At ve eşek eti ithal edilecekmiş. Bugün, her gün duyduğumuz ülkemize dair mükemmel haberlerden biri de buydu. Ne için, kim için, ne sebepten geliyor bu etler ülkeye? Zaten et yiyemeyen insanlar arada sırada yemek fırsatı bulsalar da at eti mi, it eti mi diyerek şüphe ederek et yiyemeyecekler. Et insanlar için gerekli bir besin maddesidir. Özellikle beyin gelişimi ve unutkanlık için yenmesi gerektiği söylenir. Çok merak ediyorum piyasada güvenerek yiyebileceğimiz bir şey kaldı mı? Sebzelerin, meyvelerin genetiğiyle oynadınız. Kendi kıymetli mahsullerimizi ihraç ederek elalemin bozuk kalitesiz ürünlerini ülkeye yine rant kaygısıyla birilerine getirterek geleneksel tatlarımızı bozdunuz. Ağız tadıyla bir mercimek çorbası içemez olduk. Mandıraya gittiğimizde aldığımız peyniri fiyatıyla değerlendirir olduk ucuzsa peynir biliyoruz ki o işte bir iş var, bu gerçek peynirden öte bir şey. Ama insanlar bilse de almak zorunda kalıyorlar belki de çaresizlik ve parasızlıktan. Bunlar hep sağlığımızı bozan sebepler.
Yediğimiz hiçbir şeyin eski tadı yok. Kendiniz gerçek hurmayı ağaçtan toplamak için ağaçların altını ısıtırken, vatandaş bir sıcak çorba bulup da içebiliyorsa haline şükreder oldu. İnsanlar bulduğunu yer oldu fakirlikten. Size göre manzara güzel. Sizin içinde bulunduğunuz yerden baktığınız pencereden öyle mi görünüyor bilmem ama resim hiç iyi değil bunu bilin istedim. Çocuklarımız hiç aklımıza gelmeyecek yöntemlerle ölüyor. Alt tarafı bir çikolata çeşidiyle! Siz bunu önleyeceğinize ambalajın nasıl yapılması gerektiğini tartışıyorsunuz. İnsanlar topluca ölüme gidiyor yokluktan siz siyanürü yasaklıyorsunuz. Sanki ölümün başka modeli yokmuş gibi. Kadınlarımız deseniz öylesine. Hiç durmadan öldürülen kadınların yanına her gün başka bir kadın ilave ediliyor. Bozduğunuz eğitim sistemi sayesinde telef olan çocuklarımız. Dolayısıyla toplumun içinde eriyip gidecek zaten okusalar da iş bulamadıkları için enikonu bunalıma giriyorlar. Şu veya bu şekilde insanlarımız yok olmaya başladı. Bütün tarım topraklarına yaptığınız o acımasız enerji santralleri yüzünden yok olan yer üstü değerlerimiz. Ekonominin temel direği olan tarım ve hayvancılıkla uğraşıp ülkemin öz kaynaklarını hayata geçiren çiftçiyi yok ederek, başka ülkelerin çiftçilerini kazandırarak kendi çiftçimizi borç batağında süründüren ve tarım ve topraktan vaz geçiren siz bütün bunlara göz yumuyorsunuz. Çiftçi de böyle yok oluyor. Sırasıyla birbirine bağlı olarak devam eden ekonomi çöküyor. Ve insanlar bir şekilde silinip yok olup gidiyorlar, gerek hastalanarak, gerek bunalıma girip intihar ederek. Bir şekilde yok olan insanlar. Çiftçiden başlayarak, esnaf, küçük büyük fark etmiyor, işçi, memur, toplumun etkilenmeyen bir tek kesimi siz ve yanınızdakiler.
Bir ülke ve bir milleti yok etmek için var mı başka formülünüz? Bu bir soykırım değil de nedir? Nedir bu ülkeden istediğiniz? Ya da başka açıdan bakarsak, nedir bu insanlara ve ülkeye düşmanlığınız? Altını üstüne getirdiniz de yorulmadınız. Biz sizinle mücadele etmekten ülkemiz adına savaş vermekten yorulduk! Lakin her şeyin bir sonu mutlaka vardır. Sabırla bekliyoruz. Hiç durmadan sanki biz görmüyormuşuz gibi yaparak ve sanırım bizim de inandığımızı sanarak, ama fevkalade aldanarak pespembe tablo çizenler; BU GİDİŞ NEREYE HİÇ GÖRMEZ MİSİNİZ? UĞURLAR OLSUN!!! YOLUNUZ AÇIK OLSUN!!!