Gezmeyi kim sevmez değil mi? Farklı yerler, farklı insanlar tanımayı kim sevmez? Tabi ki hepimiz vaktimiz oldukça ve bütçeler yettikçe gezmeyi severiz. Peki gezerken nelere dikkat ediyoruz. Gezme anlayışımız deniz, kum, güneş mi? Yoksa tarih, bilim, kültür gibi anılarınıza katacak yerler mi? Öncelikle tatil yapacağınız gezeceğiniz yerleri keyif alacağınız şekilde belirleyin. Belirleyin ki ona göre keyif alabilesiniz. Keyif aldıktan sonra da sizden sonra oraya gelecek kişileri düşünüp ona göre bırakalım yerleri.
Gezmesine gezelim ama bilinçli gezelim. Aslında değinmek istediğim konu buydu. Gittiğimiz yerlerin yapısına zarar vermeden, çöplerimizi bırakmadan gezelim. Orada bulunan ağaçlara şekiller çizmeden, tarihi taşlara, duvarlara, yazı yazmadan görüp dönelim. Varsa yerin özelliğini anlatan bilgilendirme notları onları da okumayı unutmayalım. Gittiğimiz yerin önemini bu şekilde daha iyi kavrayabiliriz diye düşünüyorum. Gidip fotoğraf çekip, sosyal medyada paylaşmak yeterli olmuyor bence yaptığımız gezilerden. Eğitimli gezginler olursak tarihimiz ve doğal güzelliklerimiz nesilden nesile daha fazla uzun yıllar yaşayarak aktarılacak. İçtiğimiz su, meşrubat şişlerini bir poşete koyalım ve en yakın çöp kutusuna atalım. Çevreyi kirletmeden gezilerimizi yapalım.
Bizim doğaya, tarihe verdiğimiz her zarar bize misliyle dönüyor. Tarih ve doğa kirlenmeyi ve yok olmayı kabullenmemek adına bize geri dönüşler sağlıyor. Gelecek nesillerin de atalarını bilmeleri ve tarihini bileleri için korumamız gerekir tarihi yapıları. Duyarlı, bilinçli birer birey olmak için elimizden geleni yapmamız lazım.