Birçok okurun belki daha önce ismini duymadığı Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nde (AGC) hafta sonu genel kurul heyecanı yaşanacak. İsmini duymadığı tespitini birçok arkadaşımdan duyduğum ‘Ya sizin derneğiniz falan yok mu?’ tarzı sorulardan dolayı biliyorum. Odalar yada birlikler gibi olmadığı için de halk tarafından bilinmesi yada yapılan çalışmaların duyulması pek mümkün olmayabiliyor. Bir giriş yapmışken seçim öncesi bir şeyler yazmak istedim.
Her şeyden önce adaylardan Fatma Yazıcı ve Ferdi Uzun’a seçim yarışında başarılar diliyorum. Bir önceki başkan Semra Şener’e de yaptığı çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Seçimi kim galip tamamlarsa tamamlasın kazananın mesleğimiz olmasını temenni ediyorum. Çünkü toplum nezdinde saygın bir meslek olan gazeteciliğin son dönemde yapılış şekli, içinde var olan mensupları ve yapılan yanlışlar dikkat çekiyor.
Saygınlığı korumak yine bizim elimizde aslında. Güven duygusunu zedelemeden, inanılırlığı kaybetmeden, kalemini satmadan ve birilerine yaranmak için değil kamu çıkarı doğrultusunda habercilik yapan bir basın sektörü yapısını oluşturmak bu dönemde daha da kıymetli. Çünkü günümüzde doğru bilginin yanı sıra manipülasyonda çok ciddi şekilde yaşanıyor. Bu şartlarda basının önemi bir kez daha arttı bence. Çünkü doğru bilgiyi teyit edebilecek, sahada görüp vatandaşa aktaracak kişi yine bu işi hakkını vererek yapan gazeteciler olacaktır.
İşte sektörün bu şartlarda yapılması için de cemiyetlere büyük görev düşüyor. İmtiyaz sahiplerinden, editörlere, muhabirlerden, sayfa tasarımcılarına kadar herkesin hakkını savunacak bir mekanizma olmalı. Bir muhabir yaptığı haberden dolayı çekinmemeli, sadece doğruluğundan emin olmanın telaşını yaşamalı. Kalemini sağlam tutabilmesi için de arkasında meslek gücünün olduğunu hissetmeli. Bu noktada cemiyetlerin önemli olduğunu düşünüyorum. Benim gibi birçok meslektaşımın da beklentisinin bu yönde olduğuna inanıyorum. Özetle seçimde kim önde gelirse gelsin kazanan gazetecilik mesleği olsun. Her iki adaya da şimdiden başarılar diliyorum.
