MURAT TAN'IN ÖZEL HABERİ- Büyük depremlerde yaklaşık 100 yıllık bir periyot öngörüldüğünü ve 1. derece deprem bölgesinde yer alan Aydın’da bu periyodun dolduğunu ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Hasan Gürkan Yenipazarlı, “Aydın’da da büyük bir deprem bekleniyor” dedi.
Yakın tarihte 1899 yılında Aydın-Denizli Depremi ve 1955’te de Söke Depremi ile sarsılan Aydın’ın 1. Derece Deprem Bölgesinde bulunması olası depreme karşı taşıdığı risklere karşı merak uyandırdı. Aydın İnşaat Mühendisleri Odası Başkan Gürkan Yenipazarlı, Aydın Deprem Master Planı’nın acilen oluşturulması gerektiğini söylerken güçlendirilemeyecek durumdaki eski yapıların da yıkılması gerektiğini belirtti.
Elazığ’da 24 Ocak’ta yaşanan depremin ardından yaklaşık 65 yıldır yıkıcı depremin yaşanmadığı Aydın’ın, deprem açısından bina güvenliğiyle ilgili taşıdığı riskler yeniden gündeme geldi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi Başkanı Hasan Gürkan Yenipazarlı, Aydın’da acilen Deprem Master Planı oluşturulması gerektiğini söylerken eski yapıların mutlaka kontrol edilmesi, gerekiyorsa güçlendirilmesi ya da çok sıkıntılıysa yıkılmasının şart olduğunu belirtti. En son 1955’te deprem yaşayan Söke’nin yüzde 42’sinin deprem ve heyelan riski altında olduğunu söyleyen Söke Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Müteahhit Adil Orhan Demir ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Söke’de yaklaşık 11 bin adet mesken deprem riski taşıyor. Acilen Kentsel Dönüşüm şart” dedi.
“AYDIN’DA BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENİYOR”
Aydın’da da yoğun talep gören İmar Affı sayesinde kanun ve yönetmelikle kaçak yapılar ve mühendislik hizmeti almamış yapıların ruhsatlandırılarak iskan verildiğini söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi Başkanı Yenipazarlı, “İmar Affı sayesinde fazladan yapılan kaçak katlar da ruhsatlandırıldı. Yapıların güvenliği de böylelikle sadece mal sahibinin beyanına bırakıldı. Bu açıdan bile bakıldığında geçtiğimiz süreçte Aydın’da İmar Affı’na ciddi rağbet olması ilimizin depreme karşı ne denli risk taşıdığını gözler önüne seriyor. O tarz yapıların bir an önce kontrol edilmesi ve alt katların binayı olası depremde taşıyıp taşımayacağının da elden geçirilmesi gerekiyor. Büyük depremlerde yaklaşık 100 yıllık bir periyot öngörülüyor. Bu açıdan baktığımızda Aydın için bu periyot doldu ve hatta geçti. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Aydın’da da büyük bir deprem bekleniyor” diye konuştu.
“YAPILARIN DEPREM GÜVENLİĞİNİ KONUŞMALIYIZ”
Depremlerin doğanın bir gerçeği olduğu söyleyerek öncelikle depreme dayanıklı yapı tasarlamanın önemine ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Yenipazarlı, “Fakat şu da var; Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattı yatay atılımlı dediğimiz daha uzun süreli ve büyük depremler oluşturabilen faylardır. Bizim bölgemizdeki faylarsa küçük, kırıklı ve düşey atılımlı faylardır. Tabi ki bu faylar da büyük depremler oluşturuyor ama diğerlerine nazaran bir tık daha iyi bir noktadayız. Elazığ Depreminde gördük, deprem öldürmüyor. Herkes faylar ne durumda, deprem olacak mı diye konuşuyor ama yapıların güvenliği gündeme gelmiyor. İnşaat mühendislerinin görüşlerine başvurulmuyor. Aslında şu anda bizim konuşmamız gereken yapıların deprem güvenliğidir. Bundan sonra mevcut yapılar ve yapılaşmalarla ilgili neler yapabileceğimizi konuşmamız lazım. Deprem dünyanın ve doğanın gerçeğidir. Dünya’nın oluşumu, dönüşüyle ilgili bu fay kırıklarından kaynaklı depremleri illaki yaşayacağız. Bu nedenle bizim depreme dayanıklı yapı tasarlamamız gerekiyor. Bunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Acaba büyük bir deprem olacak mı sorusundan ziyade ‘Deprem gerçekleştiğinde binalar nasıl ayakta kalır? Vatandaşın canını nasıl koruyabiliriz?’ sorularına cevap bulmalıyız” dedi.
