Aydın’ın Efeler ilçesi Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı misafir etti.
Önce Denizli’de AK Parti İl Kongresine katılım sağlayan Erdoğan, ardından havayolu ile Aydın’a geldi. Erdoğan’ın Aydın’daki ilk ziyareti ise Aydın-Denizli Otoyoluna oldu. Cumhurbaşkanı defalarca açılışı gerçekleşen otoyolun resmi açılışını yaptı.
Açılışta en çok dikkat çeken unsur ise, cumhurbaşkanına özel hazırlanan ve milyon liralık olduğu iddia edilen çadır oldu. 15 dakika süren açılışa bu kadar paraların harcanması, tasarruf tedbirlerini akıllara getirdi.
Erdoğan, açılışın ardından ise AK Parti Aydın İl Kongresine katılım için yola çıktı. Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen kongre için ise üst düzey önlemler alındı. Birçok yol trafiğe kapanırken, Batı Gazi Bulvarı’nın büyük bir kısmı bariyerlerle çevrildi.
Bölgede bulunan birçok esnaf o gün siftah bile yapamadan kepenk kapattı. Önceden bu durumu tahmin eden esnaflar ise sabahtan kepenk açmadı. Şehirde trafik tıkanma noktasına geldi. Kuryeler, sipariş yetiştiremedi. Polis ekipleri, trafik nedeniyle birçok olaya müdahale etmekte geç kaldı.
Acaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongre alanını gördükten sonra Aydınlı milletvekillerine iki çift laf etmiş midir? İl ve ilçe teşkilatlarının doldurduğu salon, vatandaşların dışarda kaldığı, yani aslında cumhurbaşkanının vatandaş yerine teşkilatına seslendiği kongreden tam verim alındı mı?
Bir başka bakış açısı ile, Aydın’ın milletvekilleri, Cumhurbaşkanına Aydın’a gelmişken, stadyum ve salon eksikliğinden bahsetti mi? Yoksa cebe atılan 200 lirayla kentin eksiklikleri giderildi mi?
Gün geçtikçe vatandaşın kendisinden ve sorunlarından uzaklaştırılan bir cumhurbaşkanı ve bana göre Aydın için çalışmayan bu kentin milletvekilleri…
Yani kısacası tasarruf tedbirlerinin rafa kalktığı, araç sürücülerinin kontak kapattığı, Aydın’da hayatın durma noktasına geldiği bir kongre geçti gitti ömrümüzden.
*
Bildiğiniz gibi, 10 Ocak, çalışan gazetecilerin günüdür. Bugünün önemiyle hareket eden siyasi isimleri ve oda başkanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Üyesi olduğum Aydın Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’e de ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Yetişkin, 1 saate yakın gazetecilerle sohbet etti. Başkan olduğu süreçten itibaren yaptıklarını ve ileride yapacaklarından bahsetti. Yetişkin’in bu ziyareti, eminim ki tüm AGC üyelerini memnun etmiştir.
İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programı nedeniyle 1 gün ertelediği basın kahvaltısında gazetecilerle bir araya geldi. Karakaş, davet ettiği gazetecilerle sohbet ederek, bu önemli günü kutladı. Kendisine de teşekkür ederim.
Fakat, bir sitemim de olacak. Şimdi söyleyeceklerim meclisten dışarı…
Çalışan ve saat gözetmeksizin sahada bulunan gazeteciler 1 gün ile geçiştirilmesin. Sadece o gün sahte gülücükler etrafa saçılmasın…
Bir siyasetçiyi veya oda başkanını eleştiren gazeteciler, birilerinin kalemi olarak görülmesin. Yanlışları ortaya dökülen kişi veya kurumlar, gazetecilere cephe almasın. Sahada olmayan, aylık 3-5 haber girerek kendini gazeteci olarak gösteren kişiler, bu meslekten uzaklaştırılsın, belediyenin kaynaklarını sömürmesin. Sömürmesin ki, hak eden kişi veya kurumlar daha fazla maddi güce ulaşabilsin…
*
Efeler 09 SFK’nın dümenine geçen Mahmut Gözüaçık ile eski kulüp başkanı Eymen Atay’ın davalık olduğu iddiaları günden güne yayılıyor.
Kulübü devir alan Mahmut Gözüaçık’ın sözünü verdiği parayı ödemediği öne sürülüyor. Bununla birlikte, Gözüaçık’ın birileri tarafından (konuyu henüz teyit ettiremedim) tehdit edildiği biliniyor.
Bu iddiaları geçtiğimiz haftalarda Mahmut Gözüaçık’ı arayarak sordum. “Sayın başkan sizin tehdit edildiğiniz ve bu nedenle 2 kişi hakkında karakola giderek şikayetçi olduğunuzu duydum. Doğru mudur?” dedim. Gözüaçık, “Konuyla ilgili süreci avukatlarım takip ediyor” diyerek, ortada gezen tehdit edilme iddiasını doğruladı.
Gözüaçık’a ardından “Eski kulüp başkanı Eymen Atay ile aranızda para anlaşmazlığı oldu mu? Verdiğiniz çeklerin karşılıksız çıktığı söyleniyor” sorusunu yönelttiğimde ise çok ilginç bir yanıt aldım.
Gözüaçık, kulübü satın almadığını, yeşil beyazlılara sponsor olduğunu söyledi. Sponsor olan bir kişi peki neden kulüp başkanlığı sıfatında yer alıyor? Bunu da siz cevaplayın artık…