Günümüzde özellikle market reyonlarındaki ürün fiyat artışları dikkatimizi çekiyor. İnsanın sinirini bozacak derecede komik olan durumlardan biri de ürünün gramajı düşüp, boyutunun küçülmesiyle birlikte, fiyatının da abartı şekilde artmış olmasıdır bana göre. Çünkü birkaç ay önceki boyut ve fiyatını bildiğim herhangi bir ürünün şimdi hem ufacık hem de gereğinden pahalı olmasını hala biraz akli dengem yerindeyse, normal karşılayamam. Bir tanımlama da yapmam gerekirse buna tam olarak 'fırsatçılık' adını verebilirim.
Bu durumda içimde en çok sıkıntı oluşturmasına sebep olan bir diğer şey de küçük çocukların istedikleri çikolataları artık rahatça alamamaları. Okula giderken, okul çıkışında, sokakta oynarken veya herhangi bir zamanda market ya da bakkala girince elindeki harçlığıyla, canının istediği abur cuburları alamamaları. Her şeyi bir şekilde anlayabiliriz ama bir çocuğun, bir çikolatadan mahrum kalmasını anlayamayız. Anlamamalıyız. Bunu neye dayanarak söylediğimi de şöyle anlatabilirim; geçen haftalarda zincir marketlerin birine girdiğim zaman önce bakliyatların olduğu kısma bırakılan birkaç çikolataya, deterjan reyonuna da bir kek ve çikolatalı sütün bırakıldığına gözüm çarptı. Geri dönüp tüm o gördüğüm ürünlerin fiyatlarına bakmaya gittim. Gördüğüm manzara o an her şeyi anlamama sebep oldu. Bu olaydan sonra her markete girdiğimde en az 1 kere aynı manzarayla karşılaşıyorum ve bunlarla karşı karşıya kalmak daha da aklımı kurcalıyor ve ne hale geldiğimizi sorgulatıyor. Biz büyükler canımızın çektiği bir şeyi almayabiliriz, "neyse, çok da önemli değil" diyerek unutabiliriz ama bir çocuğun bu şekilde düşünmesini ve o alamadığı çikolatayı unutmasını bekleyemeyiz. Almak için ısrar etmese bile illa ki aklının bir köşesinde kalacaktır.
Diyeceğim o ki, hepimizin kasalara korkarak gitmekten yorulduğunu tahmin etmek hiç zor değil. Gün geçtikçe ihtiyaçlarımızdan bir şeyleri kısmak zorunda bırakılmamamız için bir şeyleri düzeltmek adına adımlar atılması, artan fiyatların düşüşünü beklerken, daha da artırılmaması gerek. Her insanın alım gücünü bir tutup, durumu hafifletmeyelim. "Onu almayız, bunu da bırakırız" diyerek bu günler geçmez. Yapılan fiyat artışları sonumuzu getirmesin. Sonra bir gün bakarız ki, hem elimiz avucumuz, hem de dolaplarımız bomboş. O zaman her şey için geç kalınmış olabilir.

DİĞER YAZILARI