Geceleri gökyüzünü gümüş rengiyle süsleyen, gecenin simgesi güzel uydumuz ay yıllarca insanoğlunu etkisi altına almıştır. İnsanlar aya öyle çok anlam yüklemişlerdir ki zaman zaman ona tapınmayı dahi tercih etmişlerdir. Mistik ve gizli güçler barındırdığına inanılan aydan hayatları ve sağlıkları için yardım dilemişlerdir. Birçok efsaneye ilham vermiştir ay. Bunlardan en tanıdık olanı kurt adam efsanesidir. Bu efsaneyi bilmeyenimiz yoktur; dolunay olduğunda insani özelliklerini yitirip vahşi bir kurda dönüşen lanetlenmiş bir bireyden bahseder. Bütün efsanelerde olduğu gibi bu efsanede de gerçek hayatla ilintili bilimsel gerçekler vardır. Nasıl mı? Beynimizin büyük bir kısmı sudan meydana gelir. Meddücezir (gelgit) olayında nasıl ayın çekim kuvvetinden kaynaklı okyanus, deniz ve göllerde değişimler gözlemleniyorsa beynimizde de bu çekim kuvvetinden kaynaklı bazı fiziksel ve kimyasal değişimler olabilmektedir. Bu değişimler de dolaylı olarak ruh halimize yansıyarak davranış ve düşünce sistemimizde değişikliklere yol açmaktadır.
BİZİ DAHA ÇILGIN VE ADRESİF YAPIYOR
Dolunay olduğu dönemlerde kişilerin normalden daha çılgın ve gözü pek davrandığı yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Kişilerin bu dönemlerde risk alma ve sorumsuzluk gibi psikolojileri ve sosyal hayatları için risk teşkil eden davranışlar sergiledikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca bu dönemde psikolojik sebeplerle acil servislere gitme oranının da normalden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kurt adam efsanesinde olduğu gibi kişilerin gerçekten de bu dönemde öfkelerini kontrol etmekte daha çok zorlandıkları görülmüştür. Bu duruma beyindeki sıvıların ayın çekim gücünün etkisiyle farklılıklar göstermesinin sebep olduğu düşünülmektedir. Suç oranlarının da yine dolunay zamanında artış gösterdiği görülmüştür. Bu sebeple polis merkezlerinin dolunay olduğu dönemlerde daha fazla çalıştığı ve hatta bazı polis merkezlerinin bu dönemde daha fazla polis görevlendirdiği görülmüştür. Bu durum sadece insanlar için geçerli değil tabi ki. Dolunay zamanında hayvanların da normalden daha saldırgan ve garip davranışlar sergiledikleri tespit edilmiştir.
UYKUSUZ GECELER
Dolunayın üzerimizdeki bir diğer olumsuz etkisi ise uyku düzenimizin bu dönemlerde bozulması durumudur. Bunun sebebi ise dolunay zamanında geceleri gökyüzünün normalden daha aydınlık olması olduğu düşünülmektedir. Karanlıkta salgılanan ve uyumamıza yardımcı olan melatonin hormonunun dolunayın parlak ışığıyla kesintiye uğraması uykumuzu da olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum dolunayı görmediğimiz, tamamen perdelerin çekili olduğu zamanlarda ve suni karanlık yapılarak uyuduğumuzda da aynı etkiyi göstermekte. Kişilerin dolunay olduğu gecelerde normalden daha geç uykuya daldıkları, sık sık uyandıkları ve normalden 20 dakika daha erken uyandıkları tespit edilmiştir.
AYIN GÜZEL YÜZÜ
Hep olumsuzluklarından bahsettiğimiz dolunayın hiç mi güzel bir tarafı yok? Elbette var. Dolunay birçok gececi hayvana yaşam verir; onun sayesinde avlanırlar ve yaşamlarını sürdürürler. Dolunay yıllarca gemicilere yol göstermiş, karanlık denizlerde onlara arkadaşlık ve rehberlik etmiştir. Dolunay ayrıca romantizmin de sembolü olmuştur. Romantik duygularla dolunayın ışığı altında sevgiliye yapılan serenat, dolunay olmasaydı aynı etkiyi yapabilir miydi acaba? Hiç sanmıyorum. Güzel uydumuz bizi olumlu yönde de etkiler. Birçok edebi esere ilham vermiş, sanatın ve bilimin birçok dalını etkilemiş ve geliştirmiştir.