Kahve ilk ne zaman ortaya çıktı? Bir kahvenin neden kırk yıl hatrı vardır? Bu konularda farklı internet sitelerinde yer alan bilgileri sizler için topladım. Çoğu insan için vazgeçilmezler arasında yer alan kahve, herkesin bildiği gibi, bizim kültürümüzde “40 yıllık hatrı olan” bir yere sahip. Kahve ilk olarak MS.1000 yılında Yemen’de ortaya çıkıp zamanla Osmanlı İmparatorluğu’na kadar girmiş. Sultana servis edilen bir içecek haline gelmiş.
Kahve pişirmenin de bir adabı vardır. Bu da haremde cariyelere kahve pişirme derslerinin verilmesi ile başlamış. Sonrasında kahvehaneler bir kültür haline gelmiş, insanların toplanıp kahve içtikleri, muhabbet edip fikir alışverişinde bulundukları mekanlar haline gelmiş.

Kahvenin Avrupa'ya yayılışı ise Osmanlı aracılığıyla oluyor. Osmanlı aracılığı ile yayıldığı için Batı'da Türk kahvesi olarak anılıyor. Venedikli tacirlerin kahve tohumlarını İstanbul'dan Venedik'e götürmesi ile Avrupa'da tanınmaya başlanıyor. İtalyanlar için kısa zamanda vazgeçilmez bir içecek haline gelen Türk kahvesi, en az Osmanlı'da olduğu kadar seviliyor ve sahipleniyor. İtalya’da bugün günde 38 milyon fincan kahve tüketildiği söyleniyor.

Avrupa'da bir başka yayılma öyküsü ise Viyana Kuşatması esnasında yaşanıyor. Kuşatmada, Osmanlılar çekilirken arkalarında çuvallar dolusu kahve tohumu bırakmışlar. Viyanalılar bunun ilk başta deve yemi olduğunu düşünmüşler fakat kuşatma boyunca kahve tohumlarının gerçek öyküsünü, Türkleri izleyen gizli ajanlar sayesinde öğrenmişler. Viyana'da ise Türk içkisi olarak anılmaya başlanmıştır. Bir Polonyalının şehirdeki ilk kahvehaneyi açmasıyla kahve kültürü yaygınlaşıyor.

Ardından Batı Avrupa’da kahvehaneler ile dolup taşmaya başlıyor. Özellikle yazarlar, besteciler gibi aydınların durağı haline geliyor. Kahve artık bütün dünyada bilinen ve herkes tarafından çok sevilen içecek haline geliyor. Türk kahvesi olarak yayılmaya başlamasına rağmen bugün çok farklı tarzlarda ve çeşitlerde insanlara sunulmaktadır.

Peki neden bir kahvenin kırk yıl hatrı vardır derler? Hikayesine bakacak olursak Üsküdarlı bir kahve satıcısının, Rum gemi kaptanına kahve ikram etmesiyle bu atasözünün anlamı meydana geliyor. Aradan 40 yıl geçer ve Üsküdarlı kahveci savaşta esir düşer. Kahveciyi tanıyan Rum kaptan ise kendisine 40 yıl önce kahve ikram eden adamı unutmaz ve ona yardım eder.