İnsan hakları denilince akla, insanların eşit olduğu, dini duygularına, fikirlerine saygı gösterdiği, insan onurun korunduğu, kimsenin kimseyi küçük görmediği ve fırsat eşitliğinin yaşandığı akla gelir.
Birinin yediği diğerinin baktığı, fikir ayrılıklarının, birbirinin küçümsendiği, insanların birbirine olan saygısından ve sevgisinden her daim çıkar beklediği, bencilliğin ayyuka çıktığı, bir ülkede insan hakları vardır demek ne kadar gerçek bilemiyorum. Derisinin rengi farklı, siyaset görüşü farklı diyen toplumda insan haklarından bahsetmek ne kadar doğru bu da tartışılır.
Devletin bir kesimine ayrımcılık gösterip kimi kesimin kamusal anlamda daha az faydalandığı bir toplumda yaşarken insan haklarının olduğunu düşünmüyorum. İnsan hakları var olması herkesin her hakkı olduğuna gelmez. Kimsenin kimseyi incitme hakkı olmadığı gibi kimsenin hakkını yiyemez. Makam üstünlüğü, koltuk üstünlüğü senin insan haklarını yemene müsaade edemez. Kimsenin kendine köle yapmaya hakkı yoktur.
Yaşama hakkı, eğitim hakkı, yerleşme ve seyahat etme hakkı, çalışma hakkı, özel hayat ve haberleşme gizliliği gibi birçok hakkımız var. Bu dünya hiç kimsenin tapulu malı değildir hepimiz eşitiz ve hiç kimsenin birbirini kanun çerçevesi dışında insan hakkına müdahale etme hakkını vermez. Kadın cinayetlerinin, çocuk katliamlarının, intiharların olduğu yerde insan haklarından bahsettiğiniz mesajların hepsi çöp gözümüzde. İnsanın en önemli hakkı yaşama hakkıdır.
10 Aralık 1948’de "Birleşmiş Milletler Örgütü Genel Kurulunca kabul edilen ve günümüzde de geçerli olan "İnsan Hakları Evrensel Bildirisi" hiçbir ayrım yapmaksızın insanların eşit, özgür, insanca yaşamasını ve bunun için gerekli olan ortamın hazırlanmasını öngörmektedir. “Birleşmiş Milletler Örgütüne "üye olan devletler(156 devlet) bu bildiride belirtilen hakları ülkelerinde uygulamak zorundadırlar.30 maddeden oluşan bu bildirinin önemli maddelerinden bazıları şunlardır.
*Bütün insanlar haklar bakımından özgür ve eşit doğarlar. *Kimse ırk, cins, dil,din ve siyasal düşüncelerinden dolayı kınanamaz. *Yaşamak ve özgürlük herkesin hakkıdır. *Kölelik ve kulluk yasaktır. *İşkence yasaktır. İnsana insanlık dışı hareketler yapılamaz. İnsana yakışmayacak cezalar verilemez. *Yasa önünde herkes eşittir. Kimseye ayırt edici işlemler yapılamaz. *Hiç kimse yasal bir neden olmadan tutuklanamaz, alıkonulamaz, sürülemez. *Hiç kimse düşünce ve sözlerinden dolayı sorumlu tutulamaz.
Çok sevdiğim bir yazarın da dediği “Hiçbirimiz kötü değiliz. Hiçbirimiz masum da değiliz. Her birimiz ne isek, oyuz. Kusursuz da değiliz, hatalı kod da değiliz. Hangimiz doğru, hangimiz yanlış, hangimiz günahkar, hangimiz namusluyuz? Sen mi karar vereceksin? Ben mi bileceğim. Sen ‘ne’ isen ben de ‘o’yum. Koskocaman profesör, karısının yüzünü dayaktan tanınmaz hale getiriyor. Tinerci Adem, enkazdan çocuk kurtarıyor. Neye göre iyi, neye göre kötü.. Hepimiz önce insanız. Kusursuz değilim. Olamam da. Her birimizin eksikleri, artıları, güzellikleri, çirkinlikleri, iyiliği, kötülüğü var. Bazılarımızın derisi siyah, bazılarımızın beyaz. Bazılarımız camide, bazılarımız kilisede, bazılarımız Sinagog’da dua ediyoruz. Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak yaşıyoruz. Ne doğduğum yeri seçebildim ,ne ailemi. Sen gibi geldim ben de ,ben gibi gideceksin sende ”Umarım insanlık kazanır, sevgiyle kalın.