Devre arası transfer dönemine sayılı günler kaldı. Süper Lig’den diğer liglere kadar hem takımlar hem de taraftarlar gözünü bu döneme çevirmiş durumda. Ancak bu süreci yaz transfer dönemi gibi düşünmemek gerekiyor. Burası kulüpler için kritik nokta bence.

Öncelikle yaz dönemine bakarsak, kulüpler sezonu tamamlamış, şampiyonlar, düşenler, kalanlar belli olmuş. Sözleşmelerin biteceği tarihler gelmiş. Gözler yeni sezona çevrilmiş. Takımlar için bir dinlenme süreci diyebiliriz. Bu süreçte uzun görüşmeler, transfer pazarlıkları, kadro planlamaları yapmak için ciddi bir süre var. Kısacası geniş bir zaman diliminde planlı hareket etmek gibi şansınız var.

Peki ya devre arası transfer dönemi. Bir takım düşünün. Makine gibi işliyor. Ligde istediği hedefe koşuyor. Kadrosunun kalitesine güveniyor. Yani kaliteli oyuncular takımı taşıyor. Bu hedef ister şampiyonluk, ister play-off isterse ligde kalmak olsun. Hedefi olan takımlarda motivasyonun daha iyi olduğuna inanıyorum.

Siz de kadronuzu güçlendirmek için arayışa girdiniz. Ama takımıyla hedefe koşan bir oyuncuyu devre arasında, hem de sözleşmesi devam ederken transfer etmek kolay değil. Bu sefer takımıyla sorun yaşayan, kendisine yeni takım arayan isimlere yöneldiniz diyelim. Peki bu futbolcunun katkısı ne kadar olacak? Yazın bonservis ödemeden takıma katabileceğiniz bir oyuncuyu bonservis bedeliyle aldığınızı düşünün. Hele ki kulüpler bu kadar maddi sorun yaşarken.

Bir de takımınızın iç dinamikleri var elbette. Transfer yaptığınıza göremuhtemelen hedefiniz var demektir. Şampiyonluk, play-off, ligde kalma, hangisi olursa. Peki ya takımı devre arasına kadar taşıyan futbolcuların yeni isimler konusunda tepkisi ne olacaktır? Yeni katılan her isim kadrodaki oyuncular için yerini kaybetme endişesi oluşturabilir. Bazı oyuncularla yollarınızı ayırıp yeni isimlerle anlaştınız diyelim. Ye gelen gideni aratırsa?

Peki transfer yapılmamalı mı? Diyenler olabilir. Tabi ki yapılmalı. Hatta bazı takımlar devre arası yaptığı bir kaç takviye ile çok daha başarılı olabiliyor. Ama burada kritik nokta fayda ve zararı iyi ölçmek. Hem maddi hem manevi anlamda.

Takımın ritmini bozmadan, bir kaç dokunuşla transfer dönemini hallederseniz sorun yok. Ama hem çok para harcayıp hem de takımı hedefinden koparırsanız, bu kez sorun büyüyebilir. Bence en iyi devre arası transfer ya uzun süredir takip edilip yapılan takviye ya da altyapıdan A takıma kazandırılan isimlerdir. (Elbette ikincisi çok daha kıymetli) Çünkü o oyuncuyu takımın kabullenmesi dışarıdan gelebilecek diğer isimlere göre çok daha kolay olabilir.

DİĞER YAZILARI