İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, TBMM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmasında Aydın’ın kronikleşmiş sorunlarına dikkat çekerek yetkililere çağrıda bulundu. Aydın için külfete dönüşen jeotermallere değinen Karakaş, Köşk ilçesinin Karatepe Mahallesi’nde "Mineralli doğal kaynak suyu arıyoruz" adı altında jeotermal sondaj çalışmaları yapılarak bölgenin talan edildiğini vurguladı. Aydın çiftçisinin iktidarın yanlış tarım politikaları yüzünden can çekiştiğini belirten Karakaş, sulama suyu sorununun Aydın çiftçisinin yıllardır çözülmesi için her türlü mücadeleyi verdiği bir konu olduğunu ve Bakanlık tarafından çiftçilerinin sesinin duyulmadığını ifade etti. Aydın’ın deprem riski taşıyan bir il olduğunu kaydeden Karakaş, ildeki kamu binalarının durumunu da değindi.
“BÖLGE TALAN EDİLMEKTEDİR”
JES’lerin Aydın için külfete dönüştüğünü ifade eden Karakaş, “Aydın'ımızda Allah'ın nikmet olarak verdiği ancak külfete dönüşmüş, vatandaşlarımızın çilesi hâline gelmiş bir jeotermalimiz var. JES akışlarındaki reenjeksiyon yapılmaması nedeniyle üst düzey verim alınabilecek yenilenebilir enerji kaynağı maalesef ki büyük bir çevre sorununa dönüşmüştür. Bakanlık yetkilileri, bu projeleri nasıl denetleyip de onay veriyorlar anlamak mümkün değil. Kontrolleri yapılmayan projeler ve yetersiz denetimler yüzünden çevreye risk teşkil eden bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Yine, Aydın'ımızın Köşk ilçesi Karatepe köyünde "Mineralli doğal kaynak suyu arıyoruz" adı altında jeotermal sondaj çalışmaları yapılarak bölge talan edilmektedir. Bu konuda yetkililerden açıklama bekliyoruz. İnciriyle, zeytiniyle, kestanesiyle, pamuğuyla tarımsal üretimin bel kemiği olan Aydın çiftçisi iktidarın yanlış tarım politikaları yüzünden maalesef ki can çekişiyor” dedi.
“AYDIN BİRÇOK SORUNLA MÜCADELE ETMEKTEDİR”
Aydın’ın Türkiye’nin en aktif deprem sismik bölgelerinden bir tanesi olduğuna değinen Karakaş, “Tarımsal üretimiyle, coğrafyasıyla, ticaret kapasitesiyle, kültür ve turizm mirasıyla ülkemizin lokomotifi durumunda olan efeler diyarı Aydın birçok sorunla mücadele etmektedir. Birinci derecede deprem riski taşımaktadır. Aydın'da bulunan antik kentlerin hepsi döneminde deprem nedeniyle yıkılmıştır. Özellikle Büyük Menderes Grabeni'nin de etkisiyle yüksek ölçekli öngörülen bir depremde mevcut yapıların büyük hasar görme ve yıkılma riski vardır. Çok sayıda can ve mal kaybına sebep olacaktır. 6 Şubat depreminde yaşanan acı kayıpları tekrar yaşamamak için Aydın'da olası deprem ihtimaline yönelik önlemlerin mutlaka alınması gerekmektedir. Aydın, bildiğiniz gibi ülkemizdeki önemli büyükşehirlerimizden bir tanesidir ancak maalesef Aydın'da hâlâ birçok kamu kuruluşunun binası bulunmamaktadır. Düşünebiliyor musunuz, Aydın gibi büyükşehirde İl Emniyet Müdürlüğü'nün binası yok, İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nün binası yok. Beş yıldır yapılacak diye beklenen fakat yeri hâlâ belirlenemeyen bir adliye binamız var. Buyurun size Türkiye Yüzyılı” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN SESİ DUYULMUYOR”
Aydın’ın sulama sorununa dikkat çeken Ömer Karakaş, “Sulama suyu sorunu, Aydın çiftçisinin yıllardır çözülmesi için her türlü mücadeleyi verdiği bir konu ancak maalesef Bakanlık bir türlü çiftçilerimizin sesini duymuyor. Bürokrasideki lakayıtlık, iş bilmezlik ve planlama hataları üreticilerimizi isyan ettiriyor. Aydın ilimizin Sultanhisar ilçesinde 2017 yılında yapımına başlanan ve tamamlanan bir kapalı sulama sistemi projesi var ancak çiftçimiz bu sulama sistemini hâlâ kullanamıyor. Bunun sebebi, yüklenici firma işini düzgün yapmadığı için Devlet Su İşleri yetkilileri bu projeyi denetlemeden projenin bitimine onay vermişler. Bu sorun defalarca yetkililere bildirilmesine rağmen hâlâ çözüme kavuşturulamadı. Nasıl olur da Devlet Su İşleri yetkilileri gerekli kontrolleri yapmadan projenin tamamlanmasına onay veriyor?” diye konuştu.
“AYDIN ÜVEY EVLAT MIDIR?"
Ağustos ayında Tarım Kredi Kooperatifleri’nin aldığı karar hakkında konuşan Karakaş, “Aydın'ı da Denizli'ye bağladılar ve Denizli'yi bölge müdürlüğü yaptılar. Şimdi, ben de bu konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı'na bir yazılı soru önergesi verdim, dedim ki: ‘Aydın ili tarımın bel kemiği olmasına rağmen bu neden Aydın'da değil de Denizli'de?’ şeklinde sordum. Bakan ise bu kapsamda ‘Ekonomik şartlar, fiziki koşullar, kurum stratejisi, kurulacak bölge birliğinin çalışma merkezinin Denizli ili olmasına karar verilmiştir.’ şeklinde cevap verdi. Şimdi, buradan Bakana tekrar soruyorum: Hangi ekonomik koşullar, hangi fiziki koşullar, hangi öngörüler ve hangi kurum stratejileri Aydın ilinin Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Müdürlüğü olarak Denizli'ye bağlanması için seçildi? Arkadaşlar, o bölgede incir denince akla Aydın gelir, zeytin denince akla yine Aydın gelir, kestane, pamuk denince yine akla Aydın gelir daha sayamadığımız birçok tarım ürünü dendiğinde akla dendiğinde akla Aydın gelir. Lütfen, bana bir tane tarım ürünü o bölgede söyleyince Denizli akla gelen bir tarım ürünü söyleyin. Bu nasıl bir iştir? Bu bölge müdürlüğü nasıl Denizli'ye bağlanmıştır? Aydın bu hükûmet için üvey evlat mıdır? Çok merak ediyorum” sözlerini kullandı.