Toplum olarak beslenme alışkanlıklarımız arasında ekmeğin çok önemli bir yeri var. Uzun dönemlerden beridir ana besin kaynağımız ve sofralarımızın olmazsa olmazı diyebiliriz. Ancak ekmek tüketimi son yıllarda dikkatimizi iyice çekmiş durumda. Glutensiz beslenme, 3 beyazdan uzak durma vb beslenme modalarının da etkisiyle ekmek tüketimimizi iyiden iyiye sorgulamaya başladık. Bu sorgulama sonucunda da ekmeği keserek kilo vereceğimize inandık ve ekmeksiz çeşitli beslenme şekilleri deneyerek vücudumuz ile türlü deneyler yaptık. Peki ekmeği kesmek gerçekten gerekli ya da yeterli mi?
Beyaz ekmek (somun) içerik olarak beyaz un, gluten, sirke, tuz, maya şeklindeki basit içeriğiyle ülkemizde en sık tüketilen ekmek çeşididir. Lif bakımından yetersiz olması nedeniyle tüketiminde çabuk acıkma ve porsiyon kontrolü sağlayamama gibi sorunlarla karşılaşılması olasıdır.
Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük enerjinin %50-60 kadarı karbonhidrattan sağlanmaktadır. Bu noktada ekmek, miktarı ve içeriği göz önünde bulundurulduğunda en kaliteli karbonhidrat kaynaklarından biridir. Ekmek tüketimi durdurulduğunda vücut ihtiyaç duyduğu karbonhidratı alabilmek için kişiyi diğer karbonhidrat kaynaklarına yöneltir ve bir çok karbonhidrat kaynağı içinde yüksek oranda rafine şeker ve sağlıksız yağ içeriği bulundurmaktadır.
Bu nedenle ekmeği günah keçisi ilan edip tamamen tüketimini kesmek yerine porsiyon kontrolüne dikkat ederek çeşidini değiştirmek en sağlıklısı olacaktır. Burada da yönelmemiz gereken başlıca ekmek çeşitleri, tam buğday, çavdar, siyez vb tam tahıllı, lif ve içerik bakımından daha zengin alternatiflerdir.
Tek bir besine düşman olup dışlayarak çok daha kötü alternatiflerine yönelmek yerine o besinin en sağlıklı alternatiflerini tercih ederek daha sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak mümkün. Kilo almanıza ya da vermenize sebep olan şey tek bir besin değil, beslenme düzeninizdir.