Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Tanyeri, Nazilli Ziraat Odası Başkanı Yahya Anlıak ve Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, artan girdi maliyetleri, düşüşte olan Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının sebebi ve Aydın tarımının genel sorunları ile ilgili açıklamalarda bulundu. 

“BÜYÜK BİR DÜŞÜŞ SÖZ KONUSU DEĞİL”

Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı  Kendirlioğlu, ÇKS verilerinde önemli bir düşüş olmadığını belirtti. Kendirlioğlu, "Aydın'da yaklaşık 135 bin kayıtlı çiftçimiz bulunuyor ve bunların 90-100 bini aktif olarak faaliyet gösteriyor. Ancak tarım genellikle ailece yapıldığından, kayıtlı dosya sayısı değişkenlik gösterebiliyor. Şu an için 50 binin üzerinde dosya mevcut ve bu rakam zaman zaman küçük değişimler gösterebiliyor. Yani yüzde 5-10 arasında dalgalanmalar olsa da büyük bir düşüş söz konusu değil. Ancak zaman içinde dosya sayısında azalmalar yaşanabilir. Bunun temel sebebi, küçük ölçekli tarım alanlarının giderek daha az işlenmesi. Eskiden 10-15 dönümlük arazilerde çiftçilik yapan kişi sayısı fazlaydı, ancak günümüzde bu tür küçük araziler ya kullanılmıyor ya da daha büyük işletmelere kiralanıyor” dedi.

Aydinin Ziraat Odalari Baskanlari Aydin Tarimini Degerlendirdi 546813 2E4347977F72843B42Eeec517410B0Ad

“TARIM BİTERSE İNSANLIK BİTER”

Son yıllarda girdi maliyetleri hızla arttığını ifade eden Kendirlioğlu, “Gübre, akaryakıt, zirai ilaç, tohum, fide, işçilik, traktör ve tarım ekipmanlarının fiyatlarında ciddi yükselişler yaşandı. Özellikle son 5-6 yılda bu maliyetler belirgin şekilde arttı. Ancak çiftçilerin ürettiği ve sattığı tarım ürünlerinin fiyatları aynı oranda yükselmedi. Bu nedenle maliyet ve gelir arasındaki fark giderek açılıyor. Bu durumun çözümü için planlı tarıma ve etkili destekleme politikalarına ihtiyaç var. Desteklerin günün koşullarına uygun şekilde güncellenmesi ve çiftçilere gerçekten destek olacak seviyeye çıkarılması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki çiftçiye verilen destek, aslında tüketiciye de verilen destektir. Dünyada tarım bitmeyeceği gibi ülkemizde de tarım bitmez. Yani tarım zaten insanlığın olmazsa olmazlarının başındadır. Çünkü insanoğlunu yaşayabilmesi için gıdaya ihtiyaç var. Bu gıdayla bizim üreticilerimiz, çiftçilerimiz sağlamakta. Yani işte çiftçiliğin sonu geldi, üretim artık bitti, çiftçi tamamen buradan çekildi, artık kimse üretmiyor şeklinde söylemek yanlış olur. Ama şu da var, özellikle tarımsal kuraklık nedeniyle üretimlerdeki kalite ve miktarlarda düşüşler olabilir. Bu yine iklim şartlarıyla ilgili, hava şartlarıyla ilgili dünyanın küresel ısınma dediğimiz durum söz konusu, çevre kirliliği, suyun az olması, az suyun kirli olması yani birçok sebep bununla ilgili sayılabilir. Ama bu hiçbir zaman tarımın bittiğini ve üretimin bittiği şekilde değerlendirmek çok büyük yanlışlar olur. Zaten tarım biterse insanlık biter” diye konuştu.

Aydinin Ziraat Odalari Baskanlari Aydin Tarimini Degerlendirdi 546813 9342Acade1C985Fd998C55Ca10914262

“GENÇLERİMİZ ÇİFTÇİLİĞE TAMAH ETMİYOR”

Aydın’da çiftçilik yaşının 60 yaşlara dayandığını aktaran Kendirlioğlu, “Yaptığımız çalışmalarda kayıtlarımızı incelediğimizde, çiftçilerin yaş ortalamasının giderek arttığını görüyoruz. Şu anda ortalama yaş 58-59 seviyelerine ulaştı ve neredeyse 60’a dayandı. Bu durum, tarım sektöründeki nüfusun yaşlandığını gösteriyor. Gençlerimiz çiftçiliğe fazla ilgi duymuyor. Bunun tek sebebi maddi kazanç değil; sosyal boyutları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Aydın özelinde çiftçilik, genellikle babadan oğula geçen bir meslek olarak görülüyor. Tarım arazileri genellikle dededen, babadan miras kalıyor ve birden fazla nesil aynı anda çiftçilik yapabiliyor. Ancak gençler, hem babalarının hem dedelerinin sahip olduğu arazilerde çalışmayı pek istemiyor. Çünkü bu durum, kendi doğrudan kazanç sağlayamayacakları bir iş olarak görülüyor. Aile büyükleri vefat edene kadar arazi yönetimi onların elinde olduğu için, genç bir çiftçinin bağımsız olarak kazanç sağlaması genellikle 50 yaş civarına denk geliyor. Bu yaşa gelindiğinde de artık çiftçiliğe yeni başlamak zorlaşıyor. Çiftçiliğin sosyal yönüne baktığımızda, belirli bir mesai saatinin olmadığını görüyoruz. Tarım, yılın 365 günü ve günün her saatinde emek isteyen bir iş. Bu nedenle gençler, daha düzenli çalışma saatlerine sahip meslekleri tercih ediyor. Hafta sonu tatili, resmi tatiller ve belirli bir mesai saati olan işler, çiftçiliğe kıyasla daha cazip geliyor. Bu yüzden gençlerin çiftçiliğe yönelmemesini sadece ekonomik nedenlerle değerlendirmek doğru olmaz” ifadelerini kullandı. 

