Ben ekonomide devletin etkin bir rol üstlenmesini benimsemeyenlerdenim. Devletin kendi tüccar ve sanayicisiyle devletin imkanlarını kullanarak rekabet etmesi haksız rekabettir. Fakat devletin kendisini sistemin içerisinden tamamen soyutlamasına da karşı gelmişimdir.
Devlet gömlek fabrikası işletmemeli fakat pamuğu üreticiden alıp işleyip gömlek fabrikasına ulaştıracak sistemden de çıkmamalıdır. Pamuk yetiştiricisinin pamuğunun pul olmasına müsaade etmemelidir.
Devlet hayvan çiftliği ya da mandıra işletmemelidir fakat hayvanların yiyeceği yemin üretildiği sistemin içerisinden de çıkmamalıdır.
Son yıllarda yaşadığımız enflasyonun ana sebebi köşe başlarını tutan ve sektörlere hakim olan dev işletmelerin kontrolsüzce hareket etmeleri ve üreticiyi tamamen ele geçirmeleridir.
En yakın örneği süt fiyatlarındaki artışta yaşandı. Süt fiyatlarının artmasının ertesi günü yem fiyatları da artıverdi. Sebebi çok basit; yem üreticileri artan miktarı süt üreten çiftçide bırakamazlardı, bırakmadılar da..
Buğday fiyatı artsa gübre zamlanıyor, süt fiyatı artsa yem zamlanıyor, konut fiyatı artsa çimento zamlanıyor. Daha örnekler çoğaltılabilir tabi. Burada devletin izlediği ekonomi politikası tamamen sistemi izlemeye yönelik olduğu için ufak üreticiler de muhtaç oldukları fabrikaların kendilerine layık gördüğü miktara razı olmak zorunda kalıyor. Daha fazlasını istese de kazanamıyor. Bu gün süt fiyatı iki katına çıksa yarın yem fiyatı zamlanır, süt üreticisi yine yemcinin istediği kadar kazanmaya mahkûm bırakılır.
Buradan çıkan sonuç şu olmalıdır, devletimiz ekonomiyi oluşturan parçalara doğrudan müdahale etmek yerine köşe başlarını tutup dolaylı yönden müdahale etmelidir. Ufak üreticiyi büyük tedarikçinin oyuncağı haline getirmemelidir. Gübre, yem, zirai ilaç vb. stratejik ürünlerin üretimine doğrudan ya da dolaylı olarak müdahil olup piyasada dengeyi sağlayıcı bir görev üstlenmelidir.
Kısa vadede büyük sorunlar bizleri bekliyor.
Sağlıkla kalın, dikkatli harcayın.