Hepimizin bildiği bir hikaye var. Leyla Mecnun aşkı. Nedir bu leyla mecnun aşkı? Necid’de bulunan Beni Amir kabilesinden Leylâ ve Kays birbirlerini görüp aşık olurlar. Bu aşkın büyüklüğü ve büyüsü kısa sürede her yere yayılır. Leyla’nın ailesi de bu aşkı duyunca onu okuldan alarak Kays’tan uzaklaşmasını ve unutmasını sağlamaya çalışır. Leyla’sını göremeyen Kays kısa süre içinde akli dengesini yitirir ve Arapça’da deli anlamına gelen Mecnun lakabını alır. Kays’ı görenler Mecnun diye hitap eder. Kays bu ıstırap ve acıya dayanamayarak ailesinden Leyla’ya kavuşması için istemelerini ister. Fakat aile bunu kabul etmez.
***
Leyla’nın namusunun lekelendiğini iddia ederek kavuşmalarına mani olur. Leyla ise kısa süre sonra sevmediği başka biriyle evlendirilir. O ara Mecnun’un ailesi de Leyla’yı unutması için Kabe’ye götürür. Fakat Mecnun orada da Leyla’sını ister. Bir süre sonra vahşi hayvanlarla çölde yaşamaya başlayan Mecnun hepimiz bildiği çöllere düşer. Leyla ise içindeki aşkına sahip çıkarak kocasına türlü hikayeler anlatır ve kendinden uzak tutar. Bir süre sonra Leyla’nın kocası vefat eder.
***
İki aşığın kavuşmasına engel ortada kalmaz iken Mecnun kendini dünyevi hazlardan arındırır ve sadece Yaradan'ın aşkıyla yaşamaya başlar. Leyla ise o büyük aşkını bulmak için çöllere gider. İki aşığın yolu kesişir. Fakat Mecnun aşkından çöllere düştüğü Leyla’sını tanımaz. O sihirli sözcükler Mecnun’un dilinden dökülür: “Leylâ benim içimdedir, sen kimsin?” der. Bu sözleri duyan Leyla bu acıya dayanamaz ve kısa süre sonra vefat eder. Leyla’sının vefat ettiğini öğrenen Mecnun mezarı başına giderek Rabbi’nden canını almasını ister. Aşıklar aşığı Mecnun’un duası kabul olur ve Leyla’sının mezarı başında önce Yaradan'ına sonra da Leyla’sına kavuşur.
***
Peki günümüze gelirsek hangimiz Leyla olmayı başardık ya da hangimiz Kays olduk? Hangimiz Kays olup Mecnuna döndük? Ne Mecnun olduk ne Leyla. Sanırım artık Piraye olma vakti. Cemal Süreyya da demiş ya “Şimdiye kadar Leyla olduk, Mecnun olmaya zerre niyeti olmayanlara. Artık sıra Piraye olmakta. Hani aşkından ölmüşte yine de dönmemiş Nazım'a''
***