Çondur, ATB’nin Avrupa Birliği’nde (AB) tescillendirdiği Aydın inciri, kestanesi, çam fıstığı ve memecik zeytinyağının gelecekte daha büyük ekonomik değer kazanacağını vurguladı.
Aydın İnciri, Aydın Kestanesi, Aydın Memecik Zeytinyağı, Söke Pamuğu ve son olarak AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan Aydın Çam Fıstığı ile Aydın, Türkiye’de en fazla AB tescilli ürün bulunduran il olma özelliğini daha da perçinledi. Yer alan 5 üründen 3’ünün tescillenmesini sağlayan ATB Başkanı Fevzi Çondur, bu ürünlerinin tescillenmesinin en başındaki amaçlarının ürünün kalitesinin korunması olduğunu ifade etti. Yapılan tescillerin ileriki yıllarda hem üreticiye hem de işletmecilere büyük fayda sağlayacağını belirten Başkan Çondur, yöresel ve milli öneme haiz ürünlere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaptı.
“BİZ BU İŞTE DAHA GERİDEYİZ”
Şu ana kadar alınan 3 tescilde ATB’nin emeğinin olduğunu belirten Başkan Çondur, “Aydın inciri, Aydın Kestanesi, Aydın Memecik Zeytinyağı, Söke Pamuğu ve Aydın Çam Fıstığı derken, tescilli ürün sayımız beşe ulaştı. Memecik Zeytini de yolda. Yakında o da tescil alırsa sayıyı altıya çıkarmış olacağız. Türkiye’de Avrupa Birliği’nden en fazla coğrafi işaret tescili alan il Aydın. Aydın özelinde de bu tescillerin büyük kısmını biz gerçekleştirdik. Şimdi bundaki amaç zaten ürünün kalitesinin hem tescillenmesi hem korunması. Şimdi korununca ne gibi fayda sağlayacak? Bu ürün buraya has bir ürün, nasıl incir, kestane, aynı şekilde memecik zeytini, yamalak sarısı zeytini hep bunlar kendi şahsına münhasır bunların bir özelliği var. Bu özellikleri koruyup diğer pazarlarda hem yurt içindeki hem yurt dışındaki pazarlarda bunun katma değerinin artırılması, üreticinin de gelirinin artırılması hedefleniyor. Biz bu işte daha gerideyiz” dedi.
“ÜRETİCİYE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK”
Geçtiğimiz günlerde TÜRKPATENT Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Durak ile bir araya geldiklerini söyleyen Çondur, “Kendisi İtalya’nın tescilli Mozzarella peynirinden bahsetti. Sadece bu peynirin üretildiği küçük bir köyden çıkan ürünün yıllık satış hacmi 1.6 milyar Euro’ya ulaşıyor. Oysa tüm Türkiye’de üretilen incirin toplam ihracat değeri sadece 300-400 milyon dolar civarında. Yani, tek bir köyün peyniri bile tüm Türk incirinden daha fazla gelir sağlıyor. Biz Türkiye olarak bu tür coğrafi işaretli ürünler konusunda biraz geç kaldık. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu sağ olsun bu konuya çok kıymet veriyor. Bu yapılan tesciller bugünlerde belki birden bire değer olarak üreticinin cebine yansımayacak ama uzun yıllarda illaki bu patentler, bu tesciller bizim çok işimize yarayacak. Hem bunu işleyene ama öncelikle de üreticiye büyük katkı sağlayacak. O üreticinin bundan para kazanması gerekiyor. Bizim hedefimiz burada bu üretim bölgesinde üretilen Aydın İnciri, Aydın Kestanesi için de geçerli” diye konuştu.
“YÖRESEL VE MİLLİ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAK GEREKİYOR”
Ürünlerin tescillenmesinin önemine değinen Başkan Çondur, “Geçen yıl biliyorsunuz Çin kestanesi geldi. Hemen Aydın kestanesiyle karıştırdılar. Pazarlarda satmaya başladılar. Amaçları ucuz olan Çin kestanesi satarak kar etmekti. Patentli ürünümüz olduğu için hemen engel olabildik. Türkiye'deki bütün belediyelere, Tarım ve Orman Müdürlüklerine yazılar gönderdik. Kontrollerle hemen dediler ki bu Çin kestanesinin Aydın kestanesiyle alakası yok ve karıştırılamaz. Ürünün korunması demek bu oluyor. Zaten muazzam bir farkı var. Kalite farkı var bunların arasında. Aydın çam fıstığı, hem iç piyasada hem de ihracatta satılan değerli bir üründür. Lezzeti ve yetiştiği bölgenin özellikleri sayesinde Avrupa’daki diğer çam fıstıklarından ayrılır ve ihracata uygun kalitede üretilir. Burada ne oluyor? İlk etapta belki hani dokunamıyorsun ama bunu hemen düşünmemek lazım. 20-30 belki 50 yıl sonra diyecekler ki büyüklerimiz almış Allah razı olsun, iyi ki korunmuş diye. O yüzden bu kendi yöresel ve milli değerlerimize sahip çıkmak gerekiyor. Bizim bu işe girerken hedefimiz buydu” ifadelerini kullandı.
“TESCİL ALMAK DEĞERLİYDİ”
Aydın İncirinin Gaziantep incirinden veya kuzeydeki Havran incirinden, dışarıdaki İran incirinden, Afgan incirinden çok çok farklı bir incir olduğunu belirten Çondur, “Şimdi bunu eğer tescillemezseniz, yarın gider atıyorum Yunanistan da üretir bunun aynısını, o bir tescil alıverir, hadi bakalım gitti elimden dersin, iş biter. O yüzden tescil almak değerliydi. Mesela Memecik zeytinyağı raf ömrü dünyadaki en uzun olan yağ. Bu değeri de Allah buraya nasip etmiş. TARİŞ fiyatlandırma olarak Kuzey-Güney Ege diye ikiye ayırıyor ama orada bir hata yapılıyor. Bunu da sık sık dile getiriyoruz. Hani bir tık daha alım politikasında Kuzey'in yağından Ayvalık, Edremit yağından daha ucuza görüyorlar ama kazın ayağı öyle değil. Yani raf ömrü en yüksek ve hem bizim gözümüzde hem de uluslararası tadımcıların gözünde de en güzel lezzeti olan yağ. Şimdi bunu koruma altına almazsak yarın bir gün bu da heder olacaktı” şeklinde aktardı. HABER MERKEZİ
