Yeni yıl birçoğumuz için mutluluk kaynağı oluyor. Planlar yapıyoruz, eğlenceler düzenliyoruz. Dostlarımızla birlikte olmaya çalışıyoruz. Hatta konserlere katılıp tüm yılın stresini atıyoruz. Elbette bunlara ihtiyacımız var.
90’ların son kısmında ve 2000’lerin başında anımsadığım yılbaşı günleri geliyor aklıma her sene sonunda. Öyle çok büyük organizasyonlar değil. Ailecek geçirilen akşamlar aslında ama sanki her şey daha mı samimiydi o yıllarda? Burada geçmiş zaman güzellemesi yapmak da değil niyetim. Ancak sanki yaptığımız her şeyi insanlara gösterme çabamız tadını kaçırdı bazı kutlamaların. Sobanın yanında TV başında geçen yılbaşı geceleri kimine anlamsız gelebilir ama benim kuşağımın ne demek istediğimi anlayacağını düşünüyorum. Sosyal hayatımızın hatta tüm dünyada yaşanan büyük değişimleri çok kısa sürede yaşayan bir nesil olarak ciddi anlamda geçmişe olan özlem var. Yılbaşı kutlamaları bunlardan birisi sadece.
Değişen dünya ile kutlamaların da değiştiği ortada. Elbette günümüze ayak uydurmalıyız. Geçmişi anımsarken oraya takılıp kalmamak gerek.
Bir başka konu ise farkında mıyız bilmiyorum ama her yeni yılı kutlarken yaşlanıyoruz. Hayat yolculuğuna bir durak daha eklemek çok kötü değil ancak son durağını bilmediğimiz yolculukta sona bir adım daha yaklaşmayı kutlamak ilginç. Son iki seneyi göz önüne alırsak ki hayatımızın nerdeyse tam ortasında koronavirüs var. İlginç geçen seneler olarak yıllar sonra anlatacağız muhtemelen. Gündemlerimiz, tedbirlerimiz belki atlattığımız hastalık derken birçok anı biriktirdik hem 2020 hem de 2021’de.
Son olarak klasik olacak ama yeni yılı kutlamak için de birkaç cümle yazmak gerek illaki. Dünya olarak zor bir süreçten geçtiğimiz ortadayken yeni yıldan umulu olmak kolay değil ancak yine de umudumuzu kaybetmemeliyiz. Aksilikler, acılar, üzüntüler ve birçok şey yaşasak da umarım yeni yıl hepimiz için mutluluk getirir. 2022’nin öncelikle ülkemize, Aydın’a ve tüm dünyaya hayırlı olmasını diliyorum.