Özellikle futbol takımlarının taraftarlarının her sezon başı heyecanını bilirsiniz. Yapılan transferler, kamp döneminden gelen haberler ve hele bide birkaç hazırlık maçı kazanılmışsa bir çoğu ‘O sene bu sene’ cümlesini kurmaya başlar. Bir taraftarın bunu demesi daha doğrusu takımından başarılı bir sezon geçirmesini beklemesi gayet doğal. Çünkü gönül verdiği renklerle mutlu olmak hakkı.
Ama bu işin sadece başarı boyutu yok. Kaliteli kadronun başarılı olma ihtimali yüksek olsa da her hangi bir başarısızlıkta ortaya çıkacak durumu düşünebiliyor musunuz? Hepimizin gönül verdiği takımlar var ve bu takımlar her sene şampiyon olsa ertesi sene yine bekleriz. Ama bu baskı kulüplerin transfer dönemlerinden yanlış adımlar atmasına sebep oluyorsa farkında olmadan takıma zarar verdiğimizi de bilmeliyiz.
Bu durum Süper Lig’den amatör liglere kadar geçerli. Günü kurtaran daha doğrusu sezonu kurtarmaya dönük yüksek bedelli transferler yapılıyor. Buna ‘Ya tutarsa’ mantığı da diyebiliriz. Sezon sonunda bir takımın lig yada grubunda şampiyon olduğunu düşünürsek ne demek istediğimi daha iyi anlatmış olurum. Yatırım yapan, yüksek ücretlerle bonservis ödeyen hatta yıllık yüksek ödemelerle sözleşme yapan takımların şampiyon olamadığı sezonlarda koca bir başarısızlık tablosu önümüzde duruyor.
Tabi ki her şey şampiyonluk değil ama taraftar ‘O sene bu sene’ der ve siz de yöneticiler olarak buna destek verip kadro kurarsanız, ciddi bir sorumluluğu da kabul etmiş olursunuz. Futbolda takımların girdiği dar boğazı görüyoruz. Süper Lig’den en alt liglere kadar giderlerin getirdiği yükün ne denli büyük olduğu mali raporlarda ortaya çıkıyor. Kısacası ya tutarsa diyerek yapılacak transferle kulübü zor durumda bırakmak iyi bir yöneticilik değildir.