Satranç köken olarak çok uzun yıllara dayanan bir zihin sporudur. Asırlar boyunca hükümdarlar bu strateji oyununu oynayarak düşmanlara karşı mantıklı hamleler düşünmek için kullanılagelmiştir. Satrancı iyi oynayan bir hükümdar, politikayı da bilir imajı hakimdi.
Günümüzde ise faydaları bilindiği için Milli Eğitim Bakanlığının teşvik ettiği önemli bir spor haline geldi. Ancak ne yazık ki teknoloji geleneksel olan her şeye olduğu gibi satranç sporuna da darbe vurmuş durumda. Çocuklarımız kafa yoracak bir oyun yerine el ve göz pratiğini çalıştıracak oyunları daha çok tercih eder oldu. Yine teknoloji araçları ile satranç oyunu bir şekilde sanal ortama adapte edilmiş olsa da ne yazık ki karşılıklı oynanan oyun kadar etkili olmuyor.
Hepimizin bildiği birkaç faydasını sayarsak eğer; bu zihin sporu çocuklarımızın kötü alışkanlıklar edinmesine engel olur. Karşılıklı oynanan bu oyun planlı hareket etmenin önemli ve gerekli olduğunu gösterir. Kişinin hızlı, doğru ve çabuk düşünebilmesine yardımcı olarak olaylara doğru yorumlarla yaklaşabilme yetisi kazandırır.
Bununla da kalmaz kişiye kendine güven duygusu kazandırarak kişiliği ve karakterine olumlu yönde etki eder. Odak problemleri yaşayan insanlarda odaklanma becerisi ve bir konu üzerinde yoğunlaşabilme becerisi kazandırır.
Daha bunun gibi nice faydası olan satrancın gelecek nesillere aktarılması büyük bir önem arz eder. Özellikle doğru düşünebilen bir nesil istiyorsak bunu bir ata sporu haline getirmeliyiz.