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“EN BÜYÜK SORUN KURAKLIK”

Her meslekte olduğu gibi tarım sektöründe de sorunlarının olduğuna değinen Kendirlioğlu, “bunları tamamen yok etmek mümkün değil. Ancak en aza indirerek etkilerini azaltmak önemlidir. Aydın’da tarım ve hayvancılıkta çalışacak genç iş gücü giderek azalıyor. Gençler, uzun çalışma saatleri ve düşük kazanç nedeniyle tarımı tercih etmiyor. Üstelik işçilik maliyetleri yükselirken, üreticiler için bu maliyetleri karşılamak giderek zorlaşıyor. Artan girdi fiyatları da çiftçilerin belini büküyor. Ancak şu an en büyük sorun tarımsal kuraklık. Su olmadan tarım yapılamaz ve bu da gıda üretiminde ciddi sıkıntılara yol açar. Bu nedenle Dalaman Çayı’nın Kemer Barajı’na bağlanması projesi hayati önem taşıyor. Su sorunu çözülebilirse, diğer maliyetlerle ilgili çözümler bulunabilir. Bunun yanında, vahşi sulama yerine modern sulama tekniklerine geçmemiz gerekiyor. Az suyla daha geniş alanları sulayarak kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız. Aydın tarımının geleceği için su yönetimi en büyük öncelik olmalıdır” sözlerine yer verdi.

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“BÜYÜK BİR KRİZ İÇİNDE”

Pamuğun son üç yıldır kötü bir sezon geçirdiğini kaydeden Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Tanyeri, “Söke’nin ana ürünü pamuk, Aydın genelinde de en çok üretilen ürünlerden biri. Ancak pamuk son üç yıldır kötü bir sezon geçiriyor. 2024 yılı, hayvancılık dahil tüm tarım sektöründe sıkıntılı geçti. Sadece incir ve kestane üreticileri nispeten memnundu, ancak onlar da düşük rekolte nedeniyle tam anlamıyla kazanç sağlayamadı. Zeytinyağı fiyatları da düştü. İki yılda bir verim veren zeytin, 2022’de 250 TL’ye satılan yağın, 2024’te 130-140 TL’ye düşmesiyle üreticiyi zorladı. Üstelik devlet desteği 2017’den beri 1 kg zeytinyağı için sadece 80 kuruş, yani oldukça yetersiz. Dağlık bölgelerde işçi maliyetini karşılamadığı için birçok zeytin dalında kaldı. Ayrıca aşırı sıcaklar nedeniyle zeytinden yağ verimi düştü, bu da üreticiyi daha da zarara soktu. Pamuk üretimi ise büyük bir kriz içinde. 2025 yılında üretime devam edeceğiz, ancak şartlar böyle giderse 2026’da birçok üretici ekim yapamaz hale gelecek. Kredi çekerek, hatta mallarımızı satarak üretimi sürdürmeye çalışıyoruz. Ancak bu gidişat değişmezse, Aydın’da pamuk başta olmak üzere birçok ürünün üretimi ciddi şekilde azalabilir” şeklinde konuştu.

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“GENÇLER ÇİFÇİLİĞE YÖNELMİYOR”

Gençlerin çiftçiliğe neden yönelmediğini açıklayan Başkan Tanyeri, “Gençler çiftçiliğe yönelmiyor ve bunun nedenlerini araştırıyoruz. Bu konuyu Bakanlığa kadar taşıdık ve sağlanan teşvikler, özellikle 40 yaş altı ve kadın çiftçiler için artırıldı. Bu güzel bir gelişme. Ancak sorun şu, gençler, ailesinin çiftçilikten kazanç sağlayamadığını görüyor. Babasının tarlası ipotekli, traktörü rehinli, geçim sıkıntısı çekerken çiftçiliğe nasıl yönelsin? Bu yüzden sanayide ya da turizm sektöründe asgari ücretle çalışmayı tercih ediyorlar. Eğer aileleri iyi kazansa, gençler de tarımda kalır ve aile işini sürdürürdü. Bakanlık bu konuda adım attı, umarız devamı gelir ve gençleri tekrar tarıma çekebiliriz” dedi. 

