Neden noktalama işareti demişler ki virgülleme işareti de olabilirdi. Hani şu günlük hayatımızda özellikle yazısal hayatımızda kullandığımız işaretler; noktamız, virgülümüz, soru işaretimiz hayatın içinde işte. Hani kimi yerde duraksarız, dururuz nokta gibi. Kimi yerde nefes almak için bir virgül koyarız araya. Bazen de yaşantı o kadar çok şey getirir ki şaşkınlıkla Aaa tepkisini vererek sorular sorarız karşımızdakine. Bazen de hiddetli bir kalkışla ünleme yer ayırırız. Peki hiç düşündünüz mü bu işaretlerin isimlerinin nereden geldiklerini? Yoksa siz de alışılmışı yaşayanlardan mısınız? "Sorgulamakta ne?" sesleri geliyor sanki. Güzeldir sorgulamak, öğrenmek, merak etmek. Evet isimlerinin nereden geldiğini bilmeden hayatımızla bağdaştırırız. Sembol haline gelir hatta. Mesela 'nokta' bitiş olmuştur, son olmuştur. "noktayı koydum artık' deriz, bitmiştir o iş bizim için. Yanılıyor muyum? Peki her son, nokta ile mi olur? 3 nokta ile de olur, ne de olsa o da noktadır. Ama 3 nokta bitmeyişi anlatır. Yüklemi bile yoktur, doldurun doldurabildiğiniz kadar. Soru işareti ve ünlemin de hakkını yememek gerekir. Soru işaretiyle biten cümlelerimiz olmasa cevaplarımız da olmazdı mesela. Peki sadece noktalama işaretleriyle cümlesiz, kelimesiz ifadelerimiz olmaz mı? Olur tabii ki de. Şüphesiz görmüşsünüzdür soru işareti amblemi olan tişörtleri. Kişinin kafasındaki soruları anlatıyordur belki. Anlatıyordur ama anlayana...