Trafikte yıllardır arabayla yer alan birisi olarak yakın zamanda motosiklet alma fikri kafamda oluştu. Burada aslında motosiklet tutkusundan ziyade şehiriçi trafiğinden ve park sorunundan bir nebze olsun uzak kalmak düşüncesi yatıyor. Özellikle Atatürk Kent Meydanı çevresinde araba park etmek için yer bulmak çok zor. Akşamüstü ve sabah trafiği de eklenince artık araba kullanmak cidden şehir merkezinde sabır gerektiren bir aktivite olmaya başlamıştı.
Tüm bunlarla birlikte yakın zamanda şu her yerde gördüğünüz, B ehliyeti ile kullanılan motosikletlerden aldım. Belki bir motosiklet tutkunu olmasam da şehiriçi için gerçekten çok kullanışlı bir araç. Tabi ki herkesin tercihi, tarzı farklıdır. Beklentilere cevap verebilecek farklı tarzda motosikletler mevcut. Ancak benim gibi sadece şehir içinde kullanmak isteyenlerin çok fazla tercih ettiği motosiklet tarzı bunlar.
Gelelim değinmek istediğim asıl konuya. Ben motosiklet kullanmaya başladığım sürece kadar trafikte motosikletlilere olabildiğince saygı gösterip, dikkat etmeye çalışırdım. Hala araba ile trafiğe çıktığımda bu hassasiyet devam ediyor. Ancak bir farkla. Artık iki teker sevdalılarının bakış açısıyla da trafiğe bakabiliyorum. Ve gerçekten motosikletlileri trafikte fark etmemiz gerekiyor. En ufak bir sendelemede kontrolden çıkabilen, ne kadar önlem alsanız da arabaya oranla bence tehlikesi daha büyük olan motosikletlere trafikte saygı duymalıyız.
Tabi burada bir parantez de motosiklet sürücülerine açmak gerekiyor. Arabaların gösterdiği saygıya karşılık motosikletlilerin de hem kendi hem diğer sürücülerin güvenliğini riske atacak hareketlerden kaçınmaları gerekiyor. Bunları sağlarsak kazaları en aza indirmek elimizde. Güvenli sürüşler dilerim.