Nazilli’de kendi köpeğini katleden cani serbest kaldı. Ne bekliyorduk ki? Gözaltına alınması bile hem ona ufak bir korku yaşatmak hem de kamuoyunun gazını almak. Başka hiçbir maksadı yok. Bizim ülkemizin kanunları bu canları korumuyor ki en başta. Zavallı hayvan yaşadığı travmalar sonucu etrafa zarar veriyor diye şiddet uygula, en sonunda da öldür. Ne olacak ki alt tarafı köpek değil mi?
Onun canı insan canı ile kıyaslanamaz, insanın yanında eşyadan farksız. O yüzden biri sahiplendiği bu cana şiddet uygulamış, öldürmüş, işkence yapmış ne önemi var! Biz de bugün konuştuk yarın unutur gideriz zaten. Böyle düşünen binlerce insanın varlığını bilmek çok yıpratıyor.
O cani de yeniden başka hayvanlara belki dozunu artırıp insanlara zarar vermeye devam edebilir. Çünkü biliyor ki her seferinde serbest kalıyor. Hayatına geri dönebiliyor. Yaptığı yanlışlardan cayması için hiçbir neden yok ortada.
Ağzı dili olmayan o masumlar, bir şekilde davranışlarıyla, bakışlarıyla dertlerini anlatmaya çalışıyor. Eşyaya zarar veriyorsa bu hayvan zaten bir sorunu var. O sorunu düşünmek yerine hayvanı ortadan kaldırmak ne kadar mantıklı! Bir de pişkin adam, “Havaya sıktım, sonra da hayvanı köpek sığınma evine götürdüm” diyor.
O sığınma evi nerede? Madem gitti, köpeğin durumu nasıl? Güvende olduğuna dair bir bilgi, paylaşım neden yapılmıyor? Videoda vurduğunu bariz bir şekilde söylemesine rağmen hayvanın acı çektiği duyulmasına rağmen görüntüden nasıl anlaşılamıyor denebiliyor? Yalan söylediği bu kadar ortada olan biri, şiddet problemi yaşayan böyle biri nasıl yeniden toplum içine salınabiliyor?
Cevapsız kalacak bu sorularım ve yaşanan bu durum için şunu söyleyebilirim ki, ilk değil son olmayacak, bugün Nazilli’de yarın başka bir yerde aynı canilikler yaşanmaya devam edecek. Bu cani köpeğine, başkası eşine, bir diğeri çocuğuna uygulamaya devam edecek. Hiçbir şeyden çekinmeden toplum içinde ellerini kollarını sallayarak dolanmaya da devam edecekler. Biz de ah, tüh edip birkaç gün içinde susacağız her zamanki gibi…