Yine geldi yıl sonu ve yine koca bir yılı arkamızda bırakarak, kimbilir bizleri nelerin beklediği, bir yeni yıla daha gireceğiz. Giden bir yıl değil aslında, bizim ömrümüzden kayıp giden bir yaprak daha.
Şöyle bir arkama dönüp baktığımda biz önceden ne kadar mutluymuşuz. Çok varlıklı ve çok ilerlemiş bir ülke değilken. Çok mutlu ve huzurluymuşuz da bunun farkında değilmişiz. Azıcık aşımız kavgasız başımız varmış meğer. Oturduğumuz yerde kimse huzurumuzu kaçırmıyormuş. Her gün, bugün yine ne olacak? Ne gibi kötü bir sürprizle karşılaşacağımızı bilmeden ve her gün millet olarak karşılaştığımız onlarca hatta yüzlerce sorunla boğuşarak yorulmak, yorulduğumuz gibi, bir o kadar sorunla daha karşılaşmak insanların insan olacak halini bırakmadı. Sanki sırtımızda ağır bir yük, bir köprüden geçmeye çalışıyoruz ama nasıl? O yük sırtımızı acıttı, acıttıkça daha çok ağırlaştı atmak istiyoruz ama bir türlü düşmüyor sırtımızdan!
Hatırlıyorum da tüp kuyrukları olurdu, kahve kuyrukları, margarin kuyrukları birçok şeyin kuyruğu olurdu ama biz cebimizde paramız o kuyruklarda insanlarla güler konuşur, halimize bakar, rahat rahat iktidarın dedikodusunu yapar, dertleşirdik. İstediğimiz gibi güler kendimizle, kuyruklarımızla eğlenirdik. Şimdiki gibi mutsuz değildik. Ne ülkemizi rant için yakanlar, ne jeotermaller, ne Suriyeliler, ne kadın cinayetleri ne çocuklarımıza tecavüz edenler vardı. Teknolojiden uzakta, ne kocaman renkli televizyonlarımız vardı, ne cep telefonlarımız. Sevgililer gözleriyle iletişim kurarlardı. Şimdikilere söylesek de inanmazla da! Öyleydi işte.
Şimdi daha yeni yıla girmeden önce zam müjdeleri geliyor ona da bir kılıf bulup ‘’güncelleme’’ dediler. Vatandaşın ülkenin yarısı aç. Eskiden cebimizde paramız vardı kuyruğa girip alabildiğimiz her şeyi şimdi parasızlıktan ve pahalılıktan alamıyor insanlar. Gücümüz dermanımız kalmadı uğraşmaktan. Biri bitmeden öteki başlıyor ne ile mücadele edeceğimizi şaşırdık şimdi de ‘’Kanal İstanbul ’’ çıktı başımıza. Daha kaz dağlarının ateşi sönmemişken. SAHİ, NE OLDU KAZ DAĞLARI? BİLENİNİZ VAR MI?
Oysa ne kadar çok isterdim güzel, keyifli bir şeyler yazmak ama olmuyor. Yaşadığımızı ve gördüklerimizi yazmak zorunda kalıyoruz. Ülkenin gerçekleri bunlar başka neyi yazacağız? İspanya yı mı yazayım? Ya da Danimarka’yı mı? Eldeki kumaş bu biz de bunu yazıyoruz!
Gireceğimiz önümüzdeki yılda da neş’esiyle acısıyla, güzellikleriyle, kötülükleri, iyilikleriyle geçirilecek bir zaman dilimi bizi bekliyor. Umudumuzun bitmemesini istiyor gönlüm de, zaman zaman karamsarlığa kapılıyorum. Ama bu ülkeyi seven bunca insan var, bu kötülükleri yapanların karşısında. İşte bütün umudum onlar. BU ÜLKEYİ CANINDAN ÇOK SEVEN TÜRK MİLLETİ!
O YÜZDEN UMUTLARIM BİTİYOR SANDIĞIM YERDE, YENİDEN YEŞERİYOR!
ARTIK İYİ GÜNLER GÖRMEK DİLEĞİYLE HERKESE İYİ SENELER