Alarm sesindeki çığlıkları duydunuz mu hiç. Kimi zaman yardım çığlığı, kimi zaman feryadın sesiydi oysa karşımıza çıkan. Evet belki bizim feryadımız değildi ama kim hayatın da hiç feryadım olmadı diyebilir ki.
Bazen ambulansta bulunan kişinin ‘ölüyorum daha erken’ çığlıklarının sembolü, bazen itfaiyenin ‘küle dönecek bir hayata yetişebilme hızı’ bazen de polis arabasındaki ‘ne olur yardım edin’ namesiydi.
Ve alarm sesinin saati yoktu. Sabah, akşam, özel gün, bayram bilmezdi hiç. Tatili yoktu. Zaten zamanla işi olmazdı. Yarış pistindeki rakibiydi zaman onun için tabii ki geç olmadan yarışı alarm bitirmeliydi, yetişmeliydi, yetiştirmeliydi…
Geçmeliydi hız denilen rakibini. O daha hızlı olmalıydı. Bizler ise alarm sesine nezaketinizi kurumalıydık ne de olsa onun rakibi zamandı bizler değil.