Dünya futbolunda takip ettiğimiz bir çok oyuncunun gençlik yıllarından itibaren nasıl yetiştiğini, sonrasında kariyer planlamasını ve hatta futbolu bırakmaya yakın dönemde aldığı kararları birebir görüyoruz. Hani ‘büyük futbolcu kolay olunmuyor’ sözü vardır ya klasik. Eve bu tabir çok doğru ancak büyük futbolcu kolay olunmadığı kadar kolay da keşfedilmiyor.
İyi bir futbolcu olmanın temelinde illaki yetenek var. Meşin yuvarlağın peşinden birçoğumuz koşabilir ancak onu becerikli kullanmak farklı bir meziyet. Bizlerin genç futbolcu algısında bazen yanlışlar olduğunu düşünüyorum. Gerçekten futbolcu çıkarma konusunda çok da zorlanmıyoruz. Bunu son jenerasyonda özellikle Avrupa kulüplerinde göğsümüzü kabartan sporcularımızda görebiliriz. Ülkemizde genç futbolcu tabirinde birçok kişinin fazla yüksek yaşları düşündüğünü görüyorum. Dünya futbolunda küçük yaşlarda verilen sorumlulukların meyvesini alan kulüpleri izliyoruz. Ülkemizde bazı antrenörlerin yaşı ilerlese de oyunculara genç oyuncu gözüyle baktığı ortada. Bu da aslında bir çok yeteneğini geliştirmek için geç kalmış oyuncunun kariyer planı da etkileniyor.
Gelelim başlıkta belirttiğim konuya. Liyakat. Ülkemizde çok değerli antrenörler var. İşini layıkıyla yapan. Oyunculara gereken değeri veren. Ancak öyle antrenörler de var ki oyuncularının futbol hevesini kırıyor. Yeteneklerinin farkında olan, bunu geliştirmek için çabalayan ve haklı olarak da bir yerde forma giymek isteyen oyuncuların önü kesiliyor. Forma giymeyi sadece A takım olarak düşünmeyelim. Bu konuda elbette A takım teknik direktörlerinin sorumluluğu ve lig sürecinde farklı durumlar yaşanabilir. Benim dikkati çekmek istediği nokta alt yapılar. Alt yapılara kabul süreci yada oralarda yetenekli isimlerin keşfedilme serüveni.
Her işi ehline bırakmak gerekir. Her anlamda kendini geliştirmiş antrenörler yetenekli gençlerin önünü açmak adına köprü görevi görürler. Torpille birilerini bir yerlere getirmek mi? Yoksa liyakat ile yeteneklerini keşfedip Türk futboluna kazandırdığınız bir oyuncunun başarılı olmasını gururla izlemek mi? Tüm mesele bence bu iki soruda bitiyor. Kendisini futbola adamış, gerçekten elinden geleni vermek isteyen bir çok yetenekli oyuncunun liyakatsiz seçimler nedeniyle çok sevdiği futboldan uzaklaştığını görebiliyoruz.
Bu nedenle başlığı bu şekilde belirledi. Liyakatin olmadığı hiçbir alanda başarının gelebileceğine çok da inanmıyorum. Evet yeteneklerin bir sınırı olabilir. Bu nedenle herkesin futbolcu olmasını yada kariyer basamaklarını hızla çıkmasını bekleyemeyiz. Ancak herkesin yeteneği ölçüsünde yer alacağı takımlar, ligler vardır. Burada antrenörün elinden tutup futbola kazandırdığı bir oyuncunun da bu fırsatı iyi değerlendirmesi mutlaka gerekli. Genel resme baktığımızda herkesin işini iyi yapması gerektiği sonucuna çıkıyoruz.