Gün içerisindeki tüm koşuşturmalarımız sırasında şahit olduğumuz en belirgin şey geçim sıkıntısı. Bu durumun gün geçtikçe daha çok yoğunlaşması ve daha kötüye gitmesi her şeyi açıklıyor aslında. Başka bir ülkenin vatandaşları bizim ülkemizden dolu dolu alışveriş yapıp evlerine mutlu mesut dönebiliyorken, kendi insanımız evine tek bir ekmek götürmekte, faturalarını ödemekte zorlanıyor. Hatta zorlanmaktan ziyade, götüremiyor, ödeyemiyorlar.
Sosyal medya, bazı kurum ve dernekler sayesinde sayılı zorluk çeken ailelerin sesi duyrulabiliyor, yardım, destek gönderilebiliyor ancak bu durumda olan ve bilmediğimiz daha o kadar çok aile var ki. Bu ülkedeki her vatandaşın tok karnıyla, sıcak yatağa yatma hakkı var. Bunlar barınma, ve beslenme hakkıdır ve temel ihtiyaçtır. Eğer bunca insan bu haklardan mahrumsa, bir şeylerin düzeltilmesi ve kendi vatandaşımıza öncelik verilmesi gerekir. Bu ülkenin, geçim sıkıntısı yüzünden okuyamayan binlerce, yüz binlerce genci var.
Ama ne hikmetse onların dışında hiçbir sıkıntısı, hayat telaşı olmayan çoğu insan, yatarak bile üniversite bitiriyor, her ay dolgun maaşları ceplerine giriyor. Her vatandaşın eşit haklara sahip olması gerektiğini söylediğimiz her cümle nerelere gidiyor bilemiyorum ama, eşitsizlik ve zorluklar altında boğulmadan bence hepsi duyulup el atılmalıdır.