Hepimiz hayatta bir şeyler başarmak, başkaları tarafından beğenilmek ve onaylanmak isteriz. Bilinçli ya da bilinçsiz tüm çabalarımız aslında bu yönde olur. Bu istek doğamızda vardır. Dozunda olduğu sürece de kişiye getirileri olur. Ancak kişi bunları takıntı haline getirip herkesten böyle bir beklenti içerisine girerse işte o zaman işin rengi değişir. Kişi istisnasız herkes tarafından onaylanmak ve sevilmek isterse bunun tek yolunun hata yapmamaktan, kusursuz olmaktan geçtiğine inanır. Kendisini hata yapmamaya o kadar şartlandırır ki yaptığı sakarlıklar, küçük hatalar, en ufak bir dil sürçmesi bile “Bittim, rezil oldum, herkes gülecek, alay edecek” gibi düşüncelerle yerin dibine geçmiş hissettirebilir. Bu kimseler genellikle kendilerine asla hata yapma hakkı vermediği gibi hata yaptıklarında ise kendilerini en ağır şekilde eleştiren mükemmeliyetçi kimselerdir. Gözden düşme korkuları had safhada olduğu için kendilerine asla esneklik tanımazlar. Gerçek hayatta her an her şeyin dört dörtlük olmasının mümkün olmadığını unutup işlerini, görevlerini yapmak ve bir şeyleri başarmak için en mükemmel koşulların oluşmasını beklerler, “ya hep ya hiç” mantığıyla hareket ederler. Hata yaparsam sevilmem, yargılanırım, eleştirilirim korkusuyla çoğu zaman harekete geçmezler ve sonuç genelde “hiç” olur. Bu kimseler için hata yapmak başarısız olmakla aynı anlama geldiği için kendilerini geliştirme fırsatını da kaçırırlar.
Bu tembelliklerine taktıkları mükemmeliyetçilik maskesini günlük hayatta olumlu bağlamda cümle içinde kullanmayı da ihmal etmezler; “Ben çok mükemmeliyetçi bir insan olduğum için yaptığım işi kolay kolay beğenmem, ufak pürüzlere gelemem öyle!” Bununla birlikte bu süreci kendilerine nasıl zehir ettiklerinin de yine en iyi kendileri farkındadır. Bu durum karşılarındaki kişinin hatalarına tahammülsüz olmalarına da sebebiyet verebilir. Kusursuz olup herkes tarafından sevilip onaylanma beklentileri masumane görünse de yetersizlik duygusundan ötürüdür ve potansiyellerini kullanamamalarına, endişe ve kaygı yaşamalarına sebep olur. Sevilmek için en iyi olma yolunda yapılan ufak hatalar tökezleyip düşme sebebi haline gelir, en az büyük hatalar kadar yıkıcı etkileri kişinin korkulu rüyası olur. Eğer siz de bu konudan muzdaripseniz size ufak hatalarınız gözden düşme değil sevilme sebebinizdir desem? Sizi biraz olsun rahatlatıp bu konudaki yükünüzü hafifletmenize yardımcı olabilecek bir araştırmadan bahsetmek istiyorum; Pratfall Etkisi.
Kaliforniya Üniversitesinden psikolog Elliot Aronson’ın bu araştırmasında, öğrencilere birtakım sorular soruluyor ve verdikleri yanıtların ses kaydı alınıyor. Öğrencilerin bir kısmı soruları normal bir şekilde yanıtlıyor, diğer kısmı ise soruları yanıtlarken kahvesini döküyor, telaffuz hataları yapıyor. Sonrasında bu ses kaydını gönüllü bir grup insana dinleten Aronson, dinleyicilere hangi kişileri daha çok sevdiklerini soruyor. Sonuçlar gösteriyor ki hata yapan grup daha içten ve doğal bulunuyor. Pratfall Etkisi kısaca eğer mükemmel değilseniz insanların sizi daha sevimli bulduğundan bahseder. Bu etkiye günümüz dünyasından örnek verecek olursak karşımıza en çok çıkan örneklerden biri Jennifer Lawrence’in Oscar almaya çıkarken iki kez elbisesine takılıp düşmesi ile insanların onu daha sevimli, cana yakın bulduğu örneğidir.
Sanılır ki en çok sevilen insanlar hata yapmayanlardır ancak bu durumda sonuç ne yazık ki tam tersi olabilmektedir. Kusursuz duran, açık vermeyen kimseler daha soğuk algılanabilmektedir. İnsanlar bu kimselerle aralarında aşılması güç mesafeler olduğunu, onların ulaşılmaz olduklarını düşünürler. Aynı zamanda kusurlarını açık etmeyen bu kişilerle aynı ortamda bulunduklarında kendilerini rahat hissedemezler çünkü hata kabul etmeyen ciddi kimselerdir bunlar. Bunun yanında başkalarının önünde hata ve sakarlıklar yaptığında bunu alaya alan insanlar ise daha özgüvenli ve etkileyici olarak algılanırlar. Bana göre kişinin özgüvenli ve kendisiyle barışık olarak algılanması sayesinde yaptığı hatalar dikkat çekmez veya göze batmaz. İnsanlar gizlemiş olsalar bile kendi hatalarını en iyi bilenler olduklarından karşılarında kendileri gibi hata yapan birilerini gördüklerinde rahatlama ve hoş görme durumu oluşabilmektedir. Kusursuz olma derdi olmayan kimseler daha içimizden biri gibi sempatik, samimi ve doğal olarak algılandığı için aynı ortamda bulunmak keyifli olur.
Yani aslında kusursuz insanlar çok soğuk ve ulaşılmaz bulunurken bu durumda sevilmek için yapılması gereken şey aslında çok basit. İlla hata yapın demiyorum, sadece hata yapma hakkınızı elinizden almayın, hata yaparsanız kabullenin ve böyle ufak hataları çok da ciddiye almayın. Kapasitenin üzerine çıkmaya çalışmak gibi gerçek dışı hedef ve beklentiler yerine var olan güç keşfedilip kullanılırken yapılan hatalara gülünüp geçilmesi dileğiyle…
HATALARLA SEVİLMEK: PRATFALL ETKİSİ
Uzm. Psk. Sibel Bilir
Yorumlar
Trend Haberler
ATM'lerde büyük yenilik! Para çekme ve yatırma eskisi gibi olmayacak
Aydınlı öğretmen ülke gündemine oturdu: Velilere öyle bir mesaj attı ki…
Aydın-Denizli Otoyolu işletmecisi uyardı! Sürücüler buna dikkat etsin
Sürücüler dikkat! Aydın’da sıkı yönetim ilan edildi
5 bin TL'lik banknot hareketliliği! Birbiri ardına açıklamalar yapıldı
Aydın'da o iki ürün uçuşa geçti! Üreticiler bayram ediyor
Reklam