Kanunlara dayanan adli muhakemelerden, daha büyük bir muhakeme vardır ki, bu da her kişinin kendi vicdanıdır. Mahatma Gandhi.
Yazıma bu hafta bu sözle başlamak istiyorum. Hiç şüphesiz ki insanın en büyük mahkemesi vicdanıdır. Vicdan muhasebesi ağırdır. Taşıması zordur. Bu ağırlığı kaldırmak zorunda kalmamak için vicdan muhasebenizi iyi yapmanız lazım ki hesaplarınızla beraber vicdanınızda rahat olsun.
İnsan evladı bir çok duyguyla dünyaya gelmiştir. Ve o duygularla yaşamını sürdürmeye devam etmektedir. Kimileri zamanla o duygularını kaybederken kimileri yaşamının sonuna kadar o duyguları taşımaya devam eder. Dünyada yaşanan felaketler ve kötülüklere rağmen o duyguları tertemiz yaşayanlara ne mutlu. Fakat parayla, pulla, yatla, katla, evle, arabayla gözünü hırs bürüyenler ve bu hırsla insanlık duygularını kaybedenler vay halinize. Evet, bugün ayaktasınız ve sizi paranız ayakta tutuyor. Ya yarın ya ilerleyen zamanlarda ne olacak. Paranız pulunuz kalmayınca size kim dayanak olacak? Hırsla yapılan tüm işleriniz yarın ayağınıza dolanacak. Ve ayağınıza dolanacak o düğümleri çözemeyeceksiniz.
Vicdanını, merhametini koruyan insanlar. O kadar şanslısınız ki. Yaptığınız bir iyilik bir yardım yarın size büyük bir dağ olarak dönebilir. Merhametiniz ve vicdanınız sizin en büyük kurtarıcınız olacaktır. Vicdanlara sesleniyorum… Neden? Neden zulüm etme gereği duyuyorsunuz. Ağzı, dili olmayan hayvanlara bu zulüm neden? Kapı önüne sokak hayvanlarının beslenmesi için konulan mama ve suları kirletip hayvanın yemesine neden engel oluyorsunuz? Onların bize bizim de onlara ihtiyacımız var. Sevmeyin ama saygı duyun. O canlıları seveni, koruyan, besleyen birileri var. Onlara zaman ayıran, besleme saatlerinde sokak sokak gezip doyuran birileri var. Saygı duyun. Zarar vermeyin. Elinizi vicdanınıza koyun.