Hayatımızda en az bir kere kullanmışızdır ‘bizim zamanımızda şu şöyleydi, bu böyleydi’ tarzında cümleleri. Bunları telaffuz etmek için çok fazla yaş almış olmanıza da gerek yok aslında. Her neslin her yaşın kendince bir dönemi var. Kendimden örnek verirsem 1990 yılında hayata gözleri açıp 90’larda çocukluğumu yaşadığım için çok mutluyum. Belki çok klasik gelecek ama sokaklarda çocuk olmanın tadı sanırım en son 90’larda yaşandı. Hani derler ya biz eve girmek istemezdik şimdiki çocuklar bilgisayar başında olduğu için evden çıkmıyor diye. Bunu gerçekten yaşadık ve yaşıyoruz.
Ama burada 2000 sonrasında dünyaya gelen ve bu tabirleri kullandığımız çocuklara da ön yargılı yaklaşmamak gerekiyor. Çünkü her insan doğduğu sosyal ortama ayak uyduruyor. Belki 90’lardaki çocuklara 80’lerin çocukları bir çok yakıştırmalarda bulundu. Dünya gelişip değiştikçe insan davranışları ve sosyal yaşam da bu doğrultuda değişecektir. Teknolojinin bunda en büyük etkenlerden olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Örneğin biz kasetten CD’ye geçişe tanıklık ederken henüz yaşlarımız 8-10 civarındaydı. Ama o kadar çabuk adapte olduk ki şimdi kasetler bizim için antikaya dönüşmeye başladı.
Tüm bunları neden mi anlattım? Çünkü ben ve benim gibi çok kişi bu çağın insanı olmadığını düşünüyor. Burada çağa ayak uyduramamak değil kesinlikle konu. Sadece eskiye özlem diyelim. Antikalara merak, eski filmlere ilgi olarak başlayıp biranda ben bu dönemde değil de 1960’lı yıllarda yaşamalıymışım düşüncesine kapılmak. Kimisinde bu 70’ler kimisinde ise 80’ler olabilir ama yaşamadığı geçmişe özlem duymak diye bir şey var. Tıpkı ben de olduğu gibi.
20’li yaşlara gelince bunu daha fazla hissetsem de 30’a merdiven dayayınca daha bir fazla özlem oluştu sanırım. 2020’de bütün günü geçirip, akşam olunca pikapta plak dinlemek gibi benimkisi. 60, 70 hatta 80’ler filmleriyle, kitaplarıyla o döneme dair olan hayatı öğrenme çabası. Buna ayrıca fotoğraf albümlerine yeniden bakıp 90’lardaki çocukluğumu hatırlamak ekleniyor.
Herkesin geçmişe karşı bir özlemi olabiliyor. Bazıları ise geçmişini hatırlamak bile istemiyor. Aslında bunu belirleyen de sanırım biraz da yaşanmışlıklar. Kısacası bugünü hakkını vererek yaşasak bile geçmişe özlem içimizde hep olacak. Kim bilir, 2050’li yıllardaki nesil de bir CD takıp eskileri yad eder.