Bir zamanlar öğretmenler mezun olunca hemen atanırdı. Hem de kendi memleketlerinde görev yaparlardı çoğunlukla, ya eş durumundan ya iş durumundan devlet bunu sağlardı çünkü. Gençler okullarını bitirip meslek sahibi olunca hemen bir işleri olur, bir yere yerleşirler ve yıllarca verdikleri emeğin karşılığını aldıkları gibi maddi, manevi çocuklarına yatırım yapan aileler de bu gençler işe başladıklarında bir nebze soluk alır, çocuklarına gönderdikleri okul harçlıkları ve masraflar biter hem çocukları çalışmaya başlayınca onların maaşlarından, gelirlerinden faydalanabilirlerdi. İnsanların beklentileri karşılık bulur yıllarca yaptıkları yatırımın karşılığını olumlu bir şekilde alırlardı. Doğru dürüst işsiz olmazdı. İyi kötü herkes kendi eğitimi doğrultusunda bir işe sahip olur, okuyamayan insanlar, çocuklarımız da zanaatkârlık yapar onlar da rızklarını öyle temin ederlerdi. Sonra sıra ev kurmaya evlenmeye gelirdi. Geleneklerimize göre aile kendine düşeni gene yapar. Çocuklarını kendilerine, bütçelerine, geleneklerine ve adetlerine göre evlendirirler ve ebeveyn olarak görevlerini yerine getirmiş olurlardı. Ondan sonrası gençlerin kendilerine kalırdı artık.
Günümüz de Türkiye de bir işsizler ordusu var. Bu çocuklar değil üniversite, doktora, mastır yapmış olsalar da yine iş bulmakta zorlanıyorlar zaten çoğu da bulamıyor. İŞSİZ. Verdikleri emek boşuna. Yıllarca ailelerinin desteğiyle okurken şimdi de ailelerinin desteğiyle yaşamaya, hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Kısacası hala onların sırtında bir yük olarak ve bundan son derece mutsuz olarak yaşıyorlar. (yaşamak denirse) Bu çocukları sadece işsiz bırakmadınız! Bunların hayallerini aldınız ellerinden, hayatlarını aldınız. Nefes almalarını güçlendirdiniz boğulur gibi yaşıyorlar. Öyle ya! Eğitimini bitirmiş meslek sahibi olmuş, Çocuk yaşını artık geçmiş bu insanların hala iş bulamayıp ana baba eline bakması, çocuklarına tahsil hayatı boyunca destek vermiş insanların bu çocuklar okullarını bitirip meslek sahibi olduğu halde hala onlara maddi manevi destek vermesi nasıl açıklanabilir? Üç beş kişi alınacak iş ilanlarına sadece yandaşları alacağınıza rağmen vatandaşın tükenmeyen umudu sayesinde kilometrelerce başvuru kuyruklarından, İşkur’un önünde yığınlarca insandan, okulunu bitirmiş, meslek sahibi olmuş pırıl pırıl gençlerin asgari ücrete bile razı olup bunun bile karşılığını almamasından hicap duymuyor musunuz? Siz bu insanları sadece işsiz bırakmadınız; bu gençler evlenemiyor ev kuramıyor dolayısıyla çocuk sahibi olamıyor. İşsiz güçsüz dahası aç. Mutfakta tencere kaynamıyor. Hayatla ilgili tüm beklentilerini sonlandırdınız. Fevkalade bir hayal kırıklığı içinde çoğu, depresyonda, kimi uyuşturucu kullanıyor, kimi intihar ediyor. Yani yaşıyor gibi görünseler de yaşamıyor, var gibi görünseler de aslında yoklar kayıplar. Biz ne kadar konuşursak konuşalım siz anladığınız kadar, daha doğrusu anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz. Yani ANLAMIYORSUNUZ! İnsanları anlamayacak kadar rahat ve zenginsiniz anlamanız mümkün değil anlamanızı da artık beklemiyoruz! Biz anlatmaktan yorulduk siz anlamamaktan. Aramızda uçurumlar var sizinle. Taaa karşı yakadan bizi ne görmeniz, ne anlamanız mümkün…
Bunların tek sebebi sizsiniz. YAŞAMA HAKKINI ELLERİNDEN ALDINIZ! YAZIK ETTİNİZ ÇOCUKLARIMIZA. BİR NESLİ YOK ETTİNİZ!