Aydın Efeler’de tutkunu olduğu antika işine uzun yıllardan bu yana adeta kendisini adayan Mustafa Kemal Kaya, ildeki antikacılık kültürü, antikalara ilgi, belirli aralıklarla düzenledikleri mezatlar ve antikaların fiyatlandırılması gibi konulara ilişkin olarak Aydın Hedef Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Hobi olarak başladığı antikacılığı meslek olarak görmediğini söyleyen Kemal Kaya, “Antikacılık yaşamın içinden bir tutkudur. Sevmeden yapılamaz. Dükkan açıp oturmakla antikacılık yapamazsınız. Antikacı diye bir terimi de doğru bulmuyorum. Antikacılık, çok araştıran, çok okuyan ve zeki bir insanın yapabileceği bir şey. Ürünleri iyi seçip yakalamak gerekiyor ve her konuda bilgi sahibi olunması gerekiyor” dedi.
“ANTİKA AYDIN’DA ÇOK GİTMİYOR”
Genelde internet üzerinden satış yaptığını vurgulayan Kemal Kaya, “Aydın'da antika kültürü maalesef çok gelişmiş değil. Antika kültürü biraz daha gelişmiş şehirlerde mesela İzmir'de İstanbul'da daha yoğun. Tabi ekonomik durumla da alakalı. Bir de insanların yönelmesiyle de alakalı. O yüzden Aydın'da çok gitmiyor, meraklısı da çok olmuyor. Genelde bizim müşterilerimiz hep böyle şehir dışından insanlar oluyor, o yüzden internetten satışlar yapıyoruz” diye konuştu.
“HER ESKİ ÜRÜN ANTİKA DEĞİLDİR”
Ürün almadan önce özenle inceleyip araştırdığını, her eski ürünün antika olmadığını söyleyen Kaya, ürünlerin orijinalliğini artık tek görüşte anladığını ve bu durumla ilgili de herhangi bir sorun yaşamadığını söyledi. Antika dendiğinde eski ürünlerin akla gelmemesi gerektiğini belirten Kemal Kaya, “Mesela elimizde Sultan Abdülhamit Han dönemi gümüş paralarımız var, koleksiyon değerindedir. Yani baktığınız zaman darphane gibi duruyor, o kadar yeni duruyor ki hiç dolaşıma girmiyor. Çünkü alanlar hep saklamış. Koleksiyonculuğun da bu güzelliği var. Yani koleksiyon yapılabilmesi için yıpranmamış olması gerekiyor. Kondisyonunun çok yüksek olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“FİYAT ALICI VE SATICI ARASINDA”
Ürün fiyatlarının her parçaya göre değişkenlik gösterdiğini belirten Kaya, “Nadirliğine, özelliğine ve sağlamlığına göre değer biçiyoruz. Bazı ürünler mesela cep saatini örnek verirsem sizin için değersiz olabilir fakat cep saati koleksiyoncuları için oldukça kıymetli özel yapım bir saat ise binlerce lira verebilirler” diye konuştu.
“AİLE YADİGARI OLAN PARÇALARI ÖZENLE SAKLIYORUM”
Kendisi için özel olan parçalardan bahseden Kaya, dedesinden kalan duvar halısının satılık olmadığını vurgulayarak, “Çocukluğumda dedemin evinde asılı olan duvar halısı benim için özel parçalardandır ve satılık değil. Çocukluğumu geçirdiğim, dokunduğum bu özel dokuma halı benim için ayrı bir yerde, aile yadigarı olan parçaları özenle saklıyorum. Dışarıdan aldığım ürünleri gözüme hoş gelmesiyle ve nadirliğine özelliğine bakarak satın alıyorum” ifadelerini kullandı.
“MEZAT DEĞERİNİN ALTINDA SATMAKTIR”
Efeler’de düzenlenen mezatlarla ilgili de bilgilendirmede bulunan Kaya, “Mezat kavramı önceki dönemlerde dilimize geçmiştir. Mezat, değerinin çok altında yok pahasına satmak demektir. Evet mezat günlerini gerçekleştiriyoruz ve burada birçok çeşitli ürünü açık arttırmaya çıkarıyoruz.
Ürün değeri 50 liraysa açık artırmayla 500 liraya da satabilirsiniz ya da güzel bir ürün çıkardığınızda alıcısı olan ürünse açık artırmayla yüksek fiyattan da satılabiliyor. Ürün mezatta kendi içinde hoş bir çekişmeyle alıcısına gidiyor.
Bunlarda alıcılar için birer anı olarak kalıyor. Bizim mezatımız cuma günleri akşam başlıyor. Daha çok sohbet ortamında şakalaşarak biraz stand-up tarzında geçiyor. İnsanlar haftanın yorgunluğunu atsınlar, orada bir keyif alabilsinler ortak bir sosyal kültürel etkileşim olsun istiyoruz” diye konuştu.