“AYDIN’IN DEPREM MASTER PLANI OLUŞTURULMALIDIR”
Aydın’da acilen Deprem Master Planı oluşturulması gerektiğini söyleyen Yenipazarlı, “Aydın’daki yapı stoğunun güvenli olup olmadığının çıkarılması ve mevcut yapıların da değerlendirilmesi gerekiyor. 1 Ocak 2019’dan sonra yeni deprem yönetmeliği yürürlüğe girdi. Bu kapsamda baktığımızda da Aydın’da yeni yapılan yapılar eskilere nazaran çok iyi durumda ancak eski yapıların mutlaka kontrol edilmesi gerekiyorsa güçlendirilmesi ya da çok sıkıntılıysa yıkılması lazım. ‘Deprem olur mu, olacak mı? Fay var mı?’ sorularından ziyade bizim yapılarımız depreme güvenli mi sorusuna cevap vermemiz şart. Artık yapıların deprem güvenliği üzerine gidilmesi lazım. Faylar var ama fayın yerini değiştirme ya da depremi önceden bilme şansımız yok. Depremi önceden bilsek bile bizim yapımız güvenliği değilse binanın yıkılmasını engelleyebiliyor muyuz? Bu açıdan binaların deprem güvenliğini öncelikle sağlama almak durumundayız. Ülkemiz ve Aydın özelinde bu konunun üzerinde ivedilikle durulması gerekiyor” diye konuştu.
“SÖKE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART”
Söke’nin 1. derece deprem kuşağında olduğunu, kentsel dönüşümün bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Söke Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Müteahhit Adil Orhan Demir ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Söke’de yaklaşık 24 bin mesken bulunmaktadır. Söke’nin yüzde 42’si deprem ve heyelan riski altındadır. Bu oran yaklaşık 11 bin adet mesken anlamına gelmektedir. Söke jeolojik yönden çok yüksek riskler taşıyan bir alanda. Aktif bir fay hattının üzerinde kurulduğu için cidden büyük riskler barındırıyor. Söke jeolojik yönden, hem deprem riski hem de heyelan riski ile karşı karşıya olan mevcut alan üzerinde herhangi bir bilimsel etüt yapılmadan gelişmiş. Söke’de afete maruz alanlar yaratılmaya da devam ediliyor. 1956 yılında yaşanan Söke (Balat) Depremi’ne rağmen kentin bu özelliği ve riskler ön plana çıkarılmamıştır. Halen kent içinde fay hattı üzerinde yapılaşmalar ile heyelana maruz bölgelerde yapılar mevcuttur. Bu açıdan bakıldığında Söke’de acilen Kentsel Dönüşüm’ün hayata geçirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
YAKIN TARİHTE 2 BÜYÜK DEPREM YAŞANDI
Yakın tarihte yaşanan depremlere bakıldığında, ilk olarak Aydın, Nazilli ve Denizli'de sabaha karşı 04.00’te başlayıp 40 saniye süren 1899 depremi, 9 şiddetinde sarsıntı oluşturmuş ve önemli derecede can ve mal kaybına sebep olmuştu. Etki oluşturduğu alanlarda 2 köy ve 2 bin evi yok eden deprem, 800 kişiyi yaralamış 1000 kişinin yaşamını yitirmesine neden olmuştu. 16 Temmuz 1955’te Söke Balat’ta meydana gelen ve 6,8 olan depremdeyse 23 kişi hayatını kaybetmişti.