Anlatılan hikaye yaşanmış bir hikaye değildir. Fakat yaşanabilecek bir hikâyedir.
Otobüs 'Mutsuzlar kentine geldiniz, bu şehirde yaşayan bir tek mutlu canlı göremeyeceksiniz' tabelasını görerek şehre girer.
Servis sorumlusu diğer firmaların aksine 'Hoş geldiniz. Yolculuğumuz burada son buluyor' demek yerine ' pişman olmak için artık çok geç.' der. Aslı der.
Hayretle otobüsten inen Aslı, karşıdan gelen adama gülümseyerek 'Pardon, çeşmeliler oteline nasıl gidebilirim' der.
Asık suratlı adam eliyle sağ tarafı işaret eder.
Aslı 'Allah Allah' diyerek ilerler. Oteli bulur. Resepsiyona yaklaşır.
-pardon adıma 304 nolu oda için rezervasyon yapılmıştı
Resepsiyondaki asık suratlı Kamil, peki demekle yetinir ve sessizce odasına kadar eşlik eder.
-İşte burası odanız.
Aslı Allah Allah diyerek girer odaya. Annesini aramak için telefonunu eline alır. O da ne telefon çekmiyordur. Sinirli bir şekilde resepsiyona iner.
-Telefon çekmiyor.
Kamil: burada çekmez
Aslı: Nasıl ya? Hangi çağdayız? İnternet şifresini alayım bari.
Kamil: O da mümkün değil. Buraya henüz internet erişimi sağlanmadı.
Aslı: Tövbe tatil mi bu şimdi? Sinirle odaya çıkmak için asansöre yönelir. Elektrik kesilmiştir. Öfkeyle geri döner.
-Sizi şikâyet edeceğim. Böyle şey mi olur? Lobide oturayım bari diyerek lobiye geçer.