Pandemi yüzünden zor zamanlar geçirirken İzmir depremi hepimizin canını yaktı. Depremden kurtulan mucize bebeklerimiz ise can acısının üzerine hepimize sevinç gözyaşları döktü.
Deprem günü bütün Türkiye tek yürek oldu. Hepimizin gözü kulağı İzmir’e çevrildi. Yardımlaşmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu o gün tekrar tekrar anladık. Türkiye’nin her yerinden gelen AFAD, AKUT, Kızılay, İtfaiye Daire Başkanlıkları, gönüllüler ve niceleri… Canlarını dişlerine takıp enkaz altında kalan canları bulmaya çalıştılar. Gece gündüz demeden olay yerinden ayrılmadılar. Bunu görmüş olmak mutluluk verici bir şey.
Deprem bölgesindeyiz ve bunu anlayıp gerekli önlemleri almamız ne kadar zaman alacak? Türkiye’de depremde daha kaç canımızı kaybedeceğiz? Artık geriye sadece acı kaldı.
Depremden bize kalan acı, hüzün ve bir yandan da Ayda ve Elif’in yaşıyor olma mutluluğu… Depremde yıkılan evler kimin sorumsuzluğu? Malını canından daha fazla seven kim? Kimsenin kimseyi ailesinden ayırmaya, o mutluluğu acı bir burukluğa bırakmasına hakkı yok. İnsanlar başkalarının suçu veya bir hatası yüzünden ölmemeli. Deprem hepimize ders oldu. Bu dersten sonra umarım insanların canı daha çok düşünülür ve daha sağlam binalar yapılır.