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“DAHA GÜÇLÜ DESTEKLER BEKLİYORUZ”

Üreticilere desteklerin daha da artması gerektiğine vurgu yapan Tanyeri, “Üreticilerin %90’ı Ziraat Bankası’ndan kredi kullanıyor ve arazilerini ipotek ettiriyor. Teminatsız kredi verilmediği için çiftçiler ipotek karşılığı düşük faizli krediler alıyor. Ancak yetmeyince özel bankalara yöneliyorlar ve burada faizler çok daha yüksek. Son 3-4 yıldır tarım çok zor bir süreçten geçiyor. Buna rağmen 2025’te üretime devam edeceğiz, ancak 2026’da ne olur bilinmez. Hükümetin ve Bakanlığın tarıma daha fazla önem vermesi, üreticiyi destekleyerek tarımı sürdürülebilir hale getirmesi gerekiyor. Pandemide tarımın ne kadar kritik olduğunu hepimiz gördük. Biz ziraat odaları olarak üreticinin sesini duyurmaya devam ediyoruz ve hükümetten daha güçlü destekler bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

ADÜ’lü öğrenciler Nazilli mezbahası ve barınağını ziyaret etti ADÜ’lü öğrenciler Nazilli mezbahası ve barınağını ziyaret etti

“TEŞVİKLERİN ARTIRILMASI GEREKİYOR”

Nazilli Ziraat Odası Başkanı Yahya Anlıak, yapmış olduğu açıklamasında, “Bakanın verilerine göre bazı ilçelerde üretim geçen yıla göre %100’ü aştı, en düşük oran ise %98. Bu, çiftçiliğin terk edildiği anlamına gelmiyor. Pandemi döneminde dışarı çıkabilmek için ÇKS kaydı yaptıranlar vardı, bu da istatistiklere yansıdı. Özellikle pamuk ve zeytin üreticileri umduğunu bulamadı. Zeytinyağı fiyatları geçen yıla göre %30 düştü, pamuk fiyatları ise aynı kaldı. Bu nedenle bu ürünlerin üreticileri zor durumda. Diğer yandan, incirde fiyat sorunu yok, narenciye ise geçen yıla göre %100 artmış durumda. Çiftçilerin büyük bölümü 55-60 yaş üstü. Gençler için devlet destekleri var, ancak teşviklerin artırılması gerekiyor. Hibe sisteminin genişletilmesiyle gençleri çiftçiliğe yönlendirmek mümkün olabilir” konularına değindi.

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“İPOTEKSİZ TARIM ARAZİSİ AZALDI”

Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bazı ilçelerde, özellikle Söke ve İncirliova gibi pamuk tarımına dayalı kültür ürünlerinde, 31 Aralık itibarıyla düşüşler gözlemleniyor. ÇKS dosyaları da bunu doğruluyor. Artış görülen ilçelerde meyve ürünleri öne çıkarken, bu artışlar düşüşler kadar yüksek değil. Genel olarak, düşüşlerin artışlardan fazla olduğu görülüyor. Artışlar, yeni çiftçilik yapan veya miras yoluyla tarım arazisi devralan çiftçilerden geliyor. Düşüş yaşayanlar ise tarım yapmayı bırakıp arazilerini satan veya kiralayan çiftçiler. Bu durum, son 10-15 yıldır devam eden bir süreç. Üreticilerin çoğu, kredi almak için arazilerini ipotek ettiriyor; bu nedenle ipoteksiz tarım arazisi sayısı oldukça azaldı. Girdi maliyetleri sürekli artıyor, fakat çiftçinin gelirleri başka sektörlere kaydırılıyor. Türkiye’de çiftçi gelirleri, gübre, ilaç, makine ve ekipman gibi sektörlere devredilmeye başlandı. Çiftçiler, kendi satış fiyatlarını belirleyemedikleri gibi girdi fiyatlarını da belirleyemiyorlar” şeklinde konuştu.

Aydın’ın Ziraat Odaları Başkanları Aydın tarımını değerlendirdi

“ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR”

Enflasyon, bazı sektörler için kâr kaynağı olduğunu, çiftçiler için kayıp oluşturduğunu belirten Başkan Özdamar, “Genç çiftçiler, ailelerinin gelir durumunu göz önünde bulundurarak diğer sektörlerde asgari ücretle çalışmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle çiftçi sayısı azalıyor ve çiftçilerin yaş ortalaması 60’a dayanmış durumda. Pamuk üretiminde, maliyetler artarken, çiftçinin eline geçen pamuk ücreti düşüyor. Pamuk maliyeti, 2024 Ağustos'ta 35 lira iken, çiftçiye 18-27 lira arasında kalıyor. Geniş alanlarda pamuk ekimi yapan çiftçiler, zararı artırırken, küçük arazilerdeki çiftçiler de pamuk ekimini bırakıyor. 2025 yılında yurt dışından ithal edilecek pamuk miktarının 2,5-3 milyar dolar aralığında olacağı tahmin ediliyor” dedi.

Muhabir: SEVAL ÖNCÜ