15 Mart Dünya Tüketiciler günü olarak özel günler arasında yerini alıyor. Birçoğunuzdan ‘hadi ya öylemiymiş’ hatta ‘böyle bir gün mü varmış?’ gibi sözleri duyar gibiyim. Aslında düşündüğümüz de hepimiz bir tüketiciyiz. Yediğimiz bir üründen kullandığımız cep telefonlarına, kokladığımız bir oda parfümünden giydiğimiz bir kıyafete kadar daha yüzlerce örnek sayabiliriz.
Peki kimi zaman maddi olarak zorlanarak aldığımız, bazen çok fazla ihtiyacımız olduğu için sipariş verdiğimiz ya da sevdiklerimize hediye olarak aldığımız bu ürünler konusunda haklarımızı gerçekten biliyor muyuz? Tüketici hakları aslında iyi şekilde bilinmeli. Çünkü bir üründen fayda sağlayamıyorsanız hatta üzerine size zararı varsa mutlaka bu konuda girişimde bulunmalısınız.
Peki tüketiciler olarak gerçekten bu konularda ne kadar duyarlıyız? Bazen hatalı üretilmiş, müşterinin kandırıldığı ya da eksik gelmiş ürünler oluyor. Ancak kimi zaman hem fiyat olarak düşük hem de ihtiyaç olarak çok gerekli olmadığında pek ciddiye alınmıyor. ‘Kim uğraşacak bununla’ lafı çıkıveriyor ağzımızdan. Ama bunu diyerek devam edersek bir başkasının da bu mağduriyeti yaşamasına da neden oluyoruz aslında. Gerektiği zamanda gerekli girişimleri yapmayarak o firmaların yeni mağduriyetlere neden olmasına vesile olabiliyorsunuz.
Burada ilk olarak kendi haklarımızı korumalıyız. Önemli unsur alışverişin belgelendirilme süreci aslında. Bu kısım eğer doğru şekilde yapılmışsa mağduriyetinizin giderilmesi muhtemelen çok zor olmayacaktır. Ancak birçok kişinin yaptığı gibi hiçbir belge almadan sadece ücret ödeyerek alınan ürünler için hak aramak çok da kolay olmayacaktır elbette.
Kritik nokta hakkımızı aramak burada. Belgesiyle birlikte gerekli yerlere müracaat etmek. Bu sayede kötü niyetli insanların haksız kazanç sağlamasının önüne geçebiliriz.

DİĞER YAZILARI