Tripanofobi veya irrasyonel bir biçimde iğnelerden korkma davranışı, belonefobi gibi başka isimleri de olan çok yaygın bir fobi türüdür. Aslında bu konu üzerinde araştırma yapan ve bunu yazıya döken bazı kimseler, daha spesifik olmayı tercih ederler ve irrasyonel biçimde ortaya çıkan bu iğne korkusunu belonefobi ve tripanofobi olarak adlandırmak yerine, enjeksiyon korkusu demeyi tercih ederler. Bugünkü yazımda, iğne ve enjeksiyon fobisine atıfta bulunmak adına, ben, tripanofobi kavramını kullanacağım. Tripanofobi, belirli bir fobi türüdür (bir anksiyete bozukluğu). Başlıca özelliği aşırı, yoğun ve akılcı olmayan bir biçimde iğne ve enjeksiyondan korkma durumudur. İğnelerin yanlış kullanılırsa zarar verebileceği doğru olsa da, gerçek şu ki bu fobi (tüm fobilerde olduğu gibi) fobiyi yaşayan kişi için gerçekle orantısız bir korku içerir. Fobilerin en belirgin belirtilerinden biri, kişinin günlük hayatına ciddi bir şekilde müdahale etmeleridir. Dolayısıyla akılcı olmayan bu iğne korkusu da bu konudan muzdarip olan kişiler için büyük rahatsızlık yaratır. Tüm spesifik fobilerde, fobik uyarıcı, kaygıya veya yoğun korkuya yol açan nesnedir. Tripanofobi durumunda da, korkulan nesne iğneler olacaktır, ancak aynı zamanda şırıngalar veya herhangi bir şekilde aşı olma olasılığı da bu durumu yaratacaktır. Ayrıca bazı durumlarda, bireyin iğneler veya şırıngalarla ilgili diğer unsurlardan da korktuğuna dikkat etmek önemli. Örneğin hastane benzeri kokular, sedyeler ve cerrahi malzemeler ve bunlara benzer diğerleri bu tür korkuları tetikleyebiliyor.

BELİRTİLER NEDİR?
DSM-5 (2014) kriterlerine göre, tripanofobi semptomları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
-İğne veya enjeksiyon ile ilgili yoğun ve mantıksız korku.
-Bu nesnelerin göründüğü durumlardan kaçınma (veya yüksek rahatsızlık ile birlikte direnç gösterme).
-Günlük yaşamı etkileyecek derecede, yani klinik olarak önemli seviyede, rahatsızlık veya hayata müdahale.
Bu fobinin semptomlarını daha ayrıntılı olarak belirleyebilir ve bunları üç kategoriye ayırabiliriz:
Fiziksel belirtiler: Nefes darlığı, bulantı, kusma, baş dönmesi ve mide ağrısı gibi belirtiler.
Bilişsel belirtiler: İğne, ölüm ve bunlara dair kafa karışıklığı ile ilişkili zararlı ve mantıksız düşünceler.
Davranışsal belirtiler: Korkulan uyarandan kaçınma (daha önce yukarıda da bahsettiğimiz).

Peki bu semptomlar ne zaman ortaya çıkıyor? Temel olarak, kişi iğneleri düşündüğünde, görselleştirdiğinde veya dokunduğunda ortaya çıkarlar. Doktor ofisine gittiklerinde de bu durum gerçekleşebiliyor. Kısacası kişi, iğnelerle herhangi bir şekilde ilgili bir durum yaşadığında, belirtiler yüzeye çıkacak hale geliyor. Fobinin yoğunluğuna bağlı olarak, semptomlar belirli durumlarda görünecek veya görünmeyecektir de diyebiliriz. Örneğin bazı insanlar için, semptomların görülmesi için iğneleri düşünmek fazlasıyla yeterli. Bununla birlikte, bunun olması için diğer bazı kimselerin de iğne ile fiilen temas halinde olması gerekiyor.

NEDENLERİ
Farklı nedenler, tripanofobiyi veya irrasyonel biçimde iğnelerden korkma durumunu açıklayabiliyor. En yaygın nedenlerden biri iğnelerle ilgili travmatik bir deneyime sahip olma durumu. Örneğin kan alınırken canınızın çok yanması gibi. Aslında bunu, zihnin bir uyaranı olumsuz bir yanıtla ilişkilendirdiği ilişkisel öğrenmeyi (klasik koşullandırma) kullanarak açıklamak mümkün. Bununla birlikte tüm fobiler gibi bu korku da dolaylı şartlandırma ile de elde edilebilir. Örneğin, tripanofobiden muzdarip bir akrabaya sahip olmak ve onu ne kadar etkilediğini görmek gibi. Son olarak bazı yazarlar, insanların, özellikle atalarımızın hayatta kalmasına izin veren belirli fobiler geliştirmeye biyolojik olarak programlandığını (veya yatkın hale getirildiğini) iddia ediyor. Bu teorilere göre, bizi bir tür olarak kurtaracak olan savaş ya da kaç tepkisini tezahür ettirmek için belirli fobiler geliştiriyoruz. Aslında, korkular beynin çok ilkel bölgelerinde gizli duruyor.

TEDAVİSİ
-Maruz kalma tedavisi
Hastayı aşamalı bir şekilde fobik uyarıcıya maruz bırakmaktan ibaret bir tedavi yöntemi. Tedaviyi uygulayan kişi hastanın yakını da olsa, bunu bir terapistin yanında yapmaktan sorumlu. İrrasyonel bir biçimde ortaya çıkan iğne korkusunun meydana gelmesi durumunda, kişi söz konusu fobik nesneye maruz kalacaktır. Önce iğneleri ve benzerlerini düşünerek, sonra görüntüleri ve videoları izleyerek ve onlara yavaş yavaş dokunarak ilerleyeceklerdir, ve örneğin bu süreç onlara bir enjeksiyon yapılabilinceye kadar devam edecektir. Nihai hedef, kişinin durumla hiç bir endişesi kalmadan yüzleşmesi.
-Bilişsel terapi
Bilişsel terapi, daha spesifik olarak bilişsel yeniden yapılandırma yoluyla uygulanacaktır. Buradaki amaç, hastanın fobileriyle ilişkili olarak gösterdiği irrasyonel ve yıkıcı düşünceleri değiştirmek. Mantıksız bir biçimde ortaya çıkan iğne korkusu söz konusu olduğunda; bunlar, örneğin “iğnenin acısına dayanamayacağım” veya “beni incitecek” olabilir, bu düşünceleri daha gerçekçi ve işlevsel olanlarla değiştirmekle ilgili bir süreç izlenecektir.