZIN BOŞ KALAN KIŞLIK EVLER HIRSIZLIĞA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Özellikle bölgenin turizm bölgesi olması, çok sayıda yazlığın kış mevsiminde boş kalması sebebiyle hırsızlık olaylarına sebep olduğu gibi, yasa dışı göçmenlerin bu mekanlarının kendilerine mesken tutmasına da neden olabildiğini söyleyen Delibaş, “Aynı zamanda Aydın’da yerleşik uzun yaz aylarını Ada’da ya da diğer sahil kasabalarında geçirme kültürü, kışlık dairelerin de yazın hırsızların hedefi olması ve diğer yasal olmayan işgal durumlarına sebebiyet vermektedir. Sonuçta, orta ve üst sınıfların evlerinin, soğuk aylarda boş olması, çabuk para kazanmak isteyen gruplar için biçilmiş kaftan oluyor. Değerli eşyalara el koyarak satabiliyorlar” diye konuştu.
TURİZM, SUÇ ARTIŞINDA BİR FAKTÖR OLABİLİR
Önemli kitlesel bir insan hareketliliği olarak turizmin öngörülmeyen bir yüzünden de bahseden Delibaş, suç ve sapma davranışlarının sıklaştığını dile getirdi. Delibaş, “Zira turizmle birlikte yasadışı ve düzensiz göç çok yaşanıyor. Turizm üzerinden yasadışı iş yapabilen çok fazla kişi gelip gidebiliyor. Dolayısıyla özellikle Kuşadası bölgesinde para sirkülasyonunun döndüğü yerlerde, suç oranları yükseliyor” dedi.
“EN BÜYÜK SORUN: YOĞUN İÇ ve DIŞ GÖÇ ALAN BİR İL OLMASI”
Ülkemizin, iç ve dış göç açısından dünyada ilk sıralarda yer aldığını hatırlatan Delibaş, “Gelişmiş endüstriyel ülkelerin 200 yılda yaşadığı kırdan-kente göç ülkemizde 20-30 yıl gibi kısa bir zaman diliminde yaşandı. Aydın ili bu göçten üzerine düşenden fazlası ile yüzleşmek zorunda kaldı. Hızlı göç gelenlerin entegre olmaları, yasal ve sosyal normlara adapte olmaları için yeterli değil. Bu durumun toplumsal sonucu olarak suç ve sapma davranışları hızla artmaktadır” ifadelerini kullandı.
Aydın’ın ise en büyük sorununun düzensiz göç alması olduğunu söyleyen Delibaş, “Sorunlardan en büyüğü de, düzensiz iç ve dış göçmenler olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu göçmenler, toplumun yasaları ve genel değer sistemlerinden farklı davranabiliyorlar. Bu durum da bu tür grupları suça teşvik edebiliyor” dedi.
EKONOMİK ZORLUK, SUÇA TEŞVİK EDİYOR
Günümüzün genel problemi olan ekonomik güçlüklerin, suç oranlarının artmasında büyük bir etken olduğunu aktaran Delibaş, “Günümüzde artan işsizlik, yoksulluk, ekonomik eşitsizlikler, Türk lirasının değer kaybetmesi gibi faktörler, suç ve sapma davranışlarının ortaya çıkmasında önemli bir faktör olarak rol oynuyor” diye konuştu.
Aynı bölümden görüşlerine başvurduğumuz Hukuk ve Gençlik Sosyolojisi alanında çalışmalar yapan Dr. Öğr. Üyesi Berrin Güner; Aydın’da suç oranlarının yüksek olmasının nedenlerinden birinin ise madde kullanım oranlarındaki artış olduğunu ifade etti. Aydın’da özellikle gençler arasında uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım oranlarının yüksek olduğunu kaydeden Güner, “Madde kullanım yaşı 11-12 yaşa kadar gerilemiş durumda. Özellikle satıcılar aynı zamanda madde kullanıcısı durumundalar. Bunun sebebi; TCK hükümlerine göre uyuşturucu madde ticareti yapan kişilerin 30 yıl, madde kullanan kişilerin ise 5 yıl hapis cezası ile yargılanması” dedi.
Özellikle çevrenin büyük bir etken olduğunu aktaran Güner, “Özellikle arkadaş etkisi ya da sosyal çevrenin etkisi, merak/deneme gibi nedenlerden dolayı ilk gençlik çağında suça bulaştığı için hapis cezası ile cezalandırılması, gencin gelecek yaşamında, damgalanma ve sosyal çevreden dışlanma gibi travmatik durumlar yaşamasına sebep olabilmekte. İlk kez bu suça bulaşan bireylere uygulanacak cezaların kişiyi hürriyetinden yoksun bırakan cezalar yerine tedavi ve rehabilitasyon odaklı olması, madde kullanım oranlarını düşürerek, bu bireylerin toplumsal entegrasyonunu da kolaylaştıracaktır. Dolayısıyla Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerinin toplumsal dinamikler göz önüne alınarak revize edilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.