Aydın Hedef Gaztesi'nden Murat Tan'ın haberine göre; Aydın Efeler’de yaşayan ve 5 sene önce de meme kanserine yakalanan Özlem Akın, hastalığının üçüncü evrede olmasını öğrenmesiyle tedavi sürecine başladığını belirtti. Bu süreçte göğsünün tamamını ve koltuk altı lenf bezlerinin alındığını belirten Akın, geride kalan süreçte verdiği mücadelede yaşadığı zorluklardan bahsetti. Bulunduğu birçok ortamda hastalığı nedeniyle taşıdığı pembe bilekliğinden ötürü bazı vatandaşların anlamsız tepkisiyle karşılaştığını aktaran Akın, insanların, meme kanserine ilişkin bilinçlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Koluna takılan bileklikle kolunun korunduğunu ve acil tedavi gerektiren durumlarda hiçbir işlem yapılmaması gerektiğini ifade eden Akın,  kimilerinin otel bilekliği olarak algılamasınınsa kendisini üzdüğüne değindi. 

Aydınlı kanser savaşçısı bilekliğin önemine vurgu yaptı

“KOLUMU KORUMAM ŞART 

Kendisi gibi koltuk altı lenf bezi bulunmayanların kollarının korunması gerektiğini vurgulayan Akın, “Benim sağ kolum korumalı. Bundan dolayı pembe bileklik takmak zorundayım. Bu bileklik evrensel olarak kullanılıyor. Bileklikte yazan yazıda da belirtildiği gibi bu kolumdan asla işlem yapılamaz. Örneğin sağ kolumdan damar yolu açılamaz, kan alınamaz ve tansiyon ölçülemez. Hiçbir şekilde kırılmaması ve ağırlık taşımamam gerekiyor. Kolumu korumam şart ve herhangi bir sağlık sorunu yaşadığımda da bu bilekliğin mutlaka bulunması gerekiyor ki sağlık ekipleri koluma müdahalede bulunmamalı” dedi. 

Aydınlı kanser savaşçısı bilekliğin önemine vurgu yaptı

“BİLEKLİĞİMİ OTEL BİLEKLİĞİ SANIYORLAR” 

Toplum içindeyken insanların duyarsız davrandığını belirten Akın, “Birçok yerde anlamsız yorum ve tepkilerle karşılaşıyorum. Bir markette kadının biri bilekliği otel bilekliği zannederek, ‘Görgüsüze bak, otel bilekliğiyle gelmiş’ dedi. Ben de,  ‘Hanımefendi bu sizin görgüsüzlüğünüz. Bu, meme kanseri ve koltuk altı lenfi olmayan bayanların taktığı lenf ödemi bilekliği. Bu sizin ayıbınız’ diyerek aydınlatmaya çalıştım. Bu gibi birçok olay yaşıyorum; Mesela geçen KPSS’ye girdim. Polis bilekliğime bakıp yazıyı okudu bir şey demedi içeriye geçtim. İki gözetmenden birisiyse sorun çıkardı. O bileklikle sınava giremezsiniz diye. Ben de kendilerine, ‘Ben burada düşsem, bayılsam, 112 gelse, bilekliğim kolumda olmasa, benim sağ kolumdan müdahale etseler, siz ne yapabileceksiniz’ dedim sonrasında ses etmedi. Ben insanlar artık bilinçlensin istiyorum. Ülkemizde insanların bilinçlenmesi için bu bilekliği tanıtmak amaçlı toplantılar, sempozyumlar yapılabilir. İnsanları bu konu hakkında bilgilendirmek gerekiyor çünkü çok farklı gözle bakıyorlar” diye konuştu. 

Aydınlı kanser savaşçısı bilekliğin önemine vurgu yaptı

“BİLEKLİĞİN ÜZERİNDEKİ YAZI SİLİNMEMELİ” 

Bileklikteki yazının hemen silinmesinden dolayı da mağdur olduğunu vurgulayan Akın, “Bilekliğin üstündeki yazısının silinmemesi gerekiyor. Yazısı silindiği zaman sadece pembe bileklik bir şey ifade etmiyor. Rengin evrensel olduğunu bilmeyen o kadar çok insan var ki. Maalesef sağlık sektöründe bile bilmeyen insanlar var. Geçen sene Haziran ayında ben Konya'da tatildeyken beynimde pıhtı attı ve yoğun bakıma kaldırıldım. Annem yanımdayken hemşire sağ kolumdan kan almaya kalkmış. Annem uyararak, ‘O kolundan işlem yapılamaz, kolu korumalı’ demiş. Hemşire de, ‘Olsun canım ne olacak’ demiş. Yani benim gibi hastalar bu gibi birçok durumla karşılaşıyoruz. O yüzden yine rengi pembe olsun ama yazısının silinmeyeceği ve görüneceği şekilde olmalı” ifadelerini kullandı.  

Aydınlı kanser savaşçısı bilekliğin önemine vurgu yaptı

ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİNİ VURGULADI 

Aydın genelinde kanser artışının fazla olduğuna vurgulayan Akın, paket gıdaların fazla tüketilerek beslenmeye yeterince dikkat edilmediğine ifade etti. Aynı zamanda erken teşhisin önemine vurgu yapan Akın, “Kadınlarımız mamografi çektirmekten çekiniyorlar. Gençlerin bile en az senede bir kere gitmeleri lazım. Rahim ağzı kanseri de çok fazla olmaya başladı. Birçok yolla bulaşan hastalıklar var. Sürekli olarak kontrol etmeleri senede bir kere gidip de ‘Smear Testi’ yaptırmaları gerekir. Sağlık her şeyden önemli. Keşke zamanında ben de erkenden hastaneye gitseydim de hastalığım bu kadar sinsi ilerlemeseydi. Ben sadece sırtım ağrıyor, sırtım ağrıyor diyordum fakat altında yatan sebep çok daha farklıymış. Keşke erken tanı olsaydı da genç yaşta göğsümden olmasaydım. Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor” dedi.

Muhabir: MURAT